Dönemim gazete haberi.
Bu sorunun cevabı, space.com’da, Ian O’Neil tarafından, 29 Mayıs 2017 tarihinde yayımlanan bir yazıda verildi…
Einstein’in 1915 yılında yayımladığı “Genel Görecelik Kuramı”nın (General Relativity Theory) önermelerinden biri de, çok büyük kütleli cisimlerin ışığı yolundan saptırabilecek olmasıydı… Einstein, bu önerisinin doğrulanabilmesi için deneysel bir çözüm de belirlemişti… Tam Güneş Tutulması…
Tam Güneş Tutulması esnasında çekilecek olan ve arka plandaki yıldızları gösterecek kaliteli bir fotoğraf, aynı bölge için daha önce çekilen veya daha sonra çekilecek fotoğrafla kıyaslandığında, Güneşe yakın bölgedeki yıldızların konumlarında belirlenebilecek sapmalar, Einstein’in bu önermesinin ispatı olabilirdi…!
National Geographic TV-Türkiye’de gösterilmekte olan “Genius” (Dahi) adlı dizide, bu olay, detaylı olarak dramatize edilmekte…
Kısaca, Einstein’in, bu Güneş gözleminin gerçekleştirilebilmesi için, güçlükle bulabildiği para desteğiyle, Kırım’a Gönderdiği astronomi ekibi, Birinci Dünya savaşının beklenmedik bir şekilde başlamasıyla, Güneş Tutulması gözlemini gerçekleştiremez…
Yine de, bilim meraklıları, bu gözlemi ve fotoğraf çekimini, bundan 98 yıl önce, 29 Mayıs 1919’da gerçekleştirir…Bu olay, Einstein’in Dünya çapında tanınmasını ve kabul görmesini sağlar…
Einstein, bilim-yaşamının en verimli yılı kabul edilen 1915’te, birbirinden değerli dört bilim-makalesi yayımlar… (Bilim dünyasının, onun yayımladığı ilk makalelere karşı fazla sessiz kalması onu hırslandırmış ve makale sayısının dörde kadar yükselmesini tetiklemiştir…!)
Bu dönemde yayımladığı “Genel Görecelik Kuramı”, Isaac Newton’un 1687’de yayımladığı “Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica” kitabında açıkladığı klasik mekanik modeli bilim dünyasında “değişemez” kabul edildiğinden, Einstein’in yeni kuramı büyük bir şüpheyle karşılanır…!
Einstein’in önermesine göre, uzay sabit değildir… Cisimlerin hareketi uzayın yapısını (dokusunu) değiştirebilir…! Newton’a göre ise, uzay / Evren durağan (inert) bir ortamdır…
Einstein’in bakışına göre, uzay, diğer boyut olan “zaman”la birleşiktir… Evreni oluşturan doku “uzay-zaman”dır… Bu doku, içinde hareket eden cisimler tarafından esnetilebilir / deforme edilebilir…
Bu iki teorinin ayrıldığı noktalardan biri, gravitasyonun ışığın üzerine etkisidir… Cisimler, yakınından geçen ışığı yolundan saptırır…! Einstein’e göre bu olay / etkilenme “kütleçekimi”nden dolayı değil, uzay-zamanın eğilmesindendir…! Trambolin (trampoline) üzerine çıkıldığında, bu aracın esnek yüzeyinin çökmesi benzeri bir durum…Bilim müzelerinin girişinde karşılaşılabilen, yuvarlanan paranın daireler çizerek, deliğe düşmesi deneyi de bu duruma benzeyen bir örnek… Sonuç olarak, Gravitasyon, uzay-zamanın eğilmesidir…
Herne kadar, tüm cisimler çevresindeki uzay-zamanı bükse de, bunun gözlenebilir bir seviyede gerçekleşebilmesi için, yıldız gibi, çok büyük kütleli cisimler gerekir…
Gökadalar, bugün, bu olayın sıkça gözlenebildiği uzay cisimleridir… Normal şartlarda, gökadanın arkasında olduğu için gözlenemeyen bir gök cisminin (başka bir gökadanın) ışığı, önündeki gökada tarafından eğilerek odaklanır… Kısaca, bir gökada optik mercek gibi rol oynayarak, görünmeyen gökadanın ışığının (ve gökadanın) görünmesini sağlar… Bu fiziki olaya “gravitasyonel mercekleme” (gravitasyonel lensing) denilmekte…
Yukarıda da vurgulandığı gibi, Birinci Dünya Savaşı, Einstein’in bu teorisinin gözlemle ispatını bir süre engelledi…
Einstein’e bu konuda yardım, Hollandalı fizikçi Willem De Sitter’in önersiyle, İngiliz Fizikçi Arthur Eddington’dan geldi… (Savaş ortamı, doğal olarak, bilim insanlarının işbirliği yapmalarını da engellemekteydi…)
İngiliz, “Royal Society” ve “”Royal Astronomical Society”nin Eddington’un liderliğinde oluşturduğu gözlem grupları Brezilya ve Afrika’nın batısındaki “Principe” adasına gönderildi… 29 Mayıs 1919’daki Güneş Tutulması 20. Yüzyılda gerçekleşecek en uzun süreli (6 dakika kadar…) tutulma olacaktı…!
Bu tarihte, Güneşin arka planında Hyades takım Yıldızı yer almaktaydı…
Eddington, Brezilya ve Afrika’dan alınan yıldız görüntülerini analiz ederek, fotoğraflarda belirlenen yıldız pozisyonlarının Einstein’in Genel Görecelik Kuramıyla hesaplanan pozisyonlarıyla uyuştuğunu belirledi…Böylece, cisimlerin uzay-zamanı büktüğü iddiasının gerçek olduğu anlaşıldı… Newton’un “uzay statiktir” düşüncesi geçerliliğini yitirmişti…
Güneş tutulmasıda yıldızlar.
(Kaynak:Royal Astronomical Society/space.com)
New York Times, bu araştırma sonuçlarını 7 Kasım 1919’da duyurunca, bilim insanlarının yanında, sıradan halk da Einstein’in varlığından büyük oranda haberdar oldu…!
1919’da gerçekleşen “en önemli /verimli” Güneş Tutulmasından sonra, Einstein’in kuramı birçok şekilde test edildi… Einstein’in kuramı sürekli olarak, yeni kanıtlarla, doğrulandı…
Yine de, Einstein’in bu bilimsel başarısı ona Nobel Ödülü kazandıramadı…! Einstein’e tek Nobel Ödülü “fotoelektrik etki” üzerine yaptığı çalışmalar sebebiyle, 1921 yılında verildi…
“Genel Görecelik Kuramı” Einstein’e neden Nobel Ödülü kazandırmadı / kazandıramadı…?
İnternetten yaptığımız kısa araştırmada bu soruya net bir cevap bulamadık…
Yine de, yukarıda belirttiğimiz TV Dizisindeki bazı sahnelerden şu yorumu yapmak mümkün olabilir…: Einstein, bilimsel keşiflerini gerçekleştirirken, bir çok başka bilim insanının çalışmalarından da yararlanmaktaydı… İş arkadaşlarının bile, farkında olarak /olmadan, ona bazı fikirler vermiş olması, onu bazı konuları düşünmeye yöneltmiş olması olası…
Ödül Komitesi, diğer başka faktörlerin yanında, Einstein’in diğer bilim insanların gerçekleştirdiği çalışmalardan istifade oranını da dikkate aldığında, Einstein’e ödül verme konusunda tereddüde düşmüş olmalı… !
Yararlanılan Kaynaklar:
http://www.space.com/37018-solar-eclipse-proved-einstein-relativity-right.html