Ingenuity’nin ilk uçuş denemesinin başarılı olduğu gerek video ve gerekse altimetre verisiyle doğrulandı.
Araç Mars yüzeyinden üç metre kadar yükseldi ve 30 saniye süren bir havada-kalışı gerçekleştirdi… Araç yüzeye emniyetli bir şekilde inmeyi başardı…!
Ingenuity’nin yükseklik-zaman grafiği (sağ yukarıda). Yerden yükseldiğinde çektiği yer-gölge fotoğrafı (sağ altta; fotoğraftaki beyaz lekeler yüzeyde parlayan kaya parçaları) ) ve uçtuğunun resmi (sol üstte).
Florida’da 17 Nisan 2021’de gerçekleştirilen bir havacılık gösterisinde (Cocoa Beach Airshow) , uçağı arızalanan pilot denize zorunlu bir iniş gerçekleştirdi…!
Havacılık Gösterisine katılan bu uçağın pilotu, TBM Avenger tipi, tek motorlu uçağını deniz kıyısındaki sığ suya emniyetli bir şekilde indirmeyi başardı…
Tyer Vazquez, Alassandro Sasson ve Rick Neale tarafından, Florida Today’da 17 Nisan 2021’de yayımlanan bu haberde, Patrick Uzay Kuvvetleri Üssü (Okyanus) kıyısında meydana gelen bu kazada, gerek pilotun ve gerekse denizdeki halktan yaralanan olmadığı duyuruldu….
Video görüntülerinden, uçağın motorunun durmuş olduğu belirlendi….
Uçakta meydana gelen hasar miktarı bu denize-inişi bir kaza olarak nitelememizi gerektirdi…!
Dokuzuncu Gezegen (Planet 9) uzay meraklılarının uzun zamandır beklediği bir (şimdilik) ‘hayali’ gök cismi…! Neptün ve Plüton da dahil olmak üzere bazı gezegenler önce hayal edilerek, sonra da hesap yapılarak keşfedildi… Bu sebeple, astronomların Güneş Sisteminde yeni gezegen keşfini hayal etmeye hakları var…
Astronomları dokuzuncu bir gezegenin var olduğu inancına iten şey, Plütonun ötesinde keşfedilen birçok gezegenimsi-gök cisminin yörüngelerinin konumları… Bu gök cisimlerinin yörüngelerinin birbiri ile ilişkili bu konumlarda olması, bölgede dolanan ve henüz keşfedilemeyen bir (Dünyanın en az beş katı bir kütleye sahip) ‘Dünya-irisi’nin varlığına bağlanmakta… Bu (olası-hyphotetic) gök cismine ‘dokuzuncu’ denmesinin sebebi de, Plüton’un gezegen statüsünün geri alınmasından kaynaklanmakta; boşa çıkarılan ‘9’ numara sebebiyle… (Burada ayrıntısına girmeden, Pluton’un bir gezegen sayılıp sayılmaması, astronomi dünyasının-bizi fazla ‘enterese etmeyen’-bir kararı…! Yine de, Plütonun alışılmışın ötesinde eliptik ve eğimli bir yörüngeye sahip olması, daha sonra, boyu Plüton’a yakın olan iki başka gök cisminin de belirlenmiş olması, bu gök cisminin bir ‘üvey evlat’ muamelesi görmesi için ortam hazırlamaktaydı; hazırladı…)
Bir taraftan, Güneş Sisteminde dokuzuncu bir gezegenin mevcut olup olamayacağı tartışılırken, diğer taraftan (olası) böyle bir gök cisminin Güneş Sisteminin bir ‘öz-evladı’ mı yoksa, ‘arkadaşına bakmak için uğramış fakat yakalanmış’ bir gök cismi mi olduğu hususundaki tartışmalar devam ederken, astronomlar, başka bir Güneş (Yıldız) Sisteminde, dokuzuncu gezegenin var olabileceğine kanıt teşkil edecek, bir başka gezegen belirlediler… Kısaca, Güneşinden (Yıldızından) çok uzaklarda dolanan büyük kütleli gezegenler mevcut olabilirdi…ve, ilki belirlenmişti…!
Hubble Uzay Teleskobuyla (HST) gerçekleştirilen bu keşifte, Dünyadan 336 ışık yılı uzaklıkta olan HD106906 çift-yıldız sisteminde, kütlesi Jüpiterin kütlesinin onbir katı kadar olan ve HD106906b (‘b’ ilk gezegene verilen kod) olarak kaydedilen bir öte-gezegen belirlendi…
HD106906b’nin yörünge simülasyonu.
Dokuzuncu gezegenin varlığı doğrulanmaya çalışılırken, bazı araştırmacılar bunun bir gezegen olmayıp, küçük ölçekli bir Kara Delik olabileceğini de ileri sürdü… Ancak, dokuzuncu gezegen araştırmacılarından astronom Konstantin Batygin bunu pek olası görmüyor…
Batygin, astronomi çalışmalarının yanında müzikle de ilgilenmekte… Küçük bir müzik grubu da mevcut ve bu grupta gitar çalmakta…!
Miami Flarmoni Orkestrası şefi Eduardo Marturet, Batygin’in gerçekleştirdiği araştırmalardan da ilham alarak, Dokuzuncu Gezegen adında bir senfoni besteledi…! Bu senfoninin icrasında Batygin de elektro-gitarıyla eşlik etti…
Böylece…, Dokuzuncu Gezegen ortaya çıkmadan, Senfonisi çıkmış oldu… !
Umarız, yakın bir gelecekte, kendisi de ortaya çıkar…
Ingenuity’nin rotor palleri döndürme testi, yazılım güncellemesinin uygulanmasından sonra, 16 Nisan 2021’de ikinci defa gerçekleştirildi…
Daha önce gerçekleştirilen ilk testte araç yüksek hız testini geçememiş, ilk uçuş denemesi kademeli olarak 19 Nisan Pazartesi‘ye ertelenmişti…
Yine daha önce, bu aracın taşıyıcı araç Perseverance’den yere indirilmesi esnasında Güneş Panellerinin üzerinde toz biriktiği de belirlenmişti. Ancak, bu tozun helikopterin performansını olumsuz etkilemeyeceği hususu NASA tarafından beyan edilmişti…
Aracın üzerindeki Güneş Panelleri başta aracın çok soğuk (-70 C) Mars Gecelerinde ısıtılması olmak üzere, uçuş için gereken elektriği sağlamakta…
*
Yukarıdak videoda dikkati çeken husus, helikopterin üst pervane pallerinin ters yönde dönmekte oluşu… Bu gibi, eksenel kararlılığı/hareket yönü çift rotor sistemiyle kontrol edilen araçlarda, açısal kararlılık/kontrol için rotorların zıt yönde dönmesi gerekir…Bu videoda her iki rotor palleri de aynı yönde dönmekte…!
Şüphesiz bu, NASA uzmanlarının bilerek (ve helikopterin yerden istenmeden havalanmasını önlemek için) gerçekleştirdiği bir ‘kontrollu-test’ olabilir…
Aksini düşünmek ‘ürpertici’ olurdu… Rotor pallerinin tersine (istenmeyen yöne) dönmesi bu aracın, yerden hiçbir şekilde havalanamaması demek olurdu…!
Bugün, bir Yetkilimizin içinde bulunan bir ‘İş Jeti’ tipindeki Bakanlık uçağında uçuşta bir arıza meydana geldi…
Basında çıkan haberlere göre, iki motorlu bu uçakta bir jeneratör arızası meydana geldi…(Uçakta iki jeneratör mevcut.) Uçağın Malatya Hava Meydanına ‘acil iniş yaptığı’ bildirildi…
Uçuşta meydana gelen bu arıza üzerine, uçakta hazır bulunan bir Bakan’ımızın, Pilotların bu arıza üzerine ne yapmaları gerektiği hususunda bir görüş ilettiği de duyuruldu…
Havacılık yazarı ve yorumcusu / programcısı Sayın Tolga Özbek, yukarıdaki videosunun başlangıç kısmında söylenmesi gerekenleri söylemiş…!
Bu uçağın, bir jeneratörü arıza yapınca ‘Acil Durum’ beyanı gerekir mi…, Uçuş El Kitabındaki talimat hangi yöndedir…; bu hususta bir bilgimiz yok… Ancak, farklı jeneratörlerin uçağın farklı (elektrikle-çalışan) sistemlerini beslemesiyle birlikte, uçuş için kritik sistemlerin, genelde, her iki jeneratörden de beslenecek şekilde, uçak sistem tasarımının yapıldığı söylenebilir. Diğer taraftan, bir jeneratörün devreden çıkması bağlı (akuple) olduğu motorun mutlaka durmasını ya da durdurulmasını gerektirmez…
Diğer taraftan, uçakta önemli bir arıza meydana geldiğinde, başka daha ciddi arızaların da meydana gelebilme olasılığı da dikkate alınarak, pilottan bir talimat gelmese bile (uçuş esnasında uçağın nihai yetkilisi pilottur/pilotlardır), uçakta yolcu olarak bulunanların derhal yerlerine oturup, kemerlerini bağlamaları ve pilotların kendi işlerine yoğunlaşmalarına ortam sağlamaları gerekir…!
Bugünkü olay, muhtemelen, Uçuş Eğitimi derslerinde de konu edilecektir…
Albert Einstein, 1915’te yayımladığı Genel Görelilik Kuramında (Theory of General Relativity), gravitasyonun (kütleçekiminin) ‘uzayzaman’ın geometrik bir özelliği olduğunu ileri sürdü…
Bu kuram modern fizikte gravitasyonun kabul edilmiş bir tanımı olarak varlığını sürdürmekte… Bu kurama göre, gökada kümeleri (galaxy clusters), gökadalar (galaxies), hatta yıldızlar uzayzaman’ın dokusunu eğer/büker…
Bunun sonucu olarak, gökada kümeleri ve gökadalar gibi çok büyük kütleli gök cisimleri arka planlarındaki/konumlarındaki gök cisimlerinden saçılan ışığın bir bölümünü (kendi yönünde olanları) bir ince kenarlı mercek gibi eğerek (Anti-madde gökadaları Kalın Kenarlı Mercek gibi ırksak olarak eğer !), odaklama yapar; aynı doğrultudaki gözlemciye ulaşacak olan ışığı yoğunlaştırır…; bildiğiniz büyüteç etkisi…!
Gerçekleşen bu odaklamalar (mercekleme demiyoruz !) gözlemciye farklı şekillerde görünür…; Einstein Haçı bunlardan biri… Bu tip odaklamada, arka plandaki cismin görüntüsü, odaklayan (öndeki) cismin etrafında dört bağımsız görüntü olarak oluşmakta… Bu görüntüler (ışık noktaları) hayali çizgilerle birleştirildiğinde haçı andıran bir görüntü ortaya çıkmakta…! (Einstein, bu görüntülere adının verildiğini duysa, herhalde, şöyle derdi: ‘Tam da adamını buldunuz…!)
Matt Williams, unversetoday.com’da 12 Nisan 2021’de yayımlanan haberinde, GAIA Gözlemevi Uydusunun sağladığı veriyi kullanan bir grup araştırmacının, yeni on iki Einstein Haçı belirlediklerini duyurdu…
‘Einstein Haç’ları, bir Kuasar (Quasar) gibi çok güçlü ışıma yapan gök cisimlerinin ışığı gökadalar tarafından odaklandığında, bu dörtlü-görüntü oluşmakta… Einstein her ne kadar bunun gerçekleşebileceğini ta 1912’de öngördüyse de, bu görüntüler ancak 1979’dan itibaren belirlenmeye başlandı…1985’e kadar da elli kadar Einstein Haçı gözlenebildi…
GAIA tarafından belirlenen 12 Einstein Haçı. (Kaynak: The GraL Collaboration; universetoday.com)
Bu araştırmayı gerçekleştiren GAIA Gravitasyonel Çalışma Grubunda (GraL) Avustralya, Brezilya, Hindistan, Avrupa ve ABD’den araştırmacılar yer aldı…
GAIA (temsili) Samanyolundaki yıldızların haritasını çıkarmakta… (Kaynak: ESA/ATG medialab; background: ESO/S. Brunier; universetoday.com)Araştırmacılar, gravitasyonel odaklama tekniğini kullanarak, uzaktaki Kuasarların ışığının ortamdaki Kara madde topakları tarafından nasıl etkilendiğini de anlayabilmekte…! (Kaynak: NASA/ESA/D. Player (STScI); universetoday.com)
Araştırmacılar, yine de, gerçekleştirlen bu ölçümlerin, daha sonra yapılacak optik, radyo dalgası ve x-ışını dalgaboyundaki gözlemlerle güçlendirilmesi gerektiğini de söylüyor…
Blue Origin firması halen geliştirmekte olduğu ‘uzay turisti’ aracı New Shepard’ın yeni bir testini, insansız olarak, 14 Nisan 2021’de başarıyla gerçekleştirdi…
Blue Origin, uzay sınırına turist taşımaya yakında başlayabilecek gibi görünüyor…
(Güncelleme: İlk uçuş, bu defa da, Cumartesiye ertelenmiş… Erteleme gerekçesi, helikopterin uçuş kontrol yazılımında modifikasyon ve yeniden yüklemenin gerekmesi… Marstaki bir araca Dünyadan yazılım yüklenebilmesi bile büyük bir başarı olacak…
Geç olsun, kazasız olsun….diyelim…!)
…………………………….
Mars, ‘hortumları’ (hortumlamayı değil !) seven bir yer…!
Yine de, Mes Helikopteri (Ingenuity) ilk uçuşunu yapabilsin diye, hortumlarını bir süredir ertelemekteydi…
Ancak, görünen o ki, Marsın sabrı taşmak üzere… ‘Siz uçurmazsanız ben uçururum’ (!) demeye başladı… Mars hortumları, küçük de olsa, ufukta göründü…
Umarız, Ingenuity bugüne planlı uçuşunu gerçekleştirir… Bir ‘hortum’a kurban giderse çok yazık olur…!
Bugünkü uçuş gerçekleşirse, NASA gerekli açıklamayı, muhtemelen, yarın sabah yapacaktır… Sebebini daha önce belirtmiştik…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.