
Üzerinden fazla zaman geçmedi… Chelyabinsk göktaşı, Rusya’nın Chelyabinsk Kasabası nın 23 kilometre yukarısında patladığında tarih 15 Şubat 2013, saat de sabah 09:20 civarıydı…
Bu astronomi olayını daha da ilginç kılan şey, aynı gün başka bir göktaşının Dünyanın yakınından geçecek olmasıydı… Aslında, astronomi meraklıları (ve göktaşlarının yakın geçişini izleyen bilim insanları) bu “yakın-geçişe” odaklanmıştı…
Önceden bilinen (hesaplanan) bu yakın geçişe henüz saatler varken, Chelyabinsk Kasabasının üzerinde bir “gümbürtü” (!) koptu… Yüzlerce binanın pencereleri patladı… Bir fabrikanın çatısı kısmen çöktü… Bazı atölyelerin kapıları devrildi… Kırılan pencere camlarının etrafa saçılan parçaları binden fazla kişinin hafif şekilde yaralanmasına sebep oldu… Bu gökyüzü olayı, Rusyada yaygın olan, birçok otomobil kamerası tarafından kaydedildi… (You Tube’de videosu en bol bulunan meteor olayı…)
Neyse ki, mevsimin kış ve yakın çevrede bir gölün mevcut olması, Chelyabinsk üzerinde patlayan ve 11 000 tonluk (20 metre boyda) bir kütleye sahip olduğu hesaplanan bu göktaşının yere ulaşan en büyük parçasının (diğer bir çok küçük parçayla birlikte) kısa sürede ele geçirilmesini mümkün kıldı…
Ana parça, Chelyabinsk’e 78 km uzaklıktaki Chaberkul gölünün buzla kaplı yüzeyinde altı metre çapında bir delik açarak, göle düşmüştü… Arazinin karla kaplı olması çevreye yağan diğer küçük taş parçalarının da toplanmasını kolaylaştırdı…
Gölden çıkarılan en büyük parça 570 kg kadardı… Halen Chelyabinsk Müzesinde sergilenmekte…
Göktaşının gölden çıkarılan büyük parçası.
Araştırmacılar, göktaşlarının mineral yapısını detaylı olarak incelemekte… Mineral yapılarını dikkate alarak, bu gök cisimlerinin Dünyaya düşmeden önce geçirdiği süreci anlamaya çalışmakta… Sayıca çok az olsa da, Marstan, hatta Merkürden kopup Dünyaya ulaşanlar bile, mineral yapıları analiz edilerek biliniyor…
Chaberkul Gölüne düşen farklı mıydı…?
Rusya, ele geçirilen bu göktaşının küçük parçalarını, doğal olarak, birçok araştırma kurumuna gönderdi… NASA’daki bilim insanları kendilerine ulaşan parçalar üzerinde yaptıkları analizlerin sonunda ilginç bazı bulgulara ulaştılar… Bu göktaşının koptuğu ana kütle (asteroid) son 300 milyon yıllık dönemde ondan fazla defa “jeolojik-çarpışmaya” (geologically-impact) maruz kalmıştı…! En son 27 milyon yıl önce…
Ana göktaşının dış bölgesinden koptuğu anlaşılan bir parçanın analizinden, bunun, yüzde doksanının silikat, yüzde beşinin sülfit ve geri kalan yüzde beşinin de demir-nikel elementinden oluştuğu belirlendi… Taş parçasının yaş tayini için uygulanan farklı yöntemlerle, bu göktaşının 4.5 milyar yıl kadar bir yaşta olduğu anlaşıldı…!
Araştırmacılar, Chelyabinsk göktaşının “Ana Asteroid Kuşağı”ndan (Main Asteroid Belt) geldiğini, ancak, Dünyanın yakın bölgesine nasıl ulaşabildiğinin bilinemediğini söylüyor…
Bu göktaşı “LL chondrite” olarak adlandırılan bir (düşük oranda demir ve nikel içeren) gruba ait… Bu gruba dahil göktaşları, Dünyada en fazla bulunanlardan…
Tarihte meydana gelen en büyük üç göktaşı olayı Rusya üzerinde gerçekleşti… Araştırmacılar bunun Rusyanın kapladığı arazinin büyüklüğünden kaynaklandığını düşünüyor…
Astronomi olayları “inanışı” etkiler mi…?
“Astrobob.areavoices.com”da 19 Eylül 2013 tarihinde yayımlanan bir haber bu soruya ışık tuttu…! Bu habere göre, Chelyabinsk göktaşının yeri henüz belirlenip gölden çıkarılmadan, Rusya’da, Andrei Breyvichko ve izleyenleri “Chelyabinsk Göktaşı Kilisesi” (Church of the Chelyabinsk Meteorite) adıyla dini bir etkinlik başlatmış…! Amaçları, göktaşı aramalarının durdurulmasını sağlamak…! Bryvichko’ya göre, “yasal ve moral normları içeren bilgi seti” ihtiva ettiği düşünülen, bu sebeple, kutsal olarak kabul ettikleri bu göktaşının aranması ve gölden çıkarılması esnasında, göktaşının sahip olduğu bilgileri kaybedilebilir…!
Bu haberin yazarı Bob King’e göre, “göktaşlarının kutsanması” uzun bir tarihi geçmişe sahip… Amerikan Yerlilerinden Greenland’deki İnuit’lere (eskimo); Yunanlılardan Romalılara kadar, göktaşlarına özel statüler verilmiş… Yüksek oranda demir içerenleri heykel, süs eşyası ve silah yapımında kullanılırken, tarih öncesi kızılderili toplulukları onları (Winona meteoriti, Elden Pueblo- Arizona) “kutsal emanetler” olarak muhafaza etmiş…
Roma İmparatorlarından (Varius) Elagabalus (MS 218-222), Varius Avitus Bassianus (MS 218-222) yumurta şekilli siyah göktaşını (Black Stone of Emesa) dini törenlerinin merkezine yerleştirdiler… Antik metinlerde, bu “törensel” cismin gökten düştüğü özellikle belirtilmiş…
“Emesa”’nın Kara Taşı, o dönemde bastırılan paraları da süslemiş…! Yeterince büyük olduğu anlaşılan bu taşın, Emesa Tapınağından (Suriye) Roma’ya at arabasıyla taşındığı anlaşılıyor…
Sonuç olarak, “gökten düşen bir göktaşına tapınma” Romalıların o dönemdeki resmi dini haline geldi… Bob King, bunun, batı dünyasından, muhtemelen, o tarihten günümüze ulaşan tek “kayıtlı” tarih olduğunu düşünüyor…
MS 253’te, Roma İmparatoru Uranius Antoninus adına bastırılmış bir Roma parası.
(Kaynak: Tim Heitz/astrobob.areavoices.com)
Emesa tapınağı içinde kara taşı gösteren bir başka Roma parası.
(Kaynak: Wikipedia)
Göktaşlarına olan ilgi daha sonra, başka toplumlarda da devam etti…Bu taşlardan biri Kabe’nin doğu köşesinde yer almaktadır…
*
Dini inanışların yanında göktaşları diğer iki farklı sebepten dolayı değerli… Bunlardan biri, nadir bulunan taşlardan olmaları, yani, büyük bir alıcı kitlesinin mevcut olması sebebiyle parasal değeri… Bazı nadir türleri altından çok daha değerli…!
Belki de en önemli değer sebep ise “bilimsel değeri”… Güneş Sisteminin ilk oluşum evresine ışık tutmaları…
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.rt.com/news/meteorite-church-established-russia-971/
https://astrobob.areavoices.com/2013/09/19/welcome-to-the-church-of-the-chelyabinsk-meteorite/
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.