
Matt Williams’ın universetoday.com’da 10 Ağustos 2021’de yayımlanan bir yazısında, Samanyolundaki (olası) ‘akıllı yaşamdan’ mesajımıza bir cevap alabilmek için 3000 yıl kadar beklememiz gerektiği ileri sürüldü…!
Dünya ötesi (olası) ‘akıllı medeniyetlerden’ haber (sinyal) almamız, maalesef, henüz gerçekleşemedi… Halbuki, 1980’li yıllarda, gerçekleştirilen uzay araştırmalarına bakarak, tek taraflı da olsa, bu iletişimin 2000’li yılların başlarında gerçekleşebileceğini ummuştuk…; öncelikle, Marsta ‘yaşam izi’ belirleyerek…
Uzayı dinleme ve gözleme teknolojisi geliştikçe, bu (olası) ‘akıllı medeniyetlerin’ sandığımızdan çok daha uzaklarda olabileceğini, onlarla iletişimin, yine, sandığımızdan çok daha zor olabileceğini anladık… Haliyle, ‘Drake Denklemini’ (Drake Equation), şimdilik, bir kenara kaldırdık…; bu denklemle hesaplanacak sayının ‘en az iki’ olmasını umarak…! (Bu sayının ‘ilki’ bizleriz…)
Son kırk yılda ‘yakalanan’ sinyallerin bir kısmı tekrarlamadı…; dolayısıyla, ‘rastlantısal’ (hatalı algılama) olaylar olarak kaydedildi… Bir kısmının da (bazı Rus astronomların tüm gayretine rağmen) ‘insan-yapısı’ (ve Dünya yakınında dolanan) araçlardan geldiği anlaşıldı…; bunlara, gözlemevi kantinindeki, kapağı-arızalı mikrodalga fırının kaçırdığı mikrodalga sinyaller de dahildi…!
Sinyali gönderecek (yüz bin+ ışık yılı uzaklıktaki) ‘akıllı bir medeniyetin’, göndereceği sinyallerin Dünyaya ulaşmasından önce, bu medeniyetin yok olmuş olabileceği olasılığı dahi astronomların araştırma heyecanını yok edemedi…; hiç olmazsa bu ‘medeniyetin’ (bir zamanlar) var olmuş oldukları ispatlanmış olurdu…!
Olasılıklar bu yönde güçlenmekte iken, bu (olası) ‘akıllı medeniyetin/medeniyetlerin’ bizim gönderdiğimiz (ki, 1980’li yıllarda bilinçli olarak gönderdik…) sinyalleri cevaplaması/cevabın bize ulaşması daha da düşük bir olasılıktı… (Bu (olası) medeniyette de bizdeki gibi bir ‘bürokrasinin varolabileceği’ düşünüldüğünde…!)
Harward Üniversitesi astronomlarından Avi Loeb, (birçok yorumuna katılamasak da) birlikte çalıştığı doktora öğrencileriyle bu araştırma heyecanını sıcak tutmaya çalışmakta…; belli ölçüde başarılı da olmakta…; kendini ‘fantastik / medyatik’ astronomi gündeminde tutarak…
Loeb, Amir Siraj ile birlikte gerçekleştirdiği yeni bir çalışmasında, Dünyadan gönderilen (elektromanyetik) sinyallerin yeterli teknolojiye sahip bir ‘akıllı medeniyete’ ulaşması durumunda, bunun cevaplanmasının 3000 yıl kadar alabileceğini ileri sürdü (sürdüler)…
Loeb, Güneşin uzağından 2017’de geçen ve ‘yıldızlararası bir gök cismi’ olan Oumuamua’nın Dünya-dışı bir ‘Işık Yelkenlisi’ olabileceğin ileri sürmüş ve uzay meraklıları arasında sınırlı bir heyecana yol açmıştı…
Prof. Loeb, Dr. Frank Laukien ile birlikte, yakın geçmişte başlattığı ‘Galileo Project’ ile, ‘Anlaşılamayan Gökyüzü Olaylarını’ (Unidentified Aerial Phenomena-UAPs) araştırmayı hedefledi… Aynı araştırma ekibi (Loeb, Laukien ve Siraj), halen, SETI araştırma projesi paralelinde başlattıkları SETRI (Search for Extraterrestrial Responding Intelligence) Projesi ile, Dünya-dışı (olası) ‘akıllı medeniyetlerle’ iletişim konusuna (teknolojik-izlere; technosignatures) kafa yormakta…

Loeb’e göre, Dünyadan 1901 yılında (ilk uzak mesafe radyo dalgası yayımı) yayımlanmaya başlanan elektromenyetik dalgaların ulaşacağı 100 ışık yılı uzaklıktaki (olası) akıllı medeniyetlerden Dünyaya cevap sinyallerinin ulaşabilmesi için daha 80 yıl kadar beklememiz gerekecek…!
(Bu medeniyetlerin Dünyadan gönderilen Voyager /Pioneer araçlarından birini ele geçirerek inceleyebilmeleri için, herhalde, ne onların (medeniyetinin) ne de bizim ömrümüz yetmeyebilir…! (Bizler, yine de, bu (olası) ‘akıllı medeniyetlerin’ izlerini Güneş Sistemi dışından gelecek, Oumuamua benzeri cisimler üzerinde araştırabiliriz…!)

Halen, üzerinde ‘Breakthrough Starshot‘ projesinde çalışıldığı gibi, ışık hızının %20’si bir hızla yolculuk yapabilecek araçlar geliştirilebilse bile, bunlara insanların bindirilmesi-şimdilik-olası değil…; en yakın yıldıza bile ulaşabilmesi için 20 yıl gerekecek… Böyle bir araçla 1000 ışık yılı uzaklıktaki bir yıldıza ulaşılabilmesi ve oradan toplanacak verinin Dünyaya ulaştırılabilmesi için gereken süre fazlasıyla uzun bir süre olacak…
‘Copernican Prensibi’ne göre, Dünyanın çok özel bir ortamda varolmuş olması (pek) mümkün değil… Bunun anlamı, Evrende (belki Samanyolunda) mutlaka, Dünya benzeri, yaşam barındıran (habitable) başka yerler de mevcut olmalı…! Loeb, yine de, böyle bir olasılığın ‘onmilyondabir’ olduğunu hesaplamış… (Sayısal Lota’da büyük ikramiyeyi kazanmaktan daha küçük bir olasılık…!)
Loeb (ve ekibi), böyle bir akıllı medeniyetten cevap alabilmek için, sinyallerimizi en az onmilyon yıldıza ulaştırabilmemiz gerektiğini söylüyor…Bu da, her yönde 1000 ışık yılı uzaklığa sinyal ulaştırabilmek demek… Bir de dönüş yolu hesaba katıldığında, sinyalin Dünyaya ulaşabilmesi için 2000 yıl gerekecek demek… Akıllı bir medeniyetten sinyalin alınabileceği en erken tarih: 13 Ağustos 4001…!
Eğer bu ‘akıllı medeniyetler’ Dünyadan yayımlanan TV yayımlarından haberdar iseler, Dünya ile iletişim kurmada acele etmeyebilirler… Deprem, Sel, Orman Yangını,… haberleri gözlerini korkutmuş olabilir…; Dünyadan uzak durmanın daha ‘akıllı’ bir hareket olacağını düşünüyor/düşünecek olabilirler…!

Araştırmacılar, böyle bir ‘kozmik iletişimi’ başarabilmek için, öncelikle, hayatta kalmayı başarmanın gerekli olduğunu söylüyor…
Kısaca, en azından, Dünyadaki her türlü yaşamı tehdit eden olaylardan (savaşlar, deniz kirliliği, salgın hastalıklar, orman yangınları, seller,…) uzak durma, bunlara yol açmamayı başarma becerisine…!
Yararlanılan Kaynak:
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.