SN 1987A’nın radyo dalgaboyunda görüntüsü.
(Kaynak:ICRAR/Australia Telescope Compact Array (ATCA)/earthsky.org)
Deborah Byrd, “earthsky.org”da 23 Şubat 2017 tarihinde yayımladığı bir yazıyla, Süpernova 1987A’yı hatırlattı…
Süpernova 1987A, 30 yıl önce, 23-24 Şubat 1987 gecesi keşfedilmişti… Dünyaya en yakın olarak gerçekleşen bir yıldız patlamasıydı… Teleskobun dörtyüz yıl önce icadından bugüne gözlenen en parlak süpernovaydı… Güney yarıküreden, çıplak gözle aylarca gözlenebildi…!
NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobunun 1990’da fırlatılışından sonra, detaylı olarak gözlendi…
SN1987A, cüce gökada “Büyük Magellan Bulutsusu” (Large Magellanic Cloud) bünyesindeki tarantula Bulutsusu içinde ve Dünyadan 160 000 ışık yılı uzaklıkta bir gök cismi… Dünyadan ilk olarak gözlendiğinde, bu patlama gerçekte, 160 000 yıl önce meydana gelmişti… Işığı, saniyede 300 000 kilometre kadarlık hızıyla, Dünyaya ancak ulaşabilmişti…!
Mayıs 1987’ye gelindiğinde ışığında bir artma oldu… Takiben de sönükleşti…
“Nova” yeni yıldız demek… Süpernova da…”büyük yeni yıldız”… (“Süper” sözcüğünün dilimize olduğu gibi alınması… dilbilimcilerin acıklaması gereken bir konu…!)
Johannes Kepler, ilk süpernova gözlemini 1604’te gerçekleştirdiğinde, yeni bir yıldızın doğumuna tanım olduğunu sanmıştı… Halbuki, ölümüne tanık olmaktaydı…!
Gözlediği bu süpernovaya “Kepler’in yıldızı” (Kepler’s Star) adı verildi… Bu, telskobun icadından önce gözlenen son yakın-süpernovaydı…
Astronomlar, SN1987’nin merkezinde bir nötron yıldızı veya “pulsar bulutsusu”nun (pulsar wind nebula) mevcut olduğunu düşünüyor…
Bilim insanları, SN1987A gibi, Tip-2 süpernovaların bir yıldızın (mavi dev Sanduleak) patlamasından sonra içinde çökmesi sürecinde oluştuğunu düşünüyor… Mavi devlerin de, bazı süpernovaların yaratıcısı olduğu biliniyor…
Bu süpernovadan yayımlanan nötrinolar, bu gök cisminin merkezinde bir “Nötron Yıldızı”nın mevcut olduğunun göstergesi…Ancak, bu bugüne kadar doğrulanamadı…
Bu sitede de yeterince vurgulandığı üzere, diğer canlılar (ve cansızlar) gibi, insan vücudunu oluşturan atomların büyük bir kısmı yıldızlar tarafından sentezlenmiş…! Süpernovalar da, yıldızların madde sentezleme sürecinin bir parçası…daha ağır elementlerin sentezlendiği bir süreç…
Diğer taraftan, süpernovaların Samanyolu Gökadasını yüksek-enerjili radyasyonla (parçacıklarla) doldurduğu düşünülüyor… Bu da Dünyadaki yaşamı başlatan mutasyonları tetiklemiş…
Başka bir husus, süpernovaların, tetikledikleri şok dalgalarıyla, beş milyar yıl kadar önce, Güneş Sisteminin oluşumunu tetiklemiş olması…
Süpernovaların nasıl ortaya çıktığının bilinmesi bu bakımdan önemli…!
SN1987A’nın, 2011’de, Hubble Uzay Teleskobuyla “optik” ışık tayfında görüntüsü.
(Kaynak: NASA, ESA, and P. Challis (Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics)/erathsky.org)
Yararlanılan Kaynaklar:
http://earthsky.org/space/supernova-1987a-closest-brightest-supernova-star-death
Reblogged this on tabletkitabesi.
BeğenBeğen