(Kaynak:Credit: Wikipedia/NASA
Dinozorların bir asteroid çarpması sonunda yok olduğu hususu, bilim insanları tarafından, uzun zamandan beri ileri sürülmekte. Son zamanlarda gerçekleştirilen araştırmalar buna volkan patlamalarını da ekledi.
Dinozorların 65 milyon yıl önce yok olduğu hesaplanmıştı. Bu tarih daha sonra 66 milyon yıla çekildi. Araştırmacılar belki bir gün, bu olayı çok daha kesin bir tarih olarak belirler. Neticede, bilimin de, ‘merak’ın da sınırı yok ! Bu konu, astronominin ‘bayatlamayan’ bir araştırma konusu. Bu konuya bu sitede de, zaman zaman yer vermekteyiz…
Bu konu, son olarak, universetoday.com’da, 22 Ocak 2020’de gündeme geldi. Evan Gough, bu konudaki yazısında, bu konudaki son araştırmaları özetledi.
Son bir araştırmada, dinozorları yok eden olayın volkan patlamalarından ziyade asteroid çarpması sebebiyle gerçekleştiği sonucuna varıldı.
Şüphesiz, dinozorlar çarpan asteroid parçaları sebebiyle yok olmadı (elbette, birkaçı bu sebeple yok olmuştur), çok büyük bir kısmı ani olarak değişen iklim sebebiyle yok oldu.
Bu asteroidin nereye çarpmış olduğu biliniyor: Bugünkü Meksika’nın Yucaton bölgesindeki deniz kıyısına. Bu asteroidin boyunun 11-81 kilometre kadar olduğu hesaplandı. Bu gök cisminin çarpması sonunda, deniz kıyısında 150 km çapında ve 20 km derinliğinde bir karater (Chicxulub crater) açıldı.
Bu çarpma ile, 100 metre yüksekliğinde Tsunami (Sunami…okunur) Dalgalarının oluştuğu hesaplandı. Araştırmacılar, bu bölgeye çarpan şeyin bir asteroid veya bir kuyruklu yıldız çekirdeği olabileceğini düşünüyor. Bunların, aynı etkiyi yapabilmek açısından farkı, kuyrukluyıldız çekirdeğinin nisbeten düşük yoğunluğu sebebiyle, çok daha büyük olma zorunluluğu. Eğer çarpan kuyruklu yıldız ise, dinozorlar yeterince uzun bir süre, gökyüzünde güzel bir görsel şölen izlemiş olmalı; son arzuları olarak…!
Dünyaya çarpan bu devasa ‘şey’ yerkabuğunu delerek, atmosfere milyarlarca ton mağmanın, kaya parçalarının ve tozlaşmış kayanın saçılmasına sebep oldu. Bu madde yeryüzüne geri döndüğünde, yaygın şekilde orman yangınlarını tetikledi. Fırına dönen bu bölgedeki dinozorların ölümü ani oldu.
Diğer bölgelerde yaşayanlarin yok olmaları ise biraz daha zaman aldı. Takibeden on yıl boyunca, toz bulutlarıyla kaplanan gökyüzü, Güneş ışığını engelleyerek, Dünyayı iri hayvanlar için, bir buzdolabina çevirdi; yaşanmaz hale getirdi. Dünyanın birçok bölgesinde kütle halinde yokoluşlar yaşandı. Şüphesiz, canlıların birçok türü hayatta kalabildi. Mesela, sivrisinekler… Kehribar içinde korunmuş kalıntılarından, onların dinozorlar döneminde de var oldukları bilinmekte.
Chicxulub Krateri 1978’de keşfedildi. Diğer taraftan, ‘Cretaceous-Paleogene (K-Pg) boundary’ olarak adlandırılan ‘kayalar arası sınır’ da belirlendi. Kaya katmanlarındaki bu farklılaşma hattı (stratigraphic line) ‘Cretaceous Period’ ile ‘Paleogene Period’ arasındaki hattı göstermekte.
Trinidad Lake State Park’ta K-Pg hattı (koyu-açık kaya katmanları).
(Kaynak: Nationalparks – Own work, wikimedia.org; universetoday.com)
Araştırmacılar, K-Pg sınırında yüksek oranda iridyum onsantrasyonunun mevcut olduğunu belirledi.
İridyum Dünya kabuğunda nadir bulunan bir element. Dünyanın oluşum (ergime) sürecinde, bu element merkeze doğru çökmüştü. Ancak, iridyumun bazı asteroidlerde ve kuyruklu yıldızlarda bolca bulunduğu biliniyor. Bölgede belirlenen bu iridyum Dünyaya asteroid veya kuyruklu yıldızlarla gelmiş olmalıydı.
Dinozorlarla ilişkilendirilen bir başka olay Hindistanda mevcut olan ‘Deccan mağma Platosu’ (Deccan Traps) oluşumu.
Dünya volkanca zengin, aktif bir gezegen. Bugün bile, patlayan volkanların gökyüzüne saçtığı toz bulutları havayolu trafiğini olumsuz olarak etkilemekte.
Dünyanın kabuğu ergimiş kaya kalıntısı olan bazalt kayadan oluşmakta. Bu kaya katmanı, Dünyanın jeolojik tarihinde, diğer birçok gezegende de olduğu gibi, birkaç milyar yılda oluştu.
Dinozorların yoğun volkanik aktiviteler döneminde yok olmuş olması da bilim insanlarının mümkün gördüğü bir başka olasılık. Dünyanın birçok döneminde bu volkan aktivitelerinin arttığı biliniyor.
‘Deccan Tuzakları’ (Deccan Traps) Hindistanda, 100,000 kilometre karelik bir alanı kaplayan, devasa bazalt yayılma sahaları. Jeologlar, ilk oluştuğunda bu sahaların (1.5 milyon km2 gibi) çok daha geniş bir alanı kapladığını düşünüyor. Bu kayaların bulunduğu bölgeler, aynı zamanda, volkanik aktivitelerin de yaşandığı bölgeler için ipucu niteliğinde.
Mavi alanlar Deccan Tuzakları bölgeleri.
(Kaynak: CamArchGrad, English Wikipedia Project; universetoday.com)
Bu kadar büyük sahaları ergimiş bazaltla doldurabilecek volkanların, atmosfere yayacakları sülfür dioksitin ve diğer ışık-engelleyici gazların Güneş ışığını engelleyerek, Dünyanın ani olarak soğumasına yol açtığı düşünülüyor. Ayrıca, bu Deccan Tuzaklarının oluşumu için hesaplanan tarihle, K-Pg kaya katmanı sınırının oluşum tarihi ile dinozorların yok olma tarihi uyuşmakta.
Kısaca, gerek büyük bir göktaşı çarpması ve gerekse büyük miktardaki volkanik aktiviteler dinozorların yok olmasında etkili olmuş görünüyor. Kimisi yanarak, kimisi de donarak yok olmuş !
Ancak, gerçekleştirilen son bir araştırmada Chicxulub çarpması desteklenirken, Deccan Tuzakları volkanik aktivitesinin meydana geldiği tarih şüpheli bulundu.
Prof. Paul Wilson (Southampton University), derin okyanus dibi tortuları (Foraminifera) incelenerek, volkanik aktivitelerin iklim değişimine yol açmadığını, ancak, dinozorların sonunu getirdiğini söyledi.
‘Foraminifera’ varlığını Japonya’nın Hatoma Adası bölgesinde bugün de sürdüren bir mikroskopik canlı türü.
(Kaynak: Psammophile – Microphotographie personnelle; universetoday.com)
Bu canlının Dinozorlar Dönemine kadar uzanan fosil örnekleri mevcut. Bunların fosil-kabukları incelenerek, o dönemdeki okyanusun sıcaklığı ve kimyasal yapısı hakkında veri elde edilebilmekte.
Sonuç olarak,
asteroid / kuyrukluyıldız çarpma olayı, dinozorların yok oluşuyla daha fazla uyumlu göründü. Yucatan bölgesi ‘gypsum’ içinde bolca sülfür barındıran mineral bakımından zengin bir bölge. ‘Gypsum’ buharlaşarak atmosfere karıştığında, oluşturduğu yoğun bulut Güneş ışığının Dünyaya ulaşmasını büyük ölçüde ve yıllarca engelledi.
Araştırmacılar, bu çarpma olayı okyanus üzerinde gerçekleşseydi, dinozorların bu seviyede zarar görmeyeceğini söylüyor. Bu gerçekleşseydi, bugünlerde ‘dinozor-döner’ yiyor olabilirdik.
Ya da, yeryüzünde, ‘dinozorlara ne olduğunu araştıracak’ insan nesli mevcut olmayabilirdi…!
Yararlanılan Kaynaklar:
The Evidence is Leaning More and More Towards an Asteroid Ending the Dinosaurs