Alpha Centauri Sistemi
(Kaynak: spacedaily.com)
Miles Hatfield’in (GSFC News) spacedaily.com’da, 5 Ağustos 2019’da yayımlanan haberinde, uzak gezegenlerde yaşam araştırmasında yeni yöntemlerin kullanılacağını duyurdu.
Mikroplar, beslenme-üreme sürecinde metan gazı üretir. Bitkiler de, fotosentez yoluyla oksijen gazı açığa çıkarır.
Astronomlar, gezegenlerin atmosferinde belirlenecek metan ve oksijenin, bu gök cisimlerinde yaşamın mevcut olduğunun bir işareti olabileceğini düşünüyor. Araştırmacı Kevin France (University of Colorado, Boulder, ABD) yaşam araştırmalarında sadece gezegenlere bakmanın yeterli olamayacağını düşünüyor. Ona göre, gezegenin yörüngesinde dolandığı yıldıza da bakmak gerekmekte.
France ve araştırma grubu, çalıştıkları SISTINE projesi kapsamında, uçuş-süresi 15 dakika kadar olacak bir mini-roketi, yaşam-ilişkili yıldız araştırması için, 11 Ağustos 2019’da uzaya gönderecek.
Gezegenbilimciler, Dünyanın 4.6 milyar yıl önce oluşmasından hemen sonra, volkanların püskürdüğü metan ve sülfür ile birlikte atmosferde, bugün mevcut olan seviyenin ikiyüz katı karbondioksitin biriktiğini hesapladı. Takibeden birbuçuk milyar yıl süresince atmosferde moleküler oksijen yoktu. Oksijen, bakterilerin atmosfere serbest bıraktığı bir yan üründü !
Atmosferde biriken oksijen, Büyük Oksijenlenme Olayı (Great Oxidization Event) adı verilen bir süreçle, Dünya atmosferinin yapısını değiştirerek, daha karmaşık yaşam formlarının evrimini mümkün kıldı.
Bilim insanları, gezegenin atmosferinde belirlenecek oksijenin, her zaman, yaşamın varlığının işareti olamayacağını söylüyor. Bu durumun örneği, Samanyolunda mevcut olan yıldızların neredeyse dörtte üçünü oluşturan ‘M Tipi Cüce’ (M-Dwarf) yıldızlar. Bu yıldızların yuğun şekilde morötesi ışıma yaptığı bilinmekte. Bu ışıma yörüngedeki (olası) bir Dünya-benzeri gezegenin atmosferine çarptığında karbon dioksit molekülünden karbonu kopararak, oksijen molekülünün açığa çıkmasına sebep olur. Morötesi ışık ayrıca, su molekülünü parçalayarak, tekil oksijen atomlarının açığa çıkmasını sağlar. Bu gibi (olası) yaşam belirtilerine ‘false-positive biomarkers’ denmekte; ‘yalancı-biyolojik işaretler’ !
France ve araştırma ekibinin tasarımını gerçekleştirdiği ekipman, SISTINE (Suborbital Imaging Spectrograph for Transition region Irradiance from Nearby Exoplanet host stars) , yıldızların ışık spektrumunu ölçerek, gezegenlerinin üzerine etkilerini araştırmayı hedefleyen bir ekipman. Kısaca, SISTINE, yıldızların yüksek-enerjili radyasyonunu ölçen bir ekipman. Gezegenlerin ‘doğru-biyolojik işaretlerini’ (true biomarker) ‘yanlış olanlardan’ ayıracak kabiliyette bir ekipman.
SISTINE ekipmanı, Black Brant IX roketi üzerinde fırlatılacak. Aracın gözlem süres beş dakika kadar ! SISTINE, Hubble Uzay Teleskobuyla gözlenmesi mümkün olmayan dalgaboylarında ışıma yapan yıldızları gözleyebilecek kabiliyette. SISTINE’nin ilk hedefi, Kuğu (Cygnus) takımyıldızı içinde, 2000 ışıkyılı uzaklıkta olan ve bir Beyaz Cüce’yi kuşatan gaz bulutu NGC 6826.
2020’de gerçekleştirilecek ikinci fırlatmada, 4.37 ışık yılı uzaklıktaki yıldızlar Alpha Centauri A ve ‘B’ incelenecek.
Yararlanılan Kaynak:
http://www.spacedaily.com/reports/Shining_starlight_on_the_search_for_life_999.html
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.