Voyager 1 (temsili)
(Kaynak: NASA/JPL-Caltech/space.com)
Mike Wall’ın space.com’da 1 Aralık 2017 tarihinde yayımlanan haberine göre, aradan geçen 37 yıldan sonra, Voyager 1’in yedek roketleri (backup thrusters) tekrar çalıştırılabildi…!
Voyager 1 aracı üzerinde mevcut olan “yörünge düzeltme manevrası iticileri” (trajectory correction maneuver-TCM thrusters ) son olarak, 1980’de, Satürnün yakınından geçerken (flyby) kullanılmıştı…
NASA’nın bu aracı izleyen/yöneten ekibi, 28 Kasım 2017 tarihinde ve test amacıyla, bu itiş roketlerini tekrar ateşledi…!
NASA tarafından 2012 yılında yapılan açıklamada, Voyager 1 aracının “*yıldızlararası ortama” (interstellar space) ulaştığı, Güneş Sisteminin dışına çıkmayı başardığı duyurulmuştu…!
Voyager 1, bu yolculuğu süresince, Dünya ile iletişim sağlayabilmek için, yön düzeltme manevralarını “standart durum-kontrol iticileri”ni (standard attitude-control thrusters) kullanarak gerçekleştirdi…
Ancak, son üç yıldır, bu roket sistemi performansının zayıfladığının işaretlerini vermekteydi…! Uçuş yönetim ekibi, bu defa yedek sistemi kullanmayı denedi… Testin amacı buydu…
Habere göre, bu testin gerçekleştirilmesi çok da kolay olmamış… Voyager 1 üzerindeki yazılımın 37 yıl önceki bir tasarım olması, bu testi gerçekleştirecek ekibin bu yazılımı tekrar hatırlamasını gerektirmiş…
Görev ekibi, Ocak 2017’den itibaren testten başarıyla geçen bu sistemi, ana sistem olarak kullanmayı planlamakta… Böylece, bu araca kumanda kabiliyetinin iki-üç yıl daha sürdürülebileceğine inanılmakta…
Voyager 1’deki itiş roketleri çalıştırılmadan önce, ısıtılma ihtiyacı “radyoizotop termoelektrik jeneratör”ün ( radioisotope thermoelectric generator-RTG) ürettiği elektrikle sağlanmakta… RTG Plutonyum-238’i yakıt olarak kullanmakta…)
Voyager 1 ve Voyager 2 araçları, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün turu için 1977 yılında, birkaç hafta arayla, uzaya gönderilmişti…
*Voyager 1’in yıldızlararası ortama ulaşmasının ne anlama geldiği hususunu bu sitede daha önce de ele almıştık… Merak edenler, konunun detayını o yazıdan öğrenebilir… Kısaca özetlersek, NASA’ya göre, “yıldızlar arası uzay” uzaydan gelen kozmik ışınlarla / rüzgarlarla, Güneşin püskürdüğü atomaltı parçacık rüzgarlarının (solar wind) karşı karşıya geldiği, birbirini geriye doğru itmeye çalıştığı, uzay ortamı… Diğer bir ifadeyle, Güneş Rüzgarlarının etki-sınırı…!
Bu sınır, NASA’nın biraz amacını aşan ifadesiyle, “Güneş Sisteminin Sınırı” mı…?
Bu soruya, bilim insanı David Butler, You Tube’deki “How far away is it ?” adlı videosu üzerine, bir izleyicisinin sorusuna cevaben yaptığı açıklamada, şöyle cevap verdi…:
“…Good point. The Oort Cloud is part of the solar system. The ‘influence of the sun’ comment’ is meant in the context of the solar wind vs the interstellar medium. I should have made that clearer…””
Butler, kısaca, “Oort Bulutu Güneş Sisteminin bir parçasıdır” diyor…!
Voyager 1 (ve Voyager 2) Güneş Sisteminin dışına çıkmadı…yakın gelecekte çıkamayacak…!
Yine de, Voyager araçlarına, 37 yıldan donra ve aradaki, yaklaşık 22 milyar kilometreye ulaşan bir uzaklığa rağmen, hâlâ kumanda edilebiliyor olması, başta NASA çalışanları olmak üzere, bilim-mühendislik dünyasının büyük başarısı…!
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.space.com/38967-voyager-1-fires-backup-thrusters-after-37-years.html
One thought on “Sezar’ın hakkı…Sezar’a…: Voyager 1’e hâlâ kumanda edilebiliyor…! ( Voyager 1’s thrusters can be fired, already…!)”
Yorumlar kapalı.