(Güzel haber… Mars’ta canlı bulduk… Kötü haber…onu aracımızla ezdik…!)
Mars Yolculuğunu “çocuk oyuncağı” (!) gösterenlerin yazılarını / haberlerini okudukça, bu konuda bilinen bazı gerçekleri bu sitede zaman zaman hatırlatmaktayız…
Rahmetli, Stephen Hawking de, son döneminde, uzay yolculuğunu biraz fazla basite indirgemişti…
You Tube’deki video serisi “Great Courses Plus” içinde, Mars yolculuğunun riskleri de anlatılmış…
“Biyosfer 2” (Biosphere 2), 1987’de inşaasına başlanan bir “Marsa Gidiş Deneyi” idi… Kısaca, Mars’ta yaşam koşullarını Dünyada (olabildiğince) oluşturmayı ve oluşturulacak bu ortamda (self-sustaining ecosystem ) yaşamayı hedefleyen bir deney… Bu deneyin amacı, gerek insanların ve gerekse mevcut teknolojinin Marsta yaşamak için ne derece uygun ve yeterli olacağının deneysel gösterimi…
Seçilecek dört erkek ve dört kadından oluşacak bir grup, bu kapalı / izole ortamda iki yıl süreyle yaşayacaktı… Bu kişiler kendi besinlerini dahi, şüphesiz mümkün olacak ölçüde, bu kapalı ortamda kendileri yetiştirecekler, soluyacakları oksijeni dahi kendileri üreteceklerdi… İnşası dört yılda tamamlanacak bir tesis… 200 milyon dolarlık bir bütçe gerektirdi…! Tesiste 3800 çeşit bitki ve hayvan barındırılacaktı…
Tesis 1991’de, medyanın geniş katılımıyla kullanıma açıldı…
Açılıştan sadece 12 gün sonra, deney grubundan bir kişi, mutfakta çalışırken elini derince kesince, dışarıdan tıbbi destek alınması gerekti… Dolayısıyla, istenmeden de olsa, tesisin dışına çıkıldı…Böylece, başlangıçtaki plan ilk olarak, ihlal edilmiş oldu…!
Hastaneden dönen kişi yanında içeri alınması yasak maddelerle girince, “izole yaşam” kuralı ikinci defa ihlal edilmiş oldu…!
Açılıştan birkaç ay sonra, tesisin izole ortamındaki karbondioksit seviyesinin tehlikeli derecede yükselmekte olduğu belirlendi… Bunun kaynağının, bitki yetiştirmek için kullanılan toprakta üreyen bakteri olduğu anlaşıldı…!
Karbondioksit seviyesini düşürmek için içeriye ilave ekipman (co2 scrubber) alınınca, “izole yaşam” kuralı üçüncü defa ihlal edilmiş oldu…!
1993’e gelindiğinde, ortamdaki oksijen seviyesi 5000 metrelik dağ seviyesine azaldı… Tesise dışarıdan oksijen tankı alınmaya başlandı… Bu da yeni bir ihlaldi…
Yaşam şartlarının zorluğu ve stres, tesiste barınan kişilerin iletişiminin bozulmasına ve gruplaşmaya yol açtı… Birbiriyle konuşmayı sonlandıracak kadar…iki grup…!
Sonuç olarak, yıllar süren hazırlıktan ve milyonlarca dolarlık harcamalardan sonra, Biosfer 2 projesi başarısızlıkla sonuçlandı… Mars gibi izole bir ortamda yaşamak sanıldığı kadar kolay görünmüyordu…
Mars yolculuğunda ilk tehlike radyasyon… Yüksek enerjili (hızlı) kozmik ışın bombardımanı…
Bugüne kadar, Dünyanın manyetik koruma kalkanı olan Van Allen Kuşağı (Van Allen Belt) / Manyetosfer (Magnetosphere) dışına, Appollo uçuşlarıyla, sadece 24 uzay insanı çıkabildi… (Uluslararsı Uzay istasyonu -ISS) bu kuşağın koruması altında dolanmakta…
Apollo uçuşlarında görev yapan uzay insanlarından birçoğu gözlerinde alışılmadık şimşeklerin çaktığını beyan etti… Bu şimşekler gözdeki sinirleri etkileyen kozmik ışık taneciklerinden kaynaklanmaktaydı…
Bu 24 kişi üzerinde gerçekleştirilen ve 2016’da açıklanan bir araştırma sonucuna göre, bu kişilerde kalp-ilişkili rahatsızlıklarda, genel halk ortalamasına kıyasla, artış belirlendi…! Uzay programlarında görev alacak insanların seçiminde çok daha katı sağlık kriterleri uygulanmıştı…
Apollo uçuşlarında görev alanlar uzayda sadece iki hafta süreyle kalmaktaydı… Mars yolculukları ise, en az kırküç haftalık yolculuk gerektirmekte…! Ay yolculuğunda maruz kalınan kozmik ışının 2500 katına maruz kalmak demek…! Marsın, Dünya gibi, manyetik koruma kalkanı mevcut olmadığından, Marsta kalınacak sürede, korumalı barınaklarda yaşanacak olsa bile, ilave radyasyona maruz kalma sözkonusu…
Marstaki atmosfer başka bir risk kaynağı… Marsın atmosfer basıncı Dünyadakinin sadece yüzde biri kadar, atmosfer içindeki oksijen seviyesi de çok çok düşük olduğundan, açık havada korumasız dolaşılması imkansız… Aydaki gibi, özel elbise giyilmesi ve yaşam destek ekipmanı taşınması gerekli…Uzay insanlarının barınacağı / görev yapacağı tesisin (habitat) hava-sızdırmaz sistemle donatılması gerekli… Marsın kumca zengin yüzeyi ve sıkça esen kum-toz fırtınaları dikkate alındığında, gerek tesiste ve gerekse kişisel uzay-elbiselerinde “hava sızdırmazlığı” sağlamak ne derece mümkün olabilir…? Ay yüzeyinde dolaşanlar, Ay tozunun tahmin edilenden çok daha büyük probleme yol açtığını yaşayarak öğrendiler…! Pudra kadar ince taneli ve aşındırıcı Ay tozu, elbiselerin ve ekipmanın her yerine sızmaktaydı…!
Marsın ince atmosferi, Mars yüzeyine inişlerde de bir problem kaynağı… Mevcut atmosfer iniş araçlarının sürtünme ile ısınması açısından ısı kalkanı kullanılmasını gerektirecek kadar yoğun olmakla birlikte, bu araçların paraşütle frenlenmesi için yetersiz… Bu yüzden, NASA, Marsa indirdiği araçlarda yeni geliştrilen frenleme / iniş sistemleri kullanmak zorunda kaldı… Space X firması bu sebeple, yere indirilebilen roketler üzerinde çalışmakta…
Biosfer 2 projesi, böyle izole ortamlarda yeterince bol yiyecek (sebze) yetiştirilemeyebileceğini gösterdi…! Projede görev alan ekip, belirli oranda yetersiz beslendi…
Marsa indirilen Phoenix aracı (Phoenix Lander) Mars yüzeyinde bol miktarda perklorat (perchlorate) maddesinin varlığını belirledi… Perklorat, zehirli bir madde…! İnsan vücudunda “plastik anemisi” (plastic anemia; kemik iliğinin yeterince kırmızı kan hücresi üretememesi…) ile sonuçlanan troid rahatsızlığına yol açtığı bilinen bir madde…
Perklorat, vücutta oksijen yetersizliğine ve bağışıklık kaybına sebep olarak, küçük bir enfeksiyon durumunda dahi yaşamı sonlandırabilecek etkide bulunabilecek bir madde… Bir de…kapalı bir ortamda yaşamak zorunda olan başkaları…!
Bir başka problem…gravitasyon… Yerçekimi olarak adlandırılan gravitasyonun Dünyadaki değerinden düşük olmasının kemik-kas zayıflamalarına yol açtığı hususu uzaya gönderilen insanlarda ölçülen bir durum… Mars yüzeyindeki gravitasyon Ay’daki kadar düşük seviyede olmasa da, Dünyadakinin yüzde otuzsekizi kadar… Marsa gideceklerin, hemen, “akşam uçağıyla” ger dönemeyeceği dikkate alındığında, gravitasyonun bu insanların fiziki yapılarını / güçlerini ciddi şekilde etkileyebileceği de dikkate alınması gereken bir nokta…
Marsta karşılaşılabilecek bir başka risk, Marsta mevcut olabilecek Dünya-dışı bir mikrop / bakteri türünün uzay yolcularıyla Dünyaya taşınması…! Çok zayıf olsa da, bu olasılık sıfır (0) değil…Avrupalı denizciler Amerika’ya ulaştıktan kısa bir süre sonra, oralarda yaşayan kızılderili halkın çok büyük bir bölümü, vücutlarının tanımadığı “Avrupalı” hastalıklar sebebiyle yok olmuştu… Demek ki… mümkün olabiliyor…!
Tüm bu risklere rağmen, insanlık, Mars’a gitmeye çalışacaktır… Bundan kuşkumuz yok… “Bilinmeyeni araştırma tutkusu” insanın DNA’sında mevcut… Kim ne derse desin…, neredeyse bir toz yığını olan Ay’a bu yüzden gidildi…
(Larry…hareket ettirme… Başka bir poz çekiyor…!)
Yararlanılan Kaynaklar: