Yakın geçmişte süpernova olarak patlayan yıldız kalıntısı: Messier 1; Yengeç Bulutsusu
(Kaynak: Universetoday.com; Nick Howes)
Evrende yaşanan birçok olayın yaşama-bir şekilde-katkıda bulunduğu, yaşamı şekillendirdiği biliniyor. İnsanın, şempanzelerle ortak bir atadan geldiği de evrim bilimcilerin ileri sürdüğü bir görüş.
Araştırmacılara göre, kuyruklu, küçük maymunumsular olarak tasvir edilen yaratıklar ağaçlarda yaşardı; en azından, zamanının büyük bir bölümünü ağaçlarda geçirirdi. Hayatta kalabilmeleri buna bağlıydı.
Yine, evrimbilimciler, ‘insanımsı’nın iki ayağı üzerine doğrularak, yürümeye başlamasının insan-evriminde çok önemli bir aşama olduğunu söylüyor.
Peki, insanımsının ayağa kalkması nasıl gerçekleşti ?
Universetoday.com yazarlarından David Dickinson, 23 Ekim 2019’da yayımlanan yazısında bu konuyu ele aldı.
Dickinson, bu yazısında, insanımsıların ayağa kalkarak, iki ayağı üzerinde yürüyebilmesini mümkün kılan şeyin bir süpernova (yıldız patlaması) olabileceğini öne süren bir araştırmayı duyurdu. Süpernovanın tetiklediği bir dizi kozmik olaylar insanımsının dik yürümesini sağlamış olabilir.
Araştırmacılar, Dünyadan 150-200 ışık yılı kadar uzaklıkta ortaya çıkan bir süpernovanın (patlayan yıldızın) veya süpernovaların etrafa saçtığı kozmik ışınlardan Dünya atmosferine çarpanların yol açtığı yıldırımların orman yangınlarına yol açtığını söylüyor. (Buraya kadar, olağan bir durum. Bir tarihte, düşen bir göktaşı da, Çanakkale bölgesinde orman yangınına sebep olmuştu. En azından, böyle iddia edilmişti !) Yıldırım sayısı arttıkça orman yangını sayısı da arttı; bölgedeki ağaçları yok etti.
Ayağa kalkabilen bir hayvanın, ağaçsız bir düzlükte, uzak mesafelerdeki avını (ve de avcılarını) gözlemesi ve onladan saklanması daha kolaydı. Bu ortam, tesadüfi evrimi de tetikleyerek, atalarımızın avlarına doğru daha büyük bir hızla koşmalarını mümkün kıldı. İnsanımsının terleme becerisinin de katkısıyla, iki ayak üzerinde yürüyebilmesi savan ortamında hayatta kalabilmeyi kolaylaştırdı.
Araştırmacılar, Kromozom-17 üzerinde meydana gelen bir gen mutasyonunun insanımsının iki ayak üzerinde yürüyebilmesini mümkün kıldığını söylüyor. Şüphesiz, evrim kapsamında birçok adaptasyonla birlikte…
Gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, atmosferde meydana gelen yıldırım artışı jeolojik kayıtlarda, Dünyada ölçülen karbon seviyesinde ve Demir-60 (Iron-60) izotobu seviyesinde artış olarak belirlendi.
Araştırmacı Adrian Melott (Department of Physics and Astronomy, University of Kansas; ABD) bu delillere ilave olarak, Süpernova Messier 1’i ve Güneş sisteminin de içinde bulunduğu Lokal Baloncuğu (Local Bubble) bu tespitin kanıtları olarak ileri sürdü.
Araştırmacılara göre, yıldırım-artışına bağlı orman yangını artışı 7-8 milyon yıl kadar önceki tarihte meydana geldi.
İnsanımsıların ilk ayağa kalkma eylemlerini 6 milyon yıl kadar önce gerçekleştirdiği hesaplanmakta. Bu araştırma, ayrıca, tarih öncesi süpernova olayının, 2-3 milyon yıl kadar öncesinde meydana geldiğini hesapladı (Demir-60’ın yarılanma ömrü 2.6 milyon yıl kadar). Bu süpernova olayı orman yangınlarındaki artışla ilişkilendirilebilir.
Araştırmacılar, derin deniz tabanından ölçülen Demir-60 izotobu seviyesinin, antik süpernova aktivitesinin iyi bir göstergesi olduğunu söylüyor. Diğer olası izotoplardan Berilyum-10, doğal radyasyonla etkileşmesi sonucu, Plütonyum-244 ise atmosferde gerçekleştirilen nükleer testler sebebiyle kirlenmiş durumda.
Lokal Baloncuk (Local Bubble), yakın uzayda, çapı 150 ışık yılı olan ve ortamdaki doğal hidrojen yoğunluğu ölçülerek belirlenen bir uzay boşluğu. Bu boşluğu oluşturan olayın, arkasında pulsar kalıntısı Gaminga’yı bırakan ve 300,000 yıl önce meydana gelen bir süpernova olduğu düşünülüyor.
Süpernovalar diğer gökadalar içinde sıkça gözlenebilmekte. Son süpernova, gökada Messier 82 içinde, Ocak 2014’te gözlenmişti. Çıplak gözle gerçekleştirilen en son gözlem ise, astronom Johannes Kepler tarafından, yıldız kümesi Ophiuchus içinde, 1604’te gerçekleştirilmişti.
Araştırmacılar, Güneş sisteminin gençlik döneminde, nisbeten yakın mesafede gerçekleşen bir süpernovanın erken dönem Güneş bulutsusunu, Demir-60 ve Nikel-60 gibi, ağır metallerle zenginleştirdiği hususunda önemli kanıtlar elde etti. Lokal Baloncuğun,(ölüm bölgesi: kill zone olarak adlandırılan) 25 ışık-yılı yarıçapı içinde herhangi bir süpernova adayı (henüz) belirlenmedi.
Araştırmacılar, Güneş sisteminin tehlikeli olacak kadar yakınında bir süpernova patlamasının her 800 milyon yılda bir gerçekleştiğini hesapladı.
Süpernova patlamaları insanlığı ayağa kaldırırken, fazla yakın olursa, sonunu da getirebilir !
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.universetoday.com/143564/did-an-ancient-supernova-force-humans-to-walk-upright/
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.