Dün, 7 Eylül 2018’de bir helikopter denize düştü; Bostancı (İstanbul) açıklarında.
Basında yer alan bilgilere göre, helikopterde pilotun yanında bir de yolcu vardı; kendisi de (kıdemli) helikopter pilotu olan bir yolcu.
Pilot ve yolcu kazadan sağ olarak kurtuldu; kurtarma personeli (yolcu motoru) ulaşıncaya kadar düştükleri bölgede bulunan bir şamandıraya tutundular; bir süre suda kaldılar. Olayı görüp yardıma gelen deniz motorundaki personel tarafından sudan çıkarılarak sağlık ekibine teslim edildiler; daha sonra da hastaneye sevkedildiler.
Yetkililerin yaptığı ilk açıklamada, gerek pilot ve gerekse yolcunun hafif yaralı olduğu ifade edildi. Ancak, daha sonra yapılan açıklamada yolcunun hastanede hayatını kaybettiği duyuruldu. Üzücü bir durum. Hayatını kaybedenin sevenlerine başsağlığı dileriz.
*
Meydana gelen bu kazayla ilgili bilgiler sınırlı:
- Hava kapalı, görüş sınırlıydı. Bölgede şiddetli yağmurun ve buna bağlı sisin mevcut olduğu da söylendi.
- Görüş sınırlı olunca, fotoğraf-video çekme şansı da oldukça az olmuş.
- Yine de, helikopterin suya çarpmadan önceki son birkaç saniyesi görüntülenebilmiş.
- Helikopter, yaklaşık 35-40 derecelik alçalma açısıyla (uzaktan öyle göründü) ve yüksek sayılacak bir hızla suya çarpmış görünüyor; çarpma sonunda oluşan su fışkırmasının ve enkaz dağılımının büyüklüğü de bunu teyid eder nitelikte.
- Yine basında yer alan bilgilerde ‘helikoptere yıldırım çarptığı için düştüğü’ iddiası var.
- Pilotun, ‘helikopteri denize indirmek için çok uğraştığı’ yönünde bir ifadesinin de mevcut olduğu söylenmekte.
*
Bu kaza, birçok açıdan, ‘incelemesi’ yakından takip edilmesi gereken bir kaza. Gerçekte, ülkemizde meydana gelen havacılık kazalarının tamamının yakından takip edilme ihtiyacı var. Çünkü bu kazaların yeterli titizlikle ve makul sürelerde incelendiği ve inceleme bulguları hakkında kamuoyunun zamanında ve yeterince bilgilendirildiği (ve gerekli tedbirlerin alındığı) hususlarında ciddi endişelerimiz mevcut.
Bu kaza meydana geldiğinde, İstanbul bölgesinde ciddi bir hava muhalefeti mevcuttu; havanın böyle olacağını biz dahi, ta Ankara’dan, ve bir gün öncesinden bilmekteydik !
Tüm bu meteorolojik veriye bakıldığında, bizim bildiğimizi, herhalde, helikopter pilotu da biliyordu ! Dün akşam saat 18:15 civarında, radyonun birine açıklama yapan (pilot) bir yetkili, “hava aracının tüm sistemleri düzgün şekilde çalışsa dahi, çok ani gelişecek bazı meteorolojik durumun böyle bir kazaya yol açabileceği’ mealinde bir görüş belirterek, ima yoluyla da olsa, “suçluyu” hemencecik teşhis ve teşhir etti; hava durumu ! Bu beyan ne derece doğruydu ? Daha ileri gitmeden belirtelim, bu gibi ‘fazla-yanlı’ beyanların bu kazaları önlemesini bekleyenler (gerek beyan sahipleri ve gerekse bunlara inanalar) daha çok bekler !
Biz, bu yorumumuzla elbetteki ki ‘okların’ hemen, pilota yönelmesini arzu etmeyiz. Dikkati çekmek istediğimiz husus, yapılacak her bir beyanın doğru olabileceği gibi ‘eğri’ de olabileceği. Toplum bu gibi olaylarla ve özellikle de kaza incelemeleriyle daha fazla ilgilenmeli ki, benzer kazaların önlenmesine bir katkıda bulunulabilsin.
*
Tarkim-Çorlu kazası… Helikoptere çarpan ‘kule’… İran’da düşen İş Jeti…kazalarının incelemeleri ne aşamada, tamamlanabildi mi ?
Peki, siz, basın mensupları…uçuş emniyetini önemseyenler… bunları, futbolcu transferini takip ettiğiniz kadar, takip ediyor musunuz?
Yararlanılan Kaynak: