Meteor…bu defa Japonya’da…! (Meteor over Japan skies, this time…!)

29 Kasım 2020 akşamı, bir meteor Japonya gökyüzünü renklendirdi…

Yerel saatle, sabah 1:35’te gözlenen bu meteor, ‘sakin’ Japonları heyecanlandırdı… Bu göktaşı ışıması orta ve batı Japonya’dan gözlendi…

Meteor’un Gifu Prefecture’den görüntüleri.

(Kaynak: english.kyodonews.net)

Temmuz 2020’de, Tokyo gökyüzünde görünen başka bir göktaşının parçaları, daha sonra, Chiba Prefecture yakınlarında bulunmuştu…

Yararlanılan Kaynaklar:

https://emp.bbc.com/emp/SMPj/2.36.6/iframe.html’Fireball’ dazzles in the sky in JapnClose

https://english.kyodonews.net/news/2020/11/1630e7941a64-fireball-as-bright-as-full-moon-spotted-in-night-sky-over-japan.html

https://www.bbc.com/news/av/world-asia-55121824

Mavi halka bulutsusu…nasıl oluştu …? (Blue ring Nebula… how was it created…?)

Mavi Halka Bulutsusu (Yıldız Nebulası) TYC 2597-735-1.

(Kaynak: NASA / JPL-Caltech / M. Seibert, Carnegie Institution for Science / K. Hoadley, Caltech / GALEX Team; sci-news.com)

Sci-news.com’da 19 Kasım 2020’de yayımlanan bir haberde, NASA’nın, GALEX (Galaxy Evoluation Explorer) gözlem uydusunu kullanan astronomların keşfettiği, merkezinde bir yıldız bulunan bu bulutsunun (TYC 2597-735-1), yol arkadaşı olan küçük bir yıldızla, 5000 yıl kadar bir süre önce birleşen bir yıldızdan kaynaklandığının belirlendiği duyuruldu…Bu birleşme süreci iki kutuplu (bipolar; uçlarından birleştirilmiş iki huni görünümlü) bir madde saçılmasına yol açmıştı…

Mavi Halka Bulutsusu, Herkül Takımyıldızı içinde ve 6197 ışık yılı uzaklıkta bir gök cismi. 13 ışık yılı çapındaki bu bulutsunun mavi rengi, merkezdeki, birleşme kalıntısı yıldızdan saçılan hidrojen gazı sebebiyle oluşmakta. Kırmızı madde (filamets) ise, yine, merkezden yayılan şok dalgaları…

Araştırmacı Dr. Guðmundur Stefánsson, (Department of Astrophysical Sciences; Princeton University), ‘Sütlüyol Gökadası’ndaki (Samanyolu; Milky Way) yıldızların çoğunun, birbirinin etrafında dolanan, ikili-sistemler halinde olduğunu söylüyor. Birbirine çok yakından dolanabilen bu yıldızlar, zaman zaman birleştiler ve bu birleşim sürecinde bu gibi bulutsuları oluşturdular…

Dr. Stefansson ve araştırma arkadaşları, Mavi halka Bulutsusunu (Blue Ring Nebula) büyük telaskopları kullanarak, Keck Teleskobu üzerindeki HIRES ve Hobby-Eberly Teleskobu üzerindeki HPF (Habitable-zone Planet Finder; McDonald Observatory) spektrograflarıyla (ışık analizi ekipmanı) incelediler.

Mavi halka Bulutsusunun animasyonu.

Astronomlar, Mavi halka Bulutsusunun nadir bir gök cismi olduğunu söylüyor. Bunun sebebi, Dünyaya göre konumu itibariyle, merkez bölgesinin de gözlenebiliyor olması… Benzer birçok bulutsuda, merkezin etrafını saran gaz ve toz bulutunun yoğunluğu merkezin incelenmesini engellemekteydi… Bu gök cisminin, daha önceleri, Jüpiterden çok daha büyük iken parçalanmış bir gezegen olduğu da düşünülmüştü… Ne olduğu, şimdi, biraz daha anlaşılmış oldu…!

Yine de, birleşme-patlamasının (saçılan maddenin) bir küre şeklinde olmayıp, bu şekilde, çift konik bir görünümde olmasının sebebi / sebepleri, henüz, tam olarak anlaşılabilmiş değil…!

Yararlanılan Kaynaklar:

http://www.sci-news.com/astronomy/stellar-merger-blue-ring-nebula-09067.html

Bir ‘küçük-Ay’ımız daha oldu…! (We have another, Mini-Moon of Earth…!)

2020 CD3’ün yörüngede dolanım animasyonu.

(Kaynak:  Phoenix7777 ;  HORIZONS System, JPL, NASA; universetoday.com)

Universetoday.com’da, Ralph Crewe tarafından, 24 Kasım 2020’de yayımlanan bir haberde, Dünyanın ikinci bir ‘küçük-Ay’ının belirlendiği duyuruldu… Daha önce de, Dünyanın Lagrange 4 bölgesinde dolanan başka bir ‘küçük-Ay’ımsısının (Dünyanın etrafında dolanmadığı için..!) belirlendiği duyurulmuştu…

Bu ‘geçici’ Ay, Gezegenlerin yakınından geçerken, gravitasyon alanına yakalanan asteroid parçalarından biri…Dünya-Ay sisteminin etrafında bir süre dolandıktan sonra, ‘bana müsaade’ deyip uzaklaştı…!

Bu uydu, Catalina Sky Survey verisini kullanan Kacper Werizchos ve Teddy Pruyne tarafından belirlendi. Bu gök cisminin yörüngesinin Dünya-merkezli (geo-centric) olduğunun belirlenmesinden sonra, çok daha kapsamlı bir gözlem ekibi oluşturularak, bu gök ciminin kimliğini belirleyebilmek için daha kapsamlı gözlemler gerçekleştirildi…

Bu görselin boş bir alt özelliği var; dosya ismi: 2020_cd3.jpg

2020 CD3

(Kaynak: The international Gemini Observatory/NSF’s National Optical-Infrared Astronomy Research Laboratory/AURA/G. Fedoret; universetoday.com)

Astronomlar, daha önce, Apollo uçuşu kalıntıları olarak, Dünya yörüngesinde dolanan ‘üst kademe’ (upper stage booster) roket gövdelerini, bir defasında da, hızlanmak amacıyla, Dünya yakınından geçen Rozetta aracını (2007’de: 2007 VN84 olarak kaydedilen) ‘Dünyanın yeni bir uydusu’ olarak belirlemiş ve duyurmuşlardı…! (Yine de bu olay, gözlemevi kafeteryasındaki mikrodalga fırınından kaçan mikrodalgaların, uzaydan geldiğinin sanılması kadar vahim değildi…!)

ESA’nın çok çok başarılı olan Rosetta aracı (temsili).
(Kaynak: ESA; universetoday.com)

Astronomlar, bir gök cisminin doğal veya insan-yapısı (human-related space debris) olduğunu nasıl ayırt edebilir…? Bu, Güneş rüzgarları basıncının bu gök cisimlerinin yörüngelerine olan etkisi incelenerek belirleniyor. Roket gövdesi gibi, insan yapımı (kütlesi/yoğunluğu az) cisimler fazla etkilenirken, asteroid parçası gibi, kütlesi daha büyük (daha yoğun) cisimler daha az etkilenmekte… Ataletle ilişkili bir husus… Kısaca, boyut ve yörünge etkilenmeleri kıyaslanarak…

Bu, uzaklaşırken belirlenen mini-Ay’ın silikat temelli bir yapıda olduğu da ayrıca belirlendi… Kısaca, gerçek bir asteroid parçası olduğu anlaşıldı…

Asteroid sanılan ve Apollo 17 uçuşunda kullanılan, Satürn 4B roket gövdesi. (Kaynak: NASA; unversetoday.com)

Belirlenen bu ‘küçük-Ay’ gerçekte çok çok küçük…; bir-iki metre bayunda… Dünya atmosferine girdiği taktirde parçalanarak etkisiz hale gelmesi çok olasıydı… Yine de, ISS (Uluslararası Uzay İstasyonu) gibi, Dünya yörüngesindeki araçlara çarptığında, tartışılmaz bir şekilde, onları yok edebilir…! Yine de, bu gök cismi ISS’nin yörüngesinin çok uzağından dolandı…

Astronomlar, 2020 CD3’ün, halen, Dünya-Ay sistemini terkettiğini bildirdi. Bu keşif, gerçekte, bu ‘terkedişten sonra’ geçmişe doğru simülasyonlar yapılarak, gerçekleştirilmiş…! (Geçip gittikten sonra belirlenen asteroid parçaları gibi…!) Bu gök cismi, uzaklaşmasından önce, neredeyse üç yıl süresince Dünya yörüngesinde dolanmış…!

Daha önce belirlenen ‘mini-Ay’, 2006 RH120’ydi… O da bizi terketti…!

Astronomlar, halen inşa edilmekte olan Vera Rubin Gözlemeviyle (Vera Rubin Observatory), yakın gelecekte, çok daha fazla (göçmen !) ‘mini-Ay’ın belirlenebileceğini söylüyor… 

*

2020 CD3 bize, bir yörüngenin ne kadar acayip olabileceğini öğretti… Marsa gideceklerin, ‘sağın serbest olduğunu’ çok iyi kontrol etmeleri gerekecek…!

 

Yararlanılan Kaynaklar:

Tepe Kuarkların deneysel keşfi…(mi?) (First evidence for production of Top Quarks…!)

‘Top Quark’ ve ‘antitop quark’ için CMS’de gözlenen bir deney sürecinde açığa çıkanlar: Bir elektron, bir muon ve bottom (b) quark’lardan üretilen jetler.

(Kaynak: CERN; sci-news.com)

Sci-news.com’da 16 Kasım 2020’de yayımlanan bir haberde, CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısında (Large Hadron Collider), ilk defa olarak, çekirdek-çekirdek çarpıştırma sürecinde, ‘Tepe Kuark’ların (To Quarks) yaratıldığı duyuruldu…

Kütlesi protonun kütlesinin 170 katı olan ‘Tepe Kuark’ bilinen en ağır atomaltı (elementer; madde yapan) parçacık… Bu parçacık ilk olarak, 25 yıl kadar önce, Tevatron adı verilen bir çarpıştırıcıda, proton-antiproton çarpıştırma sürecinde üretilmişti…! Araştırmacılar, bu parçacığın, çekirdk maddesinin (nuclear matter) iç yapısının anlaşılmasında önemli bir araç olduğunu söylüyor…

Parçacık fizikçileri, böyle büyük kütleli bir kuarkın parçacık-antiparçacık çiftini oluşturabilmek için çok büyük miktarda kinetik enerjinin, tek bir elementer etkileşmede (elementary interaction) kütleye dönüştürülmesi gerektiğini söylüyor…

Protonların ve nötronların içinde mevcut olan kuarklar ve gluonlar (başka bir atomaltı parçacık yapısı/görünümü) çok yüksek enerjiye sahip oluşumlar. Bu sebeple, Bunların çarpışmaları durumunda ‘Tepe Kuark’ oluşturmak için gerekli enerji (yoğuşumu) sağlanabilmekte… Ancak, oluşacak bir ‘Tepe Kuark’ bilinen diğer kuarklardan çok daha hızlı (10-24 saniyede;   yoktosaniye; yoctosecond) bir şekilde bozunur…’Alt/Dip Kuark’ın (Bottom Kuark) bozunma süresi işe bir pikosaniye (picosecond; 10-12 saniye). Bilin insanları, bu ‘yoktosaniye’lik bir sürenin, Kuantum Kronodinamik Süreçlerinin (QCD) gerçekleşebilmesi için gereken süreden çok daha kısa bir süre olduğunu söylüyor…

Tepe Kuarkların izi, CERN CMS’de 5.02 TeV (TetraelektronVolt) enerji seviyesinde gerçekleştirilen çarpıştırmalarda gözlenmiş…

Tepe Kuarklar oluşunca, W-bozon’a ve Alt/Dip (Bottom) Kuarka bozunmakta; bunlar da hızla başka parçacıklara dönüşmekte… Araştırmacılar, nihai ürünü elektrik-yüklü leptonlar (elektronlar veya daha büyük kütleli kuzeni olan muonlar) ve başka parçacık jetleri oluşturan Alt/Dip Kuarklar olan parçacık izlerini araştırdılar…

Görünen o ki, ‘Tepe Kuark’ların çok daha yüksek güvenilirlik seviyesiyle belirlenmeleri yakındır…!

Yararlanılan Kaynaklar:

http://www.sci-news.com/physics/production-top-quarks-nucleus-nucleus-collisions-09055.html

Kara Delik gölgesi…(mi ?) (Black Hole shadow …?)

IC 5063’ün merkezinden gerçekleşen ışıma ve gölge bölgeleri.

(Kaynak: NASA / ESA / Hubble / STScI / W.P. Maksym, CfA.; sci-news.com)

Hubble Uzay Teleskobuyla, gökada IC 5063’ün merkezindeki Kara Deliğin Madde Toplama Diskinin (Torus) gölgesi görüntülndi…!

Sci-news.com’da, 23 Kasım 2020’de yayımlanan haberde, NASA/ESA Uzay Teleskobunu kullanan astronomların, gökada IC 5063’ün merkezinden yayılan ışık ile, bu ışığın perdelendiği bölgenin (gölge bölgesi) görüntüsü alındı… Aktif bir gökada olan IC 5063, 156 milyon ışık yılı uzaklıkta ve güney yarıküre gökyüzünde görünen Indus Takımyıldızı içinde…

Araştırmacılar, fotoğrafta görünen gölgenin, IC 5063’ün merkezinde bulunan Kara Deliğin etrafını saran simit şekilli toz bulutunun uzay tozu üzerine düşürdüğü gölge olduğunu söylüyor. Kara Deliğin olay ufku bölgesinde meydana gelen ışıma, bu ‘toz-simidi’nin (torus) boşluklarından geçerken, ışığın engellendiği bölgeler ise, uzay-arka planında gölge bölgeleri oluşturmakta…

Harvard & Smithsonian Center for Astrophysics’ten astronom  Dr. Peter Maksym, böyle bir görüntüyle ilk defa karşılaştıklarını söyledi.

Daha önce, NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemeviyle, benzer Kara Deliklerin etrafındaki madde-simitlerinden sızan x-ışınları belirlenmişti…. Bu ışık sızmalarının, bu toz/madde örgüsü şeklindeki simitlerinin burulması (wrapping) sebebiyle ortaya çıkabileceği düşünülüyor.

Bu keşfi ilginç kılan şey, keşfin bilim insanları tarafından değil, bir amatör artist tarafından keşfedilmiş olması…! Bu keşfi yapan Judy Schmidt (Modesto, California, ABD), 2019’da, IC 5063’ün Hubble ile alınan görüntülerini işlerken, bu keşfi gerçekleştirdi…! Orijinal görüntülerde bu ışıklı-gölge bölgeleri görünmemekteydi…

Yararlanılan Kaynaklar:

http://www.sci-news.com/astronomy/hubble-shadow-supermassive-black-hole-torus-09076.html

Çin tekrar Ay yolcusu… (China launches Moon probe to bring back lunar dust…!)

Çin, Ay’a bir araç gönderdi… Bu aracı taşıyacak roketin fırlatılma günü-saati gizli tutulmaktaydı…! (‘Medenileşmek’ kolay değil…!)

Bu araç, Çin’in daha önce Ay’a gönderdiği araçlardan biraz farklı… Bir anlamda, ABD’nin Apollo araçlarının insansız, küçük bir modeli… Bu uçuş görevi başarılı olursa, Ay yüzeyine indirilecek bu araç, yüzeyden toplayacağı taş parçalarını ve tozu Dünyaya getirecek…!

Çin’in bu teşebbüsü, kırk yılı aşkın bir süredir ara verilmiş olan ‘Ay’dan numune getirme’ çalışmalarının tekrar başlatılması olacak… Umarız başarırlar…

Chang’e-5 (Çin’in Ay Tanrıçası) adlı sondayı (yörünge ve iniş-kalkış araçlarını) taşıyan Long March 5 roketi, Wenchang Uzay Merkezinden, bu Pazartesi günü, TS 23:30’da fırlatıldı… Çin, son yıllarda, Ay’a araç gönderme ve Ay yüzeyi araştırmalarına önemli kaynaklar harcadı… Büyük ölçüde başarılı da oldu…

Çin, bu kişisel araştırmalarıyla, bir anlamda, ABD’nin ezberlediği Ay yüzeyi madde yapısını ‘sıfırdan’ öğrenmeye başlayacak…! Şüphesiz, Ay’a daha önce indirdiği araçlarla başlangıç-aşaması ‘yüzey maddesi’ bilgilerini toplamış durumda… Çin’in uzay aracı geliştirme çalışmalarında Rusya’dan önemli miktarda teknik destek aldığı biliniyor… Ay’a olan bu ilgi, gelecekte, uzay madenciliğine yönelik olabilir…

2017’ye planlanan bu uçuş görevi, Long March 5 roketi testlerinde yaşanan motor arızası sebebiyle, iki yıl gecikerek, gerçekleşmiş oldu… Bu görev başarılı olursa, Çin, ABD (1960) ve Sovyetlerden (1970) sonra, Ay’dan toprak numunesi getiren üçüncü ülke olacak… Çin sondası, azami 2 kg kadar numune taşıyabilecek. Bu aracın, daha önce inilerek incelenmeyen ve lavla kaplı olan ‘Fırtınalar Denizi (Ocean of Storm; Oceanus Procellarum) bölgesine inmesi planlandı…

Gönderilen aracın Ay yüzeyine Kasım ayı sonunda inmesi ve bir Ay ‘gündüzü’ (14 gün) süreyle araştırma yapması/numune toplaması bekleniyor. Yine başarılı olunduğu taktirde, numune taşıyan kapsülün Aralık ayı başında Moğolistan çölüne inmesi planlandı…

Çin, 2013’te ve 2019’da (Ayı’ın uzak yüzüne) iki aracını Ay yüzeyine indirmeyi başarmıştı…

Çin, geliştirdiği Long March 5 adlı, büyük kapasiteli yük taşıyabilen, roketiyle, Dünya yörüngesinde istasyon inşa edebilmekte, Mars’a araç gönderebilmekte…

Yararlanılan Kaynaklar:

https://www.moondaily.com/reports/China_launches_Moon_probe_to_bring_back_lunar_rocks_999.html

Tasman Denizi göklerinde meteor…! (Tasman Sea firball…!)

Son aylar meteor açısından zengin geçmekte…!

Samantha Mathewson‘un space.com’da yayımlanan haberinde, son bir görsel şölenin Tazmanya Denizinde yaşandığı duyuruldu… Tazmanya Denizi (Tasman Sea) Avustralya ile Yeni Zelanda arasında yer almakta…

Avustralyaya ait bir araştırma gemisinin kamerasına yakalanan bu göktaşı geçişi uzay meraklılarını heyecanlandırdı…

Yeşilimsi-renkte ışık saçan bu meteor, daha sonra, iki parçaya bölünerek yoluna devam etti ve okyanusa düştü…

Meteorların kuyruk rengi içindeki maddeye göre değişik görünür… Sodyum, portakal-sarı renkte ışırken, demir sarı, mağnezyum mavi-yeşil, kalsiyum mor ve nitrojen ile oksijen ise kırmızı renkte ışır…

18 Kasım gecesi, (bölgesel) saat 9:21’de gerçekleşen bu olay, Avustalya’nın Ulusal Bilim Ajansı olan CSIRO’ya ait, ‘Investigator’ adlı gemideki bir kamera tarafından kaydedildi.  

Gemide bulunan CSIRO (Commonwealth Scientific and Industrial Research Organisation) yetkilisi John Hooper, bu gözlemin, Tazmanya adasının 100 km kadar güneyinde gerçekleştiğini söyledi.

Cep telefonlarının yaygın bir kullanımda olması, meteor görüntülemelerinde de çok büyük bir artışa yol açtı… Daha sonra, 20 Kasım 2020’de bir başka meteor da Teksas (ABD) gökyüzünü aydınlattı… Tazmanya Denizi meteoru kadar olmasa da…!

Bu meteorların Leonid grubuyla ilişkili olduğu söylendi… Kuyruklu yıldız Tempel-Tuttle’nin kuyruk kalıntısından geldiği söylenen bu gök taşı parçaları, periyodik olarak, Leo Takımyıldızı yönünden gelir… Bu göktaşı parçalarının en yoğun gözlenme zamanı, yılın Kasım ayı… Kısaca, Dünya, uzayda sürekli var olan bu kuyruklu yıldız izinin içinden her yıl, Kasım ayında geçer… Leonid’ler, her 33 yılda bir de en yüksek gözlenme seviyesine ulaşır; yörüngesindeki bölgesel yoğunlaşma sebebiyle…!

Yararlanılan Kaynaklar:

https://www.space.com/bright-meteor-video-tasman-sea-november-2020.html

https://nypost.com/2020/11/20/meteor-illuminates-texas-night-sky-in-stunning-video/