
(Kaynak: ESA; universetoday.com)
Bir yıldız olarak ‘Güneş’lerin de bir sonu olur…
Brian Coberlein, universetoday.com’da, 12 Ağustos 2022’de yayımlanan yazısında bu gerçeği tekrar hatırlattı…
Araştırmacılar, GAIA Uzay Teleskobunun topladığı veriyi kullanarak, Güneşin ne zaman ‘sonlanacağını’ tam olarak hesaplayabildiklerini ileri sürdüler…!
Güneş, birçok benzer yıldız gibi, hidrojen yakıtını tükettiğinde, bir Beyaz Cüce’ye dönüşecek…Bu şüphesiz, ‘hiç yoktan iyi’ ya da, ‘tamamen yok olmasından iyi’… denebilecek bir son…!
Güneşin bu-muhtemel-sonu astrofizikçiler tarafından birkaç onyıldır bilinmekte…
Gerçekleştirilen yeni bir araştırma bu ‘bilinen sonu’ biraz daha detaylandırdı…
‘Astronomik ölçekte’ insan ömrünün çok kısa olması, belirli bir yıldızın doğumundan ölümüne kadar olan süreçleri peşpeşe izlemeye olanak tanımasa da, yaşamının farklı aşamalarındaki (Güneşten daha genç ve daha yaşlı…) yıldızlar araştırılıp, belirlenerek, bu (olası) ‘yaşam ve *yok oluş’ sürecini oluşturmak mümkün… (*ikinci yaşam…demek belki daha doğru…!)
Yıldızların yaşam sürecindeki evrimini fotoğraflarla belirleme çalışmaları 1900’lü yılların başında başladı diyor Coberlein… Ejnar Hertzsprung, 1905’te, ilk ‘yıldız veri tablosunu’ oluşturdu…Henry Norris Russel, 1914’te, daha kapsamlı bir diyagram hazırladı…Hertzsprung-Russell Diyagramları (HR Diagrams) olarak bilinen bu diyagramlar yıldızların spektral sınıflarını, rengini ve mutlak büyüklüğünü (absolute magnitude) göstermekteydi…Bir yıldızın rengi yüzey sıcaklığının da bir göstergesiydi…

Erken dönemdeki HR diyagramları sadece 300 kadar yıldız verisi içermekteydi…Bu yıldızların çoğu bugün ‘Ana Akım Yıldızları’ (Main Sequence Star) olarak bilinen yıldızlardı… Güneş dahil, yıldızların büyük bir kısmının yaşam sürelerinin büyük bir kısmını ‘Ana Akım Yıldızı’ olarak sürdürdüklerini düşündürerek…!
Küçük kütleli yıldızlar nispeten düşük scaklıklarda parlarken, daha büyük kütleli olanlar daha yüksek sıcaklıklarda yanar ve ışır…
Yine de, HR diyagramları gösterdi ki, Kızıl Dev (Red Giant) gibi büyük yıldızlar nispeten soğuk olabilmekteydi…Aksine, istisnai bir durum olarak, Beyaz Cüceler (White Dwarfs) küçük kütleli olmalarına rağmen sıcak olabilmekteydi…
Astronomlar, daha fazla veri topladıkça, Ana Akım’ın büyük yıldızlarının, Beyaz Cüce’ye veya Nötron Yıldızına dönüşmelerinden önce Kızıl Dev aşamasına nasıl geçtiklerini daha büyük bir netlikte açıklayabildiler…
Bir yıldızın kütlesi-az çok-o yıldızın yaşam süresini ve kaderini de belirlemekte…
Coberlein, bir yıldızın evriminde kütlesi önemli bir rol oynarken, kimyasal yapısının da önemli bir rol oynadığını söylüyor… Benzer büyüklükte kütleye sahipken, kimyasal yapısı farklı olan yıldızların izleyeceği süreç farklı olacaktır… ; GAIA araştırmasının ortaya koyduğu sonuç bu…!
Erken dönem yıldız araştırmalarında sayısı binleri fazla aşamayan yıldızlar incelenirken, GAIA ile bir milyardan daha fazla yıldızdan veri toplandı… Kamuoyuna sunulan son GAIA HR diyagramı oluşturulurken, Dünyaya 5000 ışık yılı uzaklığa kadar olan bölgedeki dört milyon yıldızdan toplanan veri kullanıldı… Bu yıldızların kütleleri ve spektral sıcaklıklarının (spectral temperature) yanında, kimyasal kompozisyonları da belirlendi…
Bu durum, GAIA araştırma grubunun, Güneşe benzer kütle ve kimyasal yapıya sahip yıldızların HR diyagramının oluşturulabilmesi anlamına gelmekte…
Bu araştırmada, Güneşe-benzer ‘Ana Akım’ yıldızlarından Kızıl Devlere kadar olan yıldızların izledikleri evrimsel yolun çizilmesi mümkün oldu…
GAIA ile toplanan veriye göre, Güneş, sekiz milyar yıl yaşına geldiğinde en yüksek sıcaklığına ulaşacak… Daha sonra bir Kızıl Deve dönüşmeye başlayacak ve bu süreç onbir milyar yıl yaşına ulaşana kadar devam edecek…

GAIA araştırma grubu, ayrıca, Güneşle benzer kütleye, sıcaklığa ve kimyasal yapıya ve yaşa sahip olan, Güneşin-neredeyse-ikizi sayılabilecek 6000 kadar yıldızı da belirledi… Bu yıldızların yakından incelenmesiyle, ‘Güneş (yıldız) Falı’ (!) daha rahat açılabilecek… Yakın ve uzun gelecekte Güneşte (ve haliyle, Dünyada) nelerin yaşanabileceği daha iyi kestirilebilecek…
Yaşanacak bu ‘Kızıl Dönemde’, Kasapların, etlerini daha kırmızı gösterebilmek için, Vitrinlerine ‘kırmızımsı-lamba’ takmaları gerekmeyecek…; kızıl ışık etrafta bolca bulunacak…!
Güneş, Beyaz Cüce’ye evrilince ‘Kasapların’ ne yapacağını bir başka yazıda konu ederiz…!
Yararlanılan Kaynak:
We now know that while the mass of a star is an important aspect of stellar evolution, its chemical composition also plays an important role. Two stars similar in mass but different in composition can have very different lifetimes. This is where the Gaia survey comes in. Whereas early stellar surveys had hundreds or thousands of stars, Gaia has more than a billion. In the latest data release, the Gaia team created an HR diagram of more than 4 million stars within 5,000 light-years of Earth. For these stars, we know not only their size and spectral temperature but also know their chemical composition. This means the Gaia team could create an HR diagram of stars with a similar mass and composition to the Sun. The result traces the evolutionary path of Sun-like stars from the main sequence to the red giants. Based on the data, the Sun will reach its maximum temperature at an age of 8 billion years, then shift toward the red giant phase before finally dying at around 11 billion years old.

The Gaia team also found nearly 6,000 stars that are near twins of the Sun, having similar mass, temperature, composition, and age. By observing these stars, astronomers will get a better understanding of whether our Sun is typical. For example, do these other stars have solar cycles similar to the Sun? Do some have periods of intense solar flares or are they fairly stable like the Sun?
With so much gathered data, Gaia is revealing new details about our own star, how it may behave in the near future, and how it will die in the far future. We’ve long known the end is nigh for the Sun, but we’re beginning to learn just how and when the end will come.
ht
%
Reference: Creevey, O. L., et al. “Gaia Data Release 3: Astrophysical parameters inference system (Apsis) I–methods and content overview.” arXiv preprint arXiv:2206.05864 (2022).
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.