NASA’nın Parker Güneş Sondası (Parker Solar Probe), adından da anlaşılacağı üzere, Güneşi incelemek için … de gönderildi…
Bu aracın özelliği, bugüne kadar, Güneşe en fazla yaklaşan bir araç olması…Aracın bu yakın konumdaki yörünge hızı saniyede 145 kilometre kadar oldu…Aracın daha sonraki -daha yakın-geçişlerinde hızı saniyede 190+ kilometreye ulaşırken, Güneşe yarıçapının 6.9 katı kadar yaklaşacak… Dünya yörüngesinde dolanan araçların hızının yedi katı kadar…
Dış Basında çıkan haberlerde, bu aracın bu hafta, yörüngesinin Güneşe en yakın konumundan geçerken, ‘Güneşe dokunduğu’ duyuruldu…!
Gerçekte, bu ‘dokunuş’ ne anlama gelmekteydi…?
Scott Manley, yukarıdaki videosunda bu konuya açıklık getirdi…
Birçok kişinin bildiği veya tahmin edebleceği gibi, Güneş, alev alev yanan bir ‘ateş topu’… Değişik yoğunlukta ve sıcaklıkta katmanlardan oluşmakta…Bu katmanlar içinde katı bir maddesi mevcut değil… Dolayısıyla, ‘dokunma olayının gerçekleşebileceği’ bir ortam veya olasılık mevcut değil…! (Yine de, Güneş Sistemindeki bazı cisimlere-kelimenin tam anlamıyla- dokunmak mümkün olabildi… Japonya’nın Hayabusa adlı araçları, NASA’nın Osiris-REx adlı aracı hedeflerindeki asteroidlere dokundular…!)

Parker Sondası, bu hafta gerçekleştirdiği yakın geçişinde Güneşin varsayılan yüzeyinin 10 milyon kilometre kadar yakınından geçmiş oldu…. Aracın bu uzaklığı, Güneşin yarıçapının 12+ katı kadar bir uzaklık demek…! Kısaca, ‘dokunma eyleminin’ gerçekleşebilmesi için fazla uzak bir mesafe…


Diğer bir husus, Güneşin dış katmanının sıcaklığı… ‘Kromosfer’ adı verilen bu katmanın sıcaklığının 1+milyon santigrad derece kadar oluğu ölçülmekte/hesaplanmakta… Bu husus dikkate alındığında bu aracın daha bu bölgeye yaklaşmadan ‘keten helva gibi’ yanıp buharlaşacağını tahmin etmek, ‘doların ne yapacağını tahmin etmekten‘ çok daha kolay…!
Sonuç olarak, Parker Güneş Sondası, gönderilme amacı gereği, Güneşe en fazla yaklaşan araç oldu ve olmakta…
Yine de, bu yakınlaşmasını ‘Güneşe dokundu’ olarak adlandırmak biraz yanıltıcı olur…
Daha fazla ilgi çekme amacı güdülse de, ‘bilim insanlarının’ bu gibi ‘yanıltıcı ifadeleri’ kullanmamaları gerekir…!
Yine, bu videonun sonlarında bahsedilen, Voyager araçlarının ‘Güneşin etki sahasının dışına çıktığı’ iddiası da, (Güneş rüzgarları/manyetik etki bağlamında) ‘kısmen-doğru’ bir bilgidir… Güneşin ‘Gravitasyonel Etki Sahası’ dikkate alındığında, Voyager araçları, muhtemelen, hiçbir zaman Güneşin bu etki sahasının dışına çıkamayacak…!
Araştırmacıların kendilerini ‘NASA’nın Etki Sahası’ndan kurtarmaları gerek…!
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.