Dünya-Theia çarpışması (temsili)
(Kaynak: moondaily.com)
Ay… ne zaman doğdu…?
‘İnsanlık, AY’a ‘Ay-Dede’ deyerek, onun Dünyadan daha yaşlı olduğunu, peşinen, kabul etmişti…
Şüphesiz bu değerlendirme / kabul, Ay’ın hilal zamanındaki görünümünden kaynaklanmaktaydı. Ay, hilale-yakın göründüğü dönemde, Ay yüzeyindeki dağlar onun yaşlı bir insan yüzü şeklinde görünmesine sebep olur.
Ayın yaşı gezegenbilimcileri uzun zamandır meşgul eden bir konuydu.
Ayın ortaya çıkışını açıklayan en uygun teori, Dünyaya bir başka gökcismi çarpması sonunda, Dünyadan parça kopması… Kopan parça (parçalar) bir araya gelerek, Ay’ı oluşturdu.
Bu teoriyi doğrulayabilmek için Ay’ın yaşını belirlemek gerekmekteydi. Bu da, kayaların incelenmesiyle belirlenebilecek bir husus. Bu inceleme Ay’dan getirilen kaya parçalarının incelenmesiyle, bu yaş tayini yapılabildi. Ay’ın yaşı, Dünyaya yakın olsa da, Dünyadan biraz küçüktü. Dolayısıyla, Ay, nasıl görünürse görünsün, ‘Dedemiz’ olamazdı…!
Gerçekleştirilen son bir araştırmada, Ay’ın yaşının, daha önce hesaplanandan biraz daha genç olduğu belirlendi.
DLR’de (German Aerospace Center-DLR), Maxime Maurice başkanlığındaki araştırmacılar, Munster Üniversitesindeki araştırmacılarla birlikte gerçekleştirdikleri bir araştırmada, daha önce 4.51 milyar yıl öncesinde gerçekleştiği hesaplanan Dünya-Gezegenimsi (Planetesimal; Theia) çarpışmasının, 4.285 milyar yıl önce gerçekleşmiş olduğunu ileri sürdüler. Bu yeni bulgu Ay’ın yaşının 85 milyon yıl kadar gençleşmesi demekti…
Araştırmacılara göre, Güneş Sistemi 4.567 milyar yıl önce, gaz-toz diskinden doğdu. Dünya gezegeninin ortaya çıkmasından 140 milyon yıl sonra, Dünyaya, ortamda bolca bulunan bir ön-gezegen (protoplanet) çarptı. Bu çarpma olayı 4.425 (+/- 25 milyon yıl) milyar yıl önce meydana geldi. Bu çarpışma ile uzaya saçılan kaya parçaları bir araya gelerek Ay’ı oluşturdu.
Maxime Maurice’ye göre, gezegen oluşumunda, ‘çökelme’ (accretion; agglomeration) ve radyoaktif bozunmanın etkisi altında, olağan bir süreç olarak, Dünyadaki (erimiş) ağır metaller merkeze çökerek, birkaç milyon yıllık bir süreçte, Dünyanın demir-nikel çekirdeğini oluşturdu. Silikat kayalar da, bu çekirdeğin etrafını bir manto (mantle) olarak sardı.
Mars büyüklüğündeki Theia’nın Dünyanın mantosundan kopardığı slikat kütleler (ve, haliyle, Theia’nın bir kısım parçaları) Ay’ı oluşturdu.
Araştırmacılar Ay’ın birkaç bin yıllık bir süreçte oluştuğunu hesapladı.
Apollo uçuşlarıyla Ay’dan birkaç yüz kilo Ay-taşı getirilmiş olsa da, araştırmacılar, Ay’ın gerçek yaşını hesaplayabilmek için bazı endirek-metotları da kullanmak zorunda kaldılar.
Dünya gibi, oluşum sürecinde, Ay’ın yüzeyi de bin kilometreyi aşan bir derinlikte mağma ile kaplandı.
Soğuma sonucunda, Ay’ın dış yüzünde bir kabuk oluşurken, iç bölgesi uzun bir süre ergimiş bir mağma okyanusu halini korudu.
Bu yeni araştırmayı önemli kılan şey, bu mağma okyanusunun yaşının modellenerek hesaplanabilmiş olması. Mağmanın katılaşarak kayalara dönüşme süreci 200 milyon yıl olarak hesaplandı. Bu süre daha önce 35 milyon yıl olarak hesaplanmıştı. Araştırmacılar, Ay taşlarında bolca bulunan mağnezyum ve demirce zengin silikat minerallerinin, mağma okyanusunun katılaşma sürecinde, nasıl değiştiğini de hesapladılar. Bu veri, Ay kayalarının oluşum sürecinin anlaşılabilmesi için gerekliydi.
Tüm bu araştırmalardan sonra, Ay’ın yaşının 4.425 (+/- 0.025) milyar yıl kadar olabileceği belirlendi. Hesaplanan bu yaş, Dünyanın metal çekirdeğinin uranyum-kurşun metoduyla oluşum yaşıyla (Dünyanın oluşumunun tamamlanma süresiyle) uyumlu olduğu anlaşılmış oldu.
Thorsten Kleine (Institute of Planetology, University of Munster), bunun, Ay’ın yaşının Dünyanın çekirdeğinin oluşumu süresiyle (Dünyanın oluşumunun tamamlanması) ilk defa olarak ilişkilendirilebildiğini söyledi.
Sonuç olarak, Ay’ın ‘Dedemiz’ olamayacağı bir defa daha teyit edilmiş oldu; Ay, olsa olsa, ‘Dayı’mız olabilirdi…!
Ay’ın, yüzeyine inmeye çalışan Hindistan (Vikram) ve Israil (Beresheet) araçlarına karşı ‘dayılanması’ bu yüzdendi…!
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.moondaily.com/reports/A_slightly_younger_Moon_999.html
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.