(Bu yazı bu sitede Aralık 2013’te yayımlanmıştı. Aşağıda, kısaltılarak tekrar yayımlandı.)
Saturnalia, Roma tanrısı Satürn şerefine, 19-23 Aralık haftasında kutlanan bir festivaldi.
“Noel”in kökeni astronomiye mi dayanıyor…?
“Noel”, Hz. İsa’nın doğumunun kutlandığı, Hristiyan bayramı. Bu kutlama ayrıca “Doğuş Bayramı”, “Kutsal Doğuş” veya “Milât Yortusu” olarak da bilinir…
“Noel”, Dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından, her yıl, 25 Aralık‘ta kutlanır. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık‘a karşılık gelen 6 Ocak‘ı “Noel” olarak kutlarlar. Araştırmacılar, bazı Ortodoks kiliselerinin “Noel”i Jülyen takvimine göre kutlamasının nedenini, halen kullanılan Gregoryen takviminin (Katolik) Papa XIII. Gregory tarafından düzenlettirilmiş olmasına bağlamakta…
“Noel” sözcüğünün Latince “Natalis” (doğum) kelimesinden geldiği ileri sürülmüştür. Bir diğer görüşe göre, “Noel” kelimesi, Galya dilinde (Keltçe) “yeni” anlamına gelen “noio” ile “Güneş” anlamına gelen “hel”in birleşmesiyle oluşmuştur ve “Yeni Güneş” anlamına gelmektedir. “Noel” kelimesi o devrin pagan (çok tanrıya inanan) toplumunda, yeni yılın başlangıcında yapılan şenliklere (daha sonraki dönemde) ad olmuş. “Noel” sözcüğünün kökeni ile ilgili bir diğer açıklama ise Fransızca “haber” veya “yeni” anlamındaki “nouvelle” kelimesinden geldiğidir. “Noel” ayrıca, Almanca‘da, “kutsal gece” anlamında kullanılmış…
Bazı araştırmacılar “Noel” kutlamalarının Hristiyanlık inanışına sonradan dahil edilen bir uygulama olduğunu ileri sürdü. Bu görüş sahiplerine göre, antik çağlardan beri kutlanagelen pagan “Kış Festivalleri” ile Roma‘da yayılmış Mitraizm‘in (Güneş Tanrısına inanış) kış festivalleri olan “Yule” (Yeni Yıl) ve “Saturnalia”daki uygulamalar “Noel”in kökenini teşkil etmektedir. 25 Aralık, Roma İmparatorluğu’nda, Güneş Tanrısının (Mitra, Sun God) doğum günü olarak kabul ediliyordu. Roma halkı Hristiyanlık‘tan önce büyük oranda pagan inanışa sahipti…
“Noel”, Hristiyanlık’ta Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutlanırken, Hz. İsa’nın doğum ve ölüm tarihleri üzerine tarihçiler ve araştırmacılar farklı görüşler ileri sürdü… Hristiyanlara 300 yıl kadar süren baskıların ardından Roma İmparatoru “Konstantin”, Hristiyanlığı M.S. 313 yılında kabul etti ve Roma’da Hristiyanlığa, diğer dinlerle birlikte, resmen izin verdi. Zamanla Hristiyanlık Roma İmparatorluğu’nda en yaygın din haline geldi…
Bazı araştırmacılar İmparator “Konstantin”in, diğer pagan gelenekleri gibi (kutsal pazar günü, İsis modeli Meryem Ana,…) Güneş Gününü de, toplumda barışı koruma ve karma bir din oluşturma hedefi kapsamında, Hristiyanlığa adapte ettirdiğini ve Hz. İsa’nın doğum günü olarak kabul ettirdiğini ileri sürdü… Papa Liberius, M.S. 354 yılında, 24 Aralık‘ı 25 Aralık‘a bağlayan geceyi Hz. İsa‘nın doğum günü yıldönümü olarak ilan etti.
Günümüzde de yaygınlaşarak uygulanmakta olan “Noel Ağacı” süslemesinin pagan geleneklerinden gelen bir ritüel olduğu bilinmektedir. Yaprak dökmeyen ağaçları ve çelenkleri ölümsüz yaşamın simgesi olarak kullanmak, eski Mısırlıların, Çinlilerin ve Yahudilerin ortak bir geleneğiydi. Avrupalı paganlar arasında yaygın olan ağaca tapınma, Hristiyanlığı benimsemelerinden sonra, İskandinavların şeytanı korkutup kaçırmak ve “Noel” zamanında kuşlar için bir ağaç hazırlamak üzere ev ve ambarlarını yılbaşında ağaçlarla donatma geleneği biçiminde sürdü. Almanya‘da da kış ortasına rastlayan tatillerde evin girişine ya da içine bir “Yule” (yeni yıl) ağacı konuyordu…
Ortaçağda Adem ve Havva‘yı canlandıran bir oyunun ana dekoru, cennet bahçesini temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacıydı. Adem ve Havva yortusunda (24 Aralık) Almanlar evlerine böyle bir “Cennet Ağacı” dikerler, “Noel” mevsiminde ağaçla aynı odada “Noel” Piramidi (!) de bulunurdu. 16. yüzyılda “Noel Piramidi” ve “Cennet Ağacı” birleşerek “Noel Ağacını” oluşturdu…
Eski Romalılar, gündüzlerin uzamaya başladığı 25 Aralık’ta, Güneşin esaretten kurtulması şerefine eğlenceler yapardı. 25 Aralık, aynı zamanda, Romalıların Işık (Güneş) Tanrısı “Mitra”nın doğum günüdür.
“Sol Invictus” (Unconquered Sun) eski Yunanda Güneş Tanrısı idi. Tertullian’a göre, İmparator Circus Maximus kendini SoI’a adamıştı…Bir kaynağa göre, Romalılar 21 Aralık tarihini Dies Natalis’in (İstila Edilemeyen Birinin) doğum günü olarak kutlamaktaydı. Birçok kaynak Dies Natalis kutlaması ile, Sol Invictus’un kastedildiğini ileri sürdü. İncil’de (Bible) Hz. İsa “Doğruluk Güneşi” (Sun of Righteousness) olarak nitelenerek, bir şekilde, Güneşle ilişkilendirilmiş…!
25 Aralık, Roma imparatoru Konstantin zamanında, Hz. İsa’nın doğumu olarak kutlanıldı. Bu kutlamaya, 354 yılında, Roma piskoposu Liberius resmiyet kazandırıldı. Böylece eski bir pagan âdeti daha, “İsa bizim güneşimizdir” sloganıyla Hristiyanlaştırılmış oldu. Yine de, 25 Aralık kutlamasının ne zaman başlatıldığı tam olarak bilinemediğinden, bunun “Noel”in tesisine olan etkisi tartışmalı görünmekte…
25 Aralığın Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutlanması, Batı Kilisesi (Western Christian Church) trafından 4. Yüzyılın başlarında kabul edilmiş ve uygulanmış. Bu tarihin, daha sonraki dönemde Doğu Ortodoks Kiliseleri tarafından da kabul gören ve uygulanan bir tarih olduğu anlaşılıyor…
Papa Dionysus, 525 yılında, Hz. İsa’nın o zamana kadar belli olmayan doğum yılını, 754. Roma yılı olarak ilan etti. Bu ise, Papa Gregorius’un tertiplediği Gregoryen takvimine itibar eden Katolik, Protestan, Süryânî ve Rumlara göre MS (Milattan Sonra) 1 yılına karşılık gelmekteydi. Bazı araştırmacılar, o devirde “sıfır” rakamının bilerek kullanılmadığını, bu sebeple, Hz. İsa’nın doğum tarihinin Milat (sıfır) yılına, kasten denk düşürülmediğini ileri sürdü…Julius Caesar’a ait Julyen takvimini kullanan Rus, Balkan ve Ermeni kiliseleri “Noel” 6-7 Ocak gecesi kutlar. İki takvim arasında 13 gün fark vardır.
Kutlanan bu geceye “Christmas” veya “Noel” adı verilmesi 597 yılında oldu…. “Christ”, Hz. İsa’nın adıdır. “Kurtarıcı” anlamında kullanılan, Yunanca, “Hristos”tan gelir. “Mass” ise bedene girmek demektir. Fransızca olan “Noel” kelimesi ise, Latince “doğum” anlamında kullanılan “nativitatis”/”natalis” kelimelerinden gelmektedir.
*
- Yüzyılda, Romada, kilise takvimi İsa’nın doğumunu 25 Aralık olarak gösterdi. Bu takvimde, diğer tatil günleri de Güneşin pozisyonu-ilişkili olarak belirlenmişti…! S. E. Hijmans’a (ve Isaac Newton’a) göre, bu tarih, Roma’da Kilise liderliği tarafından (Güney Gündönümü olarak) belirlenmiş, kozmik bir sembolizm… 25 Aralık tarihi, gündüz saatinde ölçülebilir ilk uzamanın meydana gelmesi sebebiyle, Kış Gündönümü olarak gösterildi.
Hristiyanların bu tarihi belirlemesinin diğer bir amacı da, o tarihte kutlamakta oldukları “Sol Invictus”un (veya, Güneş tatili olan Dies Natalis Solis Invicti) da doğum günü olması… Paul Ernst Jablonski, 1743’te, “Christmas’ın 25 Aralık tarihi olarak belirlenmesinin Romada uygulanan Güneş tatili olan “Dies Natalis Solis Invicti”ye (İstila edilemeyen Güneşin doğumu) denk düşmesi; Kilisenin paganlaştırılması gayreti” olduğunu ileri sürdü…
Bazı araştırmacılar Hristiyanlıktan önce, pagan toplumları tarafından yapılan bazı kutlamaların, daha sonraki dönemde, Hristiyanlığın uygulamalarına dahil edildiğini düşünüyor. Kuzey İskandinav toplulukların (dini) kutlamalarından olan “Yule log”, Roma’nın “Saturnalia”sı (hediye vermek) ve kutlamak (merry making) gibi geçmişten gelen bir çok festival; Roma “Yeni Yıl” kutlamaları bunlar arasında… Bazı protestan gruplar ise, 25 Aralık kutlamasını din (İncil) dışı (ve fazla pagan) bir eylem sayarak, reddetti…
Hristiyanlığın öncesinde ve ilk yüzyıllarında, Güneşin Kış Gündönümünde (solstice) yapılan festivaller Avrupadaki bir çok pagan kültüründe çok yaygındı…Bu dönemde, (aslında bugün de…) başta tarım işi olmak üzere, açık arazide çalışanların işleri minimum düzeyde olduğundan, halkın gerek kutlama yapacak zamanı ve de, artık günlerin uzamaya başlamasının sevinci ile, kutlama yapmaya ihtiyacı vardı… (Bu tarihle birlikte, gündüzlerin uzamaya başladığını bilerek, bu heyecanı her 25 Aralıkta duyduğumu belirtmeliyim…)
Gelelim Güneşin Ölümüne…!
Güneş Gerçekten ölür mü…? Eski devirlerde insanları tedirgin eden neydi…? Güneşin gündoğumundan günbatımına kadar gökyüzünde izlediği yörünge gerek ufka göre açısal yüksekliği ve gerekse yay boyu (gündüz uzunluğu), Dünyanın Güneşin yörüngesindeki konumuna bağlı olarak (ve bir önceki güne kıyasla) sürekli değişir.
Dünyanın dönme ekseni, Güneşin etrafında dolandığı yörünge düzlemi ile 23.5 derece açı yapar. Yaz ve kış aylarına göre, Güneş gökyüzünde azami 47 dereceye ulaşan farklı (açısal) konumlarda görünür. Dünyanın dönme ekseni ile Dünya-Güneş ekseninin yaptığı açının yıl boyunca değişmesi, belirli bir saat zamanı referans alındığında (örnek olarak: öğlen 12:00), Güneşin gökyüzünde göründüğü açısal yüksekliğin yıl boyunca değişmesine sebep olur.
Güneşin yıl boyunca (Kuzey Yarımkürede) açısal yükseklik değişimi (Kaynak: Wikipedia)
Kuzey yarıkürede, kış Güneşi, güneydoğudan doğar ve güneybatıdan batar. Yine Kuzey Yarıkürede, yaz mevsiminde Güneş kuzey-doğudan doğar ve kuzey-batıdan batar. “Ekliptik (Ecliptic)”, Dünya Güneşin yörüngesinde dolanırken, Dünya üzerindeki bir gözlemciye göre, Güneşin Gökküredeki yıldızlar (burçlar) içinde çizdiği sanal yol ve bu yol ile belirlenen düzlemdir.
Dünyanın dönme ekseninin eğik olması sebebiyle, Güneş gökyüzünde görünür yörüngesi bir çember yayıdır ve bu yay yıl boyunca değişir. Kuzey yarımküredeki bir gözlemci için, Dünyanın, dönme ekseninin yörünge düzlemiyle en büyük açı (Güneşten en fazla uzaklaşılan açısal konum) ve en küçük açı yaptığı yörünge noktalarına “Gün Dönümü”(solstice) adı verilmiştir. Dünyanın dönme ekseninin, Dünya-Güneş merkezlerini birleştiren eksenle doksan derece açı yaptığı yörünge noktaları ise Ekinoks (Gece-Gündüz eşitliği; Exinox) olarak adlandırılmıştır. Kuzey yarımkürede Kış Dönümü (Winter Solstice) 21-22 Aralıkta, Yaz Dönüm (Summer Solstice) ise 20-21 Haziranda meydana gelir. İlkbahar Ekinoksu 20-21 Martta, Sonbahar Ekinoksu ise 22-23 Eylülde meydana gelir. Güney yarıkürede ise bu durumun tersi gerçekleşir.
Kış Gündönümü (Winter Solstice) 21-22 Aralıkta, Yaz Gündönüm (Summer Solstice) ise 20-21 Haziranda meydana gelir.
22-23 Eylül (Ekinoksu) ve 20-21 Mart (Ekinoksu) döneminde gece-gündüz süreleri 12 saat olarak, eşittir.
Dünyanın dönme ekseni ile Dünya-Güneşekseninin yaptığı açının yıl boyunca değişmesi, Güneşin gökyüzünde göründüğü açısal yüksekliğin yıl boyunca değişmesine sebep olur.
Dünyanın dönme ekseninin (yaklaşık) 23.5 derecelik eğimi ve Güneşin etrafındaki (tam bir daire yayı olmayan) eliptik yörüngesi dikkate alındığında, belirli bir zaman (saat 08:00 gibi…) için her gün yapılacak gözlemlerde, Güneşin ufuk çizgisinin yukarısındaki görüntüsü sabit bir koordinat noktasında oluşmaz. Bu ölçüm noktalarının birleştirilmesi ile Güneş, üst bölümü daha küçük olan “8” şekli oluşturur. Bu şekle “Analemma” (Güneş saatinin ayağı) adı verilmiştir.
Eğer gözlem için seçilecek saat zamanı 12:00’dan farklı ise, gözlemcinin bulunduğu enleme de bağlı olarak, bu sekize benzeyen eğri sağa veya sola doğru farklı açılarda eğilir…
Londra’da öğlen saati için çizilmiş bir Analemma (Kırmızı noktaların her biri Güneşin günlük görütüsünü temsil etmekte; Kaynak: Wikipedia)
22, 23 ve 24 Aralıkta Gündüz uzunluğundaki değişim çok az olduğundan, Güneşin bu farkedilmesi zor hareketi, ilk çağlarda Güneşin (yörüngesinin minimum noktasının ufkun altında kalacağı bir ölçüm saati için) hareketinin durduğu (Güneşin öldüğü) olarak kabul edilmiştir. Bazı araştırmacılar bazı inanışlarda, peygamberlerin, ölümünü takiben, göğe yükselmesinden önce, mezarında “üç gün süreyle yatması” inanışını Güneşin 22-24 Aralıktaki bu-neredeyse-sabit (kaldığı) hareket ile ilişkilendirmektedir…!
Sonuç olarak, toplumların inanç sistemleri içinde oluşturdukları kutlamalarda Güneşin önemli bir pay aldığı görülmektedir. Diğer bir husus ise, farklı inanç sistemlerine sahip olan ve yapılan savaşlar sonunda birlikte yaşamak zorunda kalan toplumlar arasındaki uyumu (birlikte yaşamayı) kolaylaştırmak için, yönetenler tarafından (ve muhtemelen, bir kısmı da kendiliğinden oluşan) inanç sistemleri arasında birleştirici tedbirlerin de uygulamaya konulduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda tarihçiler ve araştırmacılar arasında farklı görüşler mevcut olsa da, “Noel” kutlaması ile Güneşin (göreceli olarak) yeniden parlamaya (yükselmeye) başladığı astronomik olayın/tarihin (25 Aralık…) örtüşmesi, bir tesadüften ziyade, tarihsel bir gerçeklik gibi görünmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar:
http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=429
http://en.wikipedia.org/wiki/Christmas
http://www.roebuckclasses.com/105/physical/earthsun/earthsun.htm
http://tr.wikipedia.org/wiki/Noel
http://www.tariharsivi.org/icerik/2252/hazreti-isa-ne-zaman-dogdu.html
http://www.enduroclub.org/forum/showthread.php?t=1411
One thought on ““Noel”in kökeni astronomiye mi dayanıyor…?( Christmas’s astronomical origin…!)”
Yorumlar kapalı.