Emily Lakdawalla
(Kaynak: planetary.org)
“Sunum”… teknoloji-eğitim-pazarlama dünyasında, birkısmımızın-iş gereği- geçmişte sıkça yaptığı, bir kısmımızın halen yapmakta olduğu, bir kısmımızın da yapmak zorunda kalacağı (kaçınılamaz) bir görev…
Birçok işte olduğu gibi, etkili/başarılı bir “sunum” yapmak da bir sanat… Tabi, bunu bu gözle görebilecekler için… Kendisinden istenen sunumu bir angarya görenler, zaten, davayı baştan kaybedecektir…!
Emily Lakdawalla, ABD’deki “Gezegensel Derneği” diye adlandırabileceğimiz “Planetary Society”nin ( planetary.org ) kıdemli yazarlarından… Uzay araştırmaları konularında yazılar yazmakta, konferanslar vermekte…
Planetary.org sitesinde 6 Şubat 2018 tarihinde yazdığı bir yazıda bu konuyu ele almış… “Daha iyi bir sunum yapma” konusunu… Emily’nin yazısının özetini aşağıda verirken bazı kendi katkılarımızı da parantez içinde ifade ettik…
*
Sunum hazırlarken / sunarken izleyiciye saygı duymalı… saygı gösterilmeli… İzleyicinin her birini bir birey olarak görmeli… Onların zamanının da sizinki kadar kıymetli olduğunun farkında olunmalı… Onlara, onlar için hazırlanmış bir sunum yapılmalı… İçinde onları ilgilendirmeyen bölümler mevcut olan, herhangi bir sunumu değil…!
Sunuma hazırlanırken (sunumu hazırlarken) üzerinde düşünülmesi gereken sorular…:
Bu sunumu kimlere yapılacak…?
Dinleyiciler hangi bilgi ve ilgi seviyesinde…? Dinleyiciler belirli bir ihtisastan değilse, onlara daha fazla açıklama yapmak gerekebilir… (Bu arada, konuyu gereğinden fazla “kısaltılmış sözcüklerle” ifade, sadece, iyi bir “sunumcu” olmadığınızı gösterecektir…!)
İyi bir sunumcu, konuyu her seviyedeki dinleyiciye anlatabilendir… Sunduğunuz konu nasıl bir yenilik getirmekte…? Dinleyicilere nasıl bir avantaj sağlayacak…? (Yeni ürünü tanıtırken, asla, eski ürünü kötülenmemeli…!)
Sunumda yeni bir kısaltmanın / sözcüğün / kavramın kullanılması gerekecekse, onun yerleşik veya anlaşılır ifadesi de arkasından hemen söylenmeli… Bu açıklama gereken yerlerde tekrar edilmeli… (Türkçe ifadeler, asla, İngilizce kısaltma halinde kullanılmamalı…! Bu, yabancı dili ne kadar iyi bildiğinizi değil, ne kadar “Türkçe-özürlü” olduğunuzu gösterecektir…! )
Dinleyicinin neleri öğrenmesi isteniyor…?
Dinleyiciye öğretmek istenilen şeye / şeylere odaklanmalı… Dinleyici gereksiz ayrıntılarla (örnek olarak, aşırı “anı” anlatımlarıyla) yormamalı…!
Ne kadar uzun süreyle konuşulacak…?
Konuşma / sunum zamanı iyi bilinmeli, iyi planlanmalı…(Gereken durumlarda sunum-zamanlama provası yapılmalı… Sunumun kopyasının dinleyicilere elden verilip verilmeyeceği, verilecekse, sunumda değinilmeyecek bazı ayrıntılar mevcut olacaksa, sunumun başında mutlaka söylenmeli… )
Zaman planlamasına uymak için konuşma hızını artırmak yerine, kritik hususları vurgulamaya odaklanılmalı…Dinleyicinin ilgi düzeyini gözleyerek, konuşma gerektiğinde, basitleştirilmeli… Gereğinden fazla tekrarlar yapılmamalı… Konuşma zamanı, asla, fazla aşılmamalı…! (Özellikle de, yemek saatinden önce yapılacak sunumlarda…!)
Sunumda dinleyicilerin sorularına ne zaman cevap vereileceği planda belirtilmemişse, konuşmanın başında belirtilmeli… Sunumdaki soru-cevap zamanı planlamasına mutlaka uyulmalı… Dinleyicilerin sorularına yeterli ilgi gösterilmeli… (Ancak, soru sorar görünecek hiçbir dinleyicinin- sunumunuzun içinde-“karşı / gizli / plansız sunum” yapmasına izin verilmemeli…! Diğer bir ifadeyle, “sazı eline alıp” sizin sunumunuzu “katletmesine” izin verilmemeli…; bu konuda pasif davranılmamalı…! Kibarca ve sözler sertleştirilmeden, konuşma yönetiminin sizde olduğunu ima etmekten kaçınılmamalı…)
Birden fazla sunumun yapılacağı ortamlarda / planlamalarda, sonraki sunumun zaman dilimine, asla, sarkılmamalı…!
Hangi görselleri kullanılacak…?
Konuşma esnasında ekranda / perdede gösterilecek görüntüler (slide) sunumu zayıflatıcı (dikkat dağıtıcı) değil, güçlendirici / dikkati toplayıcı olmalı…! (Okunma /izlenme problemi olacak yazılar, sayılar, şekiller, ayrıntılar sadece, dikkat dağıtmaya yarayacaktır…!)
Sunum esnasında yaşanabilecek bilgisayar / gösterici “gösterim hatası” için hazırlıklı olup, hiç bir görüntü gösteremeden de sunum yapılabilmeli…!
Söylenmesi planlanan sözlerin tamamını ekranda göstermek iyi bir yöntem değildir…Sunumu açıklayıcı / destekleyici bilgilerin elden dağıtılacak sunumlarda sayfa altında gösterilmesi düşünülmeli…
Dinleyicinin aynı anda konuşmacıyı dinlemek ve ekrandakini okumak zorunda kalması , genelde, keyif kaçırıcı bir durumdur…! Ekrandakinin tamamını okuyarak sunmak da çok sevimli bir yöntem değildir…! Kısaca, ekranda gösterilecek yazılar “gerektiği kadar” olmalıdır… Daha fazlası değil…!
Dinleyicilerle göz temasının gerekli görüldüğü yerlerde boş ekranlar / yansılar da kullanılabilmeli…
Sunumun son yansısında sadece, “Sorular” sözcüğü yerine, sunumu yapanı tanıtan kısa bir ifadenin yer alması uygun olacaktır… Sunumun son yansısında, ayrıca, izleyicinin ihtiyaç duyması halinde kullanabileceği bir mesaj adresi de verilmeli…
Sunum, izleyicilerin ayırdıkları zaman ve gösterdikleri dikkat için teşekkür edilip, varsa soruları cevaplanabilir…
Sunum hazırlanırken, olası detaya-yönelik sorular için “destek yansıları”nın da hazırlanması düşünülmeli…
Sunuma nasıl hazırlanmalı…
Sunum yapılmadan yeterli bir süre önce, zaman kullanımı, ifadelerin anlaşılabilirliği,… hususlarında, iş yerinde (mesai arkadaşlarına) ve/veya evde konuşma provası yapılması utanılacak bir şey değildir… (Esas utanılması gereken husus, bu imkan varken, bunun zamanında kullanılmamasıdır…!)
Vurgulanmak istenen ifadelerin, geçtiği yerde veya gerekli görülecek diğer yerlerde tekrar söylenmesinde sakınca olmayıp, ifadenin altının çizilmesi sonucunu doğurur…
Birçok beceride de olduğu gibi, daha iyi sunum yapma tekrarla kazanılabilecek bir yetenektir… Sunumun her saniyesinde birşeyler söylemek zorunlu değildir… Aksine, vurgulanmak istenen hususların sonunda birkaç saniye sessiz kalmak, izleyenin söyleneni / gösterileni daha iyi anlamasına katkıda bulunur…
Sunuma “bir telaşla” başlanmamalı, bilgisayar kontrolu ve/veya ekran /perde-yansı kontrolu için birkaç saniye harcamak sorun olmaz… (Ekran kontrolu yapmadan sunuma başlamak problem yaratabilir… İlk yansının ekranda / perdede olduğundan emin olunmalı… Laptop-Gösterici arasında iletişim kopukluğu oluşması durumunda kimden yardım alınabileceği önceden planlanmalı; öğrenilmeli…!)
Sunumun renklendirmesinde ortalama bir vatandaşın yeterli seviyede algılayabileceği koyulukta ve netlikte renkler kullanılmalı…(Renklendirmelerde “fazla-sanatsal” yaklaşım beklenen katkıyı sağlamayabilir… Sunum perdesindeki / ekranındaki görüntünün kalitesinin PC ekranındakinden çok daha düşük / silik olacağı unutulmamalı…! Bu sunumların, daha sonra yapılacak kağıt baskısının da okunabilir olma ihtiyacı hesaba katılmalı…!)
Sunum hazırlanırken, başlangıçta kullanılan yansıların bir kısmının, sunumun sonraki kontrollarında elimine edilmesi gerekebilir… (Bu, sıkça karşılaşılacak bir durumdur… Önemli olan, “ne az …ne de fazla” prensibine olabildiğince uyulmasıdır… Ek olarak verilecek bilgiler sunumun sonuna atılmalıdır…)
Sunum içinde video gösterilecekse, sunumdan önce, bunun çalıştığının mutlaka testi gerekir…(Aksi halde “Murphy Kanunu” geçerli olacaktır…)
Sunum esnasında sözlerini unutmaktan korkacaklar, yansılarının başına konuyu hatırlatan başlıklar (ve cümleler) eklemeyi unutmamalı…!
Sunumda ne mi giymelisiniz…?
Süphesiz, ortamın “resmiyetiyle” uyumlu bir kıyafet… Koyu renkler her zaman kurtarıcıdır… Yazın bile….!
Yararlanılan Kaynak:
http://www.planetary.org/blogs/emily-lakdawalla/2018/0206-speak-your-science.html
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.