Gökadalar
(Kaynak: NASA HST/spacedaily.com)
Spacedaily.com’da 11 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan bir yazı bu soruya cevap verdi…!
Lancaster Üniversitesinden (İngiltere) astronomlar, David Sobral ve Jorryt Matthee başkanlığındaki bir araştırma grubu, Samanyolu tipinde erken dönem gökadaları etrafında, fotonlardan oluşan dev kürelerin (halo) varlığını belirledi…!
Araştırmacılar, Samanyolu gökadasının nasıl oluştuğunu anlamak için daha uzaktaki gökada gözlemlerinden elde edilen veriye güvenmekte… Yakın gökada ve yıldız incelemelerinde ise, ışığı analiz eden spektroskopi yöntemi kullanılmakta… Böylece, gözlenen cismin madde kompozisyonu, sıcaklığı ve hareketi hakkında veri sağlayacak spektrum çizgileri incelenmekte…
Uzaktaki bir gökadanın ışık spektrumunda, Lyman-alpha çizgisi adı verilen ve hidrojen gazına işaret eden spektrum özelliği görüntülenir…
Araştırma grubundan Jorryt Matthee’e göre, Çok uzak gökadalarda ortaya çıkan “yenidoğmuş” yıldızlar yakınlarında bulunan gaz bulutlarındaki hidrojeni parçalayacak kadar sıcaktır… Bunlar daha sonra Lyman-alfa ışıması yayarlar… Teoride, uzaktaki gökada gözlemlerinde bu ışıma gözlenebilir…
Ancak, pratikte ise, ortaya çıkan bu Lyman-alfa fotonları (Lyman-alpha photons) etrafı saran gaz ve toz bulutları tarafından engellenir; hareket yollarından saptırılırlar ve durumları anlaşılması zor bir sürece dönüşür…
Kanarya Adalarındaki (La Palma) “Isaac Newton Telescope”u kullanan araştırmacılar , geliştirdikleri özel bir deneyle, 1000 kadar uzak gökadayı inceledi…
Gökyüzünü geniş açılı kamera ve özel filtrelerle inceleyen araştırmacılar, gökadalardan gelen bu Lyman-alfa ışığının geldiği yeri ve miktarını belirlediler…
Araştırmacıların vardığı sonuca göre, belirledikleri Lyman-alfa fotonlarının sadece yüzde bir-ikisi , Samanyolu gibi, gözledikleri gökadaların merkezinden kaçıp gelebilmekte…!
Araştırmacılara göre, yıldız üreten uzak gökadalar Lyman-alfa fotonlarından oluşan, oldukça büyük ve sönük birer foton küresi (halo) ile sarılmış olmalı… Bu fotonlar, serbest kalıncaya (halo’yu terkedinceye) kadar yüzbinlerce ışık-yılı süresince absorblama ve tekrar-ışıma (re-emission) süreçlerini yaşamış olmalı…!
Araştırmacılar, fotonların yaşadığı bu durumun neden kaynaklandığını henüz açıklayamıyor ve, 2018’de uzaya yerleştirilmesi beklenen James Webb Teleskobu ile (JWST) yapılacak çok daha detaylı gözlemlerle bu fotonları oluşturan yıldızların yapısı ile, yıldızlararası ortamda mevcut olan gazın özellikleri hakkında daha kapsamlı veri elde etmeyi umuyor…
Yararlanılan Kaynak:
http://www.spacedaily.com/reports/Photons_Struggle_to_Escape_Distant_Galaxies_999.html