Tara DHC…dağa çarptı…! (Tara DHC6 … collides with mountain…!)

Tara Air’e ait bir DHC-6 (Twin Otter), 29 Mayıs 2022 günü, Pokhara’dan Jomsom’a (Nepal) uçuşunda , Jomsom’a yaklaşması esnasında, 14,500 fit yükseklikte uçarken dağın yamacına çarptı…

Bu kazanın meydana geldiği saatlerde bölgede görüş mesafesi kısıtlıydı… Uçakta bulunan 22 kişiden kurtulan olmadı…

Nepal Sivil Havacılık Otoritesinin yaptığı açıklamada, görüş mesafesinin kısıtlı olması sebebiyle, arama/kurtarma ekibinin kaza mahalline havadan ulaşması mümkün olamadı…!

Görgü şahitleri, bu kazanın meydana gelmesinden önce, pilotların bölgede iki tur attığını söyledi… Enkaz mahallinin 14,500 fit (4400 metre) yükseklikte olduğu belirlendi…

Bu kaza neden meydana geldi…?

Göründüğü kadarıyla, görüş ortamının uçuş için yetersiz/tehlikeli olduğu bir havada uçuşta ısrar (haliyle, ‘ısrarıcı’ olanın pilotlar mı, yoksa, başkaları mı olduğu bu incelemede ortaya çıkacaktır..!)…; kendilerinin bir tarafa, yolcuların da hayatını tehlikeye atarak…

Üstelik, ‘antika’ (durumuna düşmüş) bir uçakla ve antika uçuş ekipmanıyla…

Yararlanılan Kaynak:

Yeni bir ‘Yıldız Yağmuru’…(mu ?) (A new shooting stars…?)

Bu akşam ve yarın akşam bir ‘kayan yıldız’ şöleni izlenebilir…; tabi, beklenen gerçekleşirse…!

30-31 Mayıs, ‘tau Herculids’ yöktaşı yağmurunun/kayan yıldızların (meteor storm; shooting stars) yoğun bir şekilde görünmesi beklenen tarih/dönem… (Tau Herculid, bu ‘kayan yıldızların’ gelmesi beklenen takımyıldızı (yönü)…)

Tariq malik, space.com’da 29 Mayıs 2022’de yayımlanan haberinde böyle söylüyor.

Beklenen bu ‘göktaşı yağmuru’nu ilginç kılan husus, yeni olması…!

Öncelikle belirtelim, hava şartları engeli veya başka sebeplerle bu olayı açık havada izleyemeyecek olanlar, gerçekleştirilecek canlı (online) yayımı izleyebilir…

Astronomlar, eğer beklenen gerçekleşirse ve elbette uygun gözlem şartlarında/ortamında, gözlenebilecek ‘kayan yıldız’ sayısının saatte bine ulaşabileceğini söylüyor…(Tabi, bu gerçekleşse bile, bir kişi, bunların ancak bir kısmını görebilir…; ‘sınırlı/dar bakış açısı’ sebebiyle…)

Bu göktaşı yağmurunun kaynağı kuyruklu yıldız 73P/Schwassmann-Wachmann 3…

Bu olayın canlı yayımı Virtual Telescope Project website ‘den de izlenebilecek…

Kuyruklu yıldız ’73P/Schwassmann-Wachmann 3′ 1930’da keşfedildi ve bu gök cismine onu keşfedenlerin adı verildi… Güneşin etrafındaki bir dolanışını 5.4 yılda tamamlayan bu gök cismi, Güneşe en yakın noktası 9.2 milyon kilometre olan bir yörüngede dolanmakta…

‘Yıldız Yağmurları’ kuyruklu yıldızların kalıntısı olan ve yörüngelerinde dolanmakta olan taş parçacığı/toz bulutlarından kaynaklanmakta…Dünyanın yörüngesiyle kesiştiğinde (Dünya bu bulutun içinden geçtiğinde) ‘yıldız kayması’ olarak bilinen (gerçekte, taş/toz parçacıklarının atmosfere girerek yanması sonucu oluşan ışıma) bu astronomi olayı gerçekleşmekte… Şüphesiz, yeterince iri göktaşı parçaları, atmosferde kısmen yansa da, yeryüzüne de düşebilmekte…!

T. Malik’in bildirdiğine göre, bu kuyruklu yıldızdan gaz/madde fışkırmasında, 1995-200 döneminde artış kaydedildi…; parlaklığı arttı… Hubble Uzay Teleskobuyla, 2006’da gerçekleştirilen gözlemde, bu gök cisminin parçalandığı belirlendi… (Kuyruklu yıldızlar, Güneşe yaklaştıklarında, gravitasyon ve ısınma etkisiyle parçalanabilmekte…)

Mart 2017’ye kadar, bu gök cisminden kopan 68 parça belirlendi…; bu gök cismi artarak parçalanmaktaydı…(Bu yılki olayın ‘yeni’ olarak nitelenmesi, bu göktaşının çok daha fazla parçalanmış olmasından…, dolayısıyla, ‘kayan yıldız’ yaratma potansiyelinin artmış olmasından…))

T. Maliq, ayrıca, bu gök olayını (kaliteli !) fotoğraflarla belgeleyebilecek olanların, çekecekleri bu fotoğrafları  spacephotos@space.com ‘a da gönderebileceklerini söylemiş…

‘Yerli ve Milli! (!) astronomlarımız…(AstroBilgi; …) hazır mısınız…?

Yararlanılan Kaynaklar:

https://www.space.com/meteor-storm-tau-herculids-shower-webcast

‘Uzaya bir…ki’…! (Lets go to space…!)

(Kaynak: tubitak.gov.tr)

Evet… Enflasyonu ve doları düşüremedik… Bari, ‘uzaya gidelim’…; değişiklik olur…!

Şüphesiz, bu devirde, uzayla ilgilenmek, (bir şekilde) uzaya gitme çalışmaları yapmak…, ‘projeler üretmek’ *önemli…! Bir ‘uzay meraklısı’ olarak, bunun aksini düşünmek ve savunmak bu sitenin varoluş sebebine aykırı olur…

Uzayı/uzay ortamını-biraz-tanıdıkça, ayakların ‘yere’ biraz daha ‘kuvvetli’ basması gerektiğini öğrendik…! Ancak…, yapılanlar öyle mi…?

Bu haftanın ‘haberi’…: ‘Uzaya gidiyoruz’ (Türk Astronot ve Bilim Misyonu-TABM Projesi)…! Aşağıdaki bir kaynağın haberine göre …: ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında bir Türk vatandaşı, gerekli eğitimleri tamamladıktan sonra Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderiliyor.’ Yani, uzaya gidiş seneye…!

TÜBİTAK’ın sitesindeki haber başlığı şöyleydi…(halen de öyle)…: ‘Başvurular Başladı, “Uzay Yolcusu” Bilim Misyonunu Yerine Getirecek’

Her ne kadar ‘misyon’ sözcüğünü görünce bu haberin devamını okumak istemesek de, (hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak), okuyucu için okuduk ve yorumlamaya çalıştık…

Daha ileri gitmeden, tekrar, belirtelim… Etrafımızda dolaşan virüsler sadece ‘Cavitler’ değil…; Ana Dilimize ‘musallat olan’ virüsler bunlardan biri… Sanki ve halen kullanacak daha uygun ve yeterli başka sözcük yokmuş gibi, bu (bize göre) ‘zorlama-Türkçe’ sözcüklerin üzerine, adeta, atlamaktayız…Ne kadar ‘entel’ (!) olduğumuzu göstermek için…

Merak eden olabilir, maalesef, bu ‘misyon’ sözcüğü TDK Sözlüğüne de alınmış, açıklaması aşağıda…: (Yakup Kadri dahi bu sözcüğü kullandıktan sonra, söylenecek fazla bir şey kalmıyor…; Ana Dilimize ‘Monşerlerin’ (!) soktuğu/sokturduğu bir sözcük olsa gerek…!)

Neyse…, esas konuya dönelim…:

TÜBİTAK bu haberi, Sitesinde…:

Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşımak üzere var gücüyle çalışan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), uzay alanındaki misyonunu yerine getirmek için de faaliyetlerine hız verdi. (…) Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında bir Türk vatandaşının, Uluslararası Uzay İstasyonuna (UUİ) gönderilmesi için başvurular başladı. Uzay misyonunda bir sonraki adım ise Ay’a araç göndermek…’

olarak duyurmuş… (Bu haberde yer alan ‘Türk vatandaşı’ ile neyin kastedildiği yeterince açık değilse de, biz, ‘Türkiye Cumhuriyeti (Devleti) Vatandaşı’nın kastedildiğini düşündük…! (Anladığımız kadarıyla, henüz vatandaşlık alamamış ‘Suriyeli’ler başvuramayacak…!)

Bu haberde geçen…: ‘İlk defa bir Türk vatandaşı astronot unvanı alacak’ ifadesinden, uzaya gidişin NASA ile işbirliği halinde gerçekleşeceği anlaşılıyor… Ruslarla işbirliği halinde gidilecek olsa ‘Kozmonot’, Çinle işbirliği halinde gidilecek olsa ‘Taikonot’ denirdi…? ‘Türkonot’ denmediğine göre, bu ‘gidiş’in kendi roketimizle (+kapsülümüzle) yapılmayacağı anlaşılıyor…(çok şükür…!).

‘Uzay-yolcusu’ olarak seçilecek kişi ‘bilim misyonunu da yerine getirecek’miş… (Aklımıza ilk gelen kişi Mert Bıçakçı oldu…, You Tube’de…’Evrim Ağacı’ videolarından/sunumlarından tanıdığımız… (Kilosu- biraz-fazla görünse de, bilim-kariyeri mevcut…Diğer bir aday da Dr. Umut Yıldız olabilir…You Tube’de ‘Tek Çare Uzay’ videolarının hazırlayıcısı…; hem de NASA ile ‘tanışık’…! Nitelikleri fazlasıyla yeterli olsa da, Prof. Erkcan Özcan’ı önermeyiz…, kendimizi reddettirmemek için…)

Kaynak haberin Türkçesi-biraz-sıkıntılı olsa da, uzaya gönderilecek kişinin Uluslararası Uzay istasyonuna gideceği ve orada ‘deney’ de yapacağı söylenmiş…; yani, sadece bir ‘Uzay Turisti’ olmayacak.. Yine bu kaynak haberde…: Uzaya gönderilecek bu kişinin, bir ‘Türk vatandaşı’ olarak, ilk defa, ‘astronot unvanı’ alacağı söylenmiş. Ancak, bu kişiye bu ‘unvanı’ kimin (hangi Yetkilinin) vereceği’ belirtilmemiş…!

Haberin devamında, belirlenecek iki adayın eğitiminden sonra, ‘bu eğitimi başarıyla tamamlayacaklardan biri’ (bu ifadeden, verilecek bu eğitimi, her iki adayın da başarıyla tamamlayacağının varsayıldığı anlaşılıyor…! Ancak, her iki aday da başarılı olursa, içlerinden birinin nasıl (mülakatla mı, yoksa yazı-tura ile mi) belirleneceği bu haberde belirtilmemiş…!

Haberin devamında, bu ‘astronot göndermenin’ uluslararası işbirliği ile gerçekleştirileceği belirtilmiş…; şimdilik, kendi roketimizin ve kapsülümüzün kullanılması söz konusu değil…

Aranan şartlar arasında yer alan yaş limiti bir çok gönüllünün başvurusunu önleyecek…Diğer taraftan, adaylarda Fen/Tıp eğitimi almış olma şartı da, ‘atama bekleyen’ birçok üniversite mezununun da hayallerini yıkacak nitelikte …! (Atanamadık…, hiç olmazsa ‘astronot olalım’ da deyemeyecekler…!)

Adaylardan ‘Rusça’ veya ‘Çince’ bilgisinin/becerisinin istenmemesi de, bu (olası) ‘uçuşun’ NASA (ABD) ile koordineli gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini gösteriyor…

Adayda aranacak ağırlık (kütle) alt limitinin 43 Kg. olarak belirtilmiş olması, bu başvurunun Kadınlara da açık olduğunu gösteriyor…!

Adaylarda (kaç kişi…; iki mi, daha fazla mı…?) aranacak en zorlayıcı şart ise, ‘seçilecek adaylardan’ TUA veya TUBİTAK’ta on yıl süreyle çalışma mecburiyeti…! Bu Kurumlar bu ‘yükümlülüğü’ nasıl uygulayabilir, bu yükümlülük ne derece gerçekçi olur…bilemiyoruz…; her ne sebeple olursa olsun, Ülkemizde halen yaşanmakta olan ‘eleman/çalışan’ sirkülasyonuna bakıldığında…

*

Bu sitede daha önce de belirtmiştik, Ülkemizin ‘Uzaya Gitme/Gönderme Programı’, 2023 yılı hedefi dikkate alındığında, biraz- fazla sıkışık- göründü… Atalarımız…: ‘Geç Olsun…Güç Olmasın…’ demiş…!

2023’te, Seçim ile ‘Uzaya Gönderme’ telaşları biri birine karışacak gibi görünüyor…Buna bir de Enflasyonun/Doların (olası ?) düşüşü eklenirse ‘tadından yenmez’…!

2023’ün sonuna gelindiğinde, ‘Gördünüz… mü’ deyenlerle, ‘Biz dememiş miydik…’ deyenlerin hangisinin çoğunlukta olacağını zaman gösterecek…

Sonuç hakkında tahminde bulunmadan önce, son yirmi (+) yılda vaadedilen/duyurulan ‘Projelerin’ ne olduğunun hatırlanmasında fayda var…

Görünen o ki, bizler, ‘geçmişi hatırlamayı pek gerekli görmeyen’ bir ‘Millet’iz…

Halbuki, ‘gelecekte daha az hata yapmanın yolu geçmişi hatırlamaktan geçer’…; unutmaktan değil…!

‘Fakirin Ekmeği olan umut’ masaya fazla sık mı getiriliyor…?

Yararlanılan Kaynaklar:

https://tubitak.gov.tr/tr/haber/basvurular-basladi-uzay-yolcusu-bilim-misyonunu-yerine-getirecek

CANLI…! (LIVE…!)

SpaceX biraz sonra, Transporter 5 uçuşuyla, Güneşle-senkronze yörüngeye mini uydular fırlatacak… Saat (TSI) 21:25’te…! Fırlatışa kalan süre Video ekranından izlenebilir…

Evrim Ağacı’ndan:

Türkiye’nin en hızlı büyüyen Yeni Uzay (“New Space”) firması Plan-S, 25 Mayıs’ta SpaceX’in Transporter 5 göreviyle uzaya ilk uydusunu gönderiyor. Hem Plan-S’in Bilkent Cyberpark’taki hangarından hem de SpaceX’in Cape Canaveral’deki fırlatma odasından @Dr Umut Yildiz (Tek Çare Uzay) ile yapacağımız bağlantılarla bu tarihi olaya hep birlikte tanıklık edeceğiz!

‘Bahtsız Boeing’…! (Starliner’ successfull failure…!)

Boeing’in astronot taşıma aracı CST-100 Starliner.

Bu sitede de zaman zaman duyurduğumuz üzere, Boeing Firması, ISS’ye astronot taşımak amacıyla bir araç geliştirmekte… Aynı amaç için çalışan ve yarışan SpaceX, Crew Dragon adlı aracıyla, Boeing’i üç yıl kadar önce ‘sollamıştı’…!

Boeing, geliştirmekte olduğu bu araçla, biraz, ‘Bahtsız Bedevi’yi oynamakta… Gerçi, en azından görünümü itibariyle, Starliner ‘albenisi’ Crew Dragon’dan çok daha yüksek bir araç…

Üç yıl kadar önce, Starliner’in yönlendirme roketlerine kumanda eden sistemde ortaya çıkan bir arıza, Starliner Programının üç yıl gecikmesine yol açmıştı…

Starliner, bir hafta kadar önce gerçekleştirilen uçuş testinde (Orbital Flight Test-2/OFT-2) herne kadar başarılı olarak, ISS’ye otomatik (insansız) olarak kenetlenmeyi başarmış olsa da, Matt Williams tarafından, 24 Mayıs 2022’de universetoday.com’da yayımlanan bir haberde, bu araçta yine, yönlendirme roketi-ilişkili bir arıza yaşandığı duyuruldu…!

Araçta bulunan yönlendirme roketlerinden ikisi, son uçuş testi esnasında çalışmasını durdurdu… Üç yıl önceki uçuş testinde, bir saat arızası sebebiyle, roketler zamanında ateşlenememiş ve araç ISS’ye ulaştırılamamıştı…

ISS’den 25 Mayıs 2022’de ayrılan aracın, bu gece yarısından sonra,  White Sands Space Harbor (New Mexico) bölgesinde (Düzeltme : karaya/kumsala…!) denize inmesi bekleniyor…

Starliner’in bu test uçuşu esnasında, sistem basıncının düşmesi sebebiyle, iki adet Yörünge Manevrası ve Durum Kontrol Roketi (Orbital Maneuvering and Attitude Control-OMAC), yörüngeye giriş manevrası esnasında çalışmasını durdurdu…

Yine de, Starliner’ın Güdüm, Seyrüsefer ve Kumanda (GN&C) Sistemleri normal şekilde çalışarak, bu aracın ISS’yle otomatik olarak kenetlenmesi mümkün oldu…

Uykusuna kıyabilecek uzay meraklıları Starliner’in bu gece (sabaha karşı) gerçekleşecek bu inişini canlı olarak izleyebilir…

Yararlanılan Kaynak:

(Günün Seçimi)

Havada ‘sürtüşme’…! (Brush in mid-air… ‘near-miss’ …?

Two Rafale French military plane performing during an air show

Uçakların birbirine temas ettiği uçuş pozisyonu. (Temsili)

Uçağın temas eden kısmı ve kopan (ve evin çatısını delen) parçaları.

Haber…’near-miss’ olarak verilmiş…bu kaynakta…; haliyle, biraz… ‘saptırılarak’…!

Daha ileri gitmeden tekrar hatırlatalım..: havacılık, ‘yalanın en kolay söylenebildiği’, bir meslek veya faaliyet sahası…!

Bu kaza (*bize göre kaza) dün meydana geldi…; Fransa’da…, bir gösteri uçuşu provası esnasında…

Hannah Thompson’un connexionfrance.com’da bugün yayımlanan haberinde, Fransa imali Rafale tipi iki muharip uçağın, havada birbirine (gerçekte, biri diğerine) temas ederek hasarlandığı duyuruldu…! Bu kaza 22 Mayıs 2022’de meydana geldi…

Neyse ki, meydana gelen kazaya rağmen, bu iki uçak da, Pilotları tarafından yere başarıyla indirildi…

Bu haberde havacılık terimleri, biraz, birbiriyle karıştırılmış…; konuya biraz açıklık getirelim…:

Öncelikle, yaşanan bu kaza ‘near-miss’ sözcüğüyle nitelenmiş… Türkçede ‘kıl-payı’ sözcüğüyle açıklanabilecek bu sözcük/terim, haliyle, ‘bir temasın oluşmadığı’ durumlarda kullanılır…; kullanılması uygun olur… ‘… yalayarak geçti’ de denebilecek durumlar için…

Yine bu haberde kullanılan ‘mishap’ bir hasarın meydana gelmediği veya onarım/yenileme maliyeti dikkate alındığında, bir ‘kaza’ (accident) sınıfına sokulamayacak ‘olay’ veya küçük hasarlı durumlarda kullanılan/kullanılması gereken bir sözcük… (Gerçi, ABD Hava Kuvvetleri başta olmak üzere, bazı Ülkelerin Hava Kuvvetleri bu sözcüğü ‘kazalar için de’ kullanmakta…; sanırım, yaşanan ‘şeyi’ örtbas etmeye/şiddetini-kamuoyu gözünde- hafifletmeye yönelik olarak…!)

Kısaca, iki uçağın birbiriyle teması açık olduğuna göre, yaşanan bu durum bir ‘near-miss’ değil… Ayrıca, hasarın boyutuna (onarım/yenileme maliyetine) bakıldığında da bir ‘Olay’ (Mishap) değil..!

*

Son otuz yıllık dönemde, uçakların uçuş gösterilerinde (veya yakın uçuşlarında) birbirine temas birçok defa meydana geldi…Bunlardan en ‘vahimlerinden’ biri İtalya Akrobasi Ekibinin (Tricolour Arrows) Ramstein’de (28 Ağustos 1988; Almanya) yaşadığı (ve yaşattığı) kazaydı…

 Fransa’da benzer bir kaza 2010’da meydana geldi…

Yaşanan bu son kazada, uçakların birinden kopan kuyruk parçası, Gensac-la-Pallue’deki bir köy evinin çatısına düşmüş… Neyse ki, bu kaza meydana geldiğinde evde kimse yokmuş…

*

Bu kaza neden meydana geldi…?

a.Kötü hava yüzünden…; görüş kısıtlıydı… (Öylese neden bu uçuşu ertelemediniz…?)

b.Birbirine fazla yaklaşmaktan… (Neden ‘uçuş limitlerini’ zorladınız…; neden ‘uçuş kurallarını’ ihlal ettiniz..; neden kendinizi, arkadaşınızı ve uçakları riske attınız….?)

c.Değdi mi…? (Elbette… değmedi…! )

e….

Bir kaza meydana gelmediği sürece, ‘Uçuş Limitlerini Zorlayan Pilotlar’ ‘kahramandır’…; bizim yarattığımız Kahramanlar…!

Yararlanılan Kaynak:

https://www.connexionfrance.com/article/French-news/French-military-jets-brush-in-mid-air-near-miss-in-practice-session