Pilot, 29 Aralık 2022’de, bir acil-durum sebebiyle, Piper PA-28 tipindeki uçağını Lagorai dağlık bölgesinde (Trentino, İtalya) karla kaplı bir vadiye iniş yaptırdı…
İlginç olabilecek bir husus, bu pilotun sadece 22 yaşında bir Bayan olması…! Uçakta bulunan diğer iki kişi ise, bu Pilotun erkek kardeşi ve kardeşinin kız arkadaşı…!
Bu Pilotun kullandığı Piper PA-28-181 Archer II tipi uçağın motoru bu uçuş snasında aniden durmuş…(Bu durum (pervane) video’dan da görünmekte…)
Trento-Mattarello Havaalanından Belluno Havaalanına girmek için başlayan bu uçuşta motor arızası meydana gelince, bu Pilot, Lagoria Sıradağları’nın Cima Cece bölgesindeki bir vadiye acil iniş yapmak zorunda kalmış… İnişte yaşanan şok etkisiyle baygınlık geçirmiş… Neyse ki, diğer iki yolcu, yardım çağrısı yapabilmiş…!
Bu bayan Pilotun, yaşadığı bu kazaya rağmen, ileride, Havayolu Pilotu olmayı hedeflediği de söyleniyor…
Uçağın kanatlarında ileri seviyede hasar oluştuğu da görünüyor…
SpaceX, 2022’nin son fırlatışında, israil’e ait bir Yer-Gözlem-Uydusu’nu yörüngeye yerleştirecek…
EROS-C3 (Earth Resources Observation Satellite-C3) adındaki uydunun bu yolculuğu Saat (TSİ) 10:17’ye (07:17 GMT) planlandı…
SpaceX, bu fırlatışla, 2022’deki 61. yolculuğunu gerçekleştirmiş olacak…!
Bu son fırlatışın özelliği, Dünyanın eksenel dönüş yönünün tersi yönde fırlatılacak olması…Diğer bir başka özelliği ise, taşıyıcı roketin (Falcon 9) 11. uçuşu yapacak olması…!
İsrail’in EROS Uydu Ailesi (EROS A , 2000-2006 dönemnde görev yaptı. EROS-B, EROS-C1 ve EROS-C2 halen görev yapmakta.) alçak Dünya yörüngelerinde dolanarak askeri/ticari istihbarat bilgisi toplamak için gözlemler gerçekleştirmekte…
EROS-C3, 30 santimetre boydaki cisimleri dahi görüntüleyebilecek kapasitede…
Günbatımından 45 dakika kadar sonra… Güney-Batı ufku… (Kaynak: NASA/JPL-Caltech; space.com)
Bugünlerde Venüs ve merkür ufuk çizgisine yakın bir konumda olacağından, gözlem için, ufuk çizgisinin görünebileceği açık bir alana veya yüksek katlara çıkılması gerekebilir… Venüs ve Merkür, ufka yakınlıkları sebebiyle, ufukta hızla kaybolacağından, gözlem için zamanlamaya dikkat edilmeli…; gecikilmemeli…! Haliyle, şehir ışıkları bu gözlemi biraz zorlaştırabilir…
Gözlem yapılacak yere göre, yukarıdaki görüntüde biraz farklılıklar (kaymalar) oluşabileceğini de unutmayalım…!
Fotoğraf çekmeyi deneyeceklerin, Kameralarını, mutlaka, Üç-Ayak (Tripod) ile sabitlemeleri ve değişik poz süreleri kullanmaları önerilir…
Bu…’yaratılmış kaza’ 23 Ocak 2021’de, Portsmouth’da (New Hampshire; ABD) yaşandı…
‘Diamond DA-40’ tipindeki bir Eğitim Uçağının inişinden bir süre sonra, bu uçağın sağ ana iniş takımı bölgesinde yangın başladı… Neyse ki, Öğretmen Pilot ve Öğrencisi bu kazayı yaralanmadan atlattı…!
ABD Ulaştırma Kazaları İnceleme Kurulu (NTSB) tarafından gerçekleştirilen Kaza İncelemesinde, meydana gelen bu yangına, uçaktaki Garmin G1000 (Multifunction Display) hafızasındaki veriden, Öğrencinin İniş yaptırmasından sonra, Uçağın Kumandasını devralan Öğretmen Pilotun, pist bölgesindeki bekleme sürecinde, bu uçağa kısa aralıklarla ani frenleme yaptırması sonunda, uçağın Fren Balatalarının aşırı ısınmasının yol açtığı belirlendi…!
*
Özellikle yaz aylarında, sürekli fren yapılması sebebiyle Karayolu Ulaştırma Araçlarının Fren Sistemlerinde (Balatalarında) yangın başlayabilmekte…Bu, özellikle de Yolcu Uçaklarında, zaman zaman karşılaşılan bir durum…
Bu kazanın Ocak Ayında yaşanmış olması, ayrıca dikkat çekici…! Demek ki, Ocak Ayının soğuğu bile Fren Balatalarının yangın başlatacak kadar ısınmasını önleyememiş…!
Bu kazaya bir ‘Öğretmen Pilotun’ sebep olmuş olması…ayrıca düşündürücü…!
Meydana gelen bu yangına müdahale eden ‘Yangın Söndürme Ekibi’nin ‘aşırı müdahalesi’ de dikkat çekici…! O tarihte ABD’de ‘su’, herhalde, ‘sudan ucuzdu…!
Jonathan O’Challaghan, scientificamerican.com’da 21 Aralık 2022’de yayımlanan yazısında, NASA’nın New Horizons aracının, Plüton ve Arrokth’un gözlemlerinden sonra, sokulduğu ‘Uyku Modundan’ yakında çıkarılarak, yeni araştırma/gözlem dönemine başlayacağı duyuruldu…
Daha ileri gitmeden, tekrar, vurgulayalım…; ‘NASA-Sevdalıları’ (!) NASA’nın derin-uzaya gönderdiği araçları-fazla kolay bir şekilde-‘Güneş Sisteminin Sınırına’ ulaştırmakta… Ancak, ‘Güneş Sisteminin Sınırı Nedir/Neresidir’ sorusuna-bilimsel bir cevap vermeye-her nedense pek yanaşmamakta… Bu ‘kaynak yazının yazarı’ da bu hataya düşmüş göründü…; New Horizons aracını bu ‘sınıra'(!) ulaştırarak…
*
New Horizons aracı, Plüton’u incelemek üzere 2006’da fırlatılmıştı… 5015’te ulaştığı Plüton’u ve yol arkadaşı Charon’u oldukça detaylı bir şekilde görüntledi…
Bu aracın Plüton incelemesinin tamamlanmasından sonra, yolunun kesişeceği başka bir gök cismi araştırıldı… New Horizons, bu ikinci hedefi olan Arrokoth’u da, 2019’da, makul ölçülerde görüntüledi…
New Horizon aracının, görüntüleyeceği bu yeni hedefinin astronomlar tarafından daha sonra belirlenmesi gerekmekte…
Bu aracın, ayrıca, üzerindeki ekipmanla Güneş Rüzgarı ve Kozmik Arkaplan Radyasyonu araştırmaları da yapma kabiliyeti mevcut…
Bu aracın, bulunduğu ortamdan (uzaklıktan) geriye bakarak, bir ışık noktası olarak görülebilecek olan Dünyayı görüntülemesi de mümkün…Uzaydaki ‘yalnızlığımızı’ hatırlatarak…!
Önceki haftasonu, bir ‘*Kuyumcu’nun (Çayyolu, Ankara) vitrinindeki duyuruda ‘Pırlantalarda %50 İndirim’ ifadesini görünce, bu sitede daha önce de yayımladığımız, aşağıdaki yazıyı, tekrar yayımlamak ‘farz oldu’…!
*
Kendinizi yoldurmayın…!
Okuyucu, “bu yazının ‘uzay’la ne ilgisi var’…diye düşünebilir…! Hemen cevaplayalım, “çok ilgisi var”…!
Bu yazıda konu edilecek “değerli” ve “yarı değerli” taşların ham maddesinin (atomlarının) tamamı uzay ortamında, nötron yıldızlarında, süpernovalarda, büyük yıldızlarda,… üretildi… Bu yazıya konu olan “gerçek elmas” ise, bu Dünyada, insanlığın ortaya çıkışından birkaç milyar yıl önce oluştu…! Şüphesiz, uzayda, gerçek elmasın oluştuğu başka gök cisimleri de mevcut…
*
Bu yazıdaki konumuz: “kendimizi yolduruyor muyuz”…? Adam (kadın da olabilir…), yüzde yetmiş indirimle “pırlanta yüzük” satıyor… ! İnsanın, “gazeteye yarım kilo sar”…deyesi geliyor…!
Yılın her mevsimi devam eden indirimli satış “furyasına”, yaklaşmakta olan “yılbaşı” sebebiyle pırlanta yüzük (veya diğer ziynet eşyası) satışları da eklenecektir… Muhtelen de eklenmiştir… İnternette, biraz önce yaptığımız kısa araştırmada, %40 indirimli “pırlanta” satışı harıl harıl devam etmekteydi…! Kim, neyi, neden, nasıl bu fiyata satabilir…ne soran var… ne de cevaplayan…! (Bunu Ankara Ticaret Odası’na sorsak, acaba, ne cevap verirlerdi…?)
*
Uzun zamandır rahatsızlık duyduğumuz bu konuyu artık ele almanın zamanıdır dedik…! (Bu konu, her nedense, “habercilerimiz”in (TV, basın,…) yeterince ilgisini çekmemekte… Vebali, onların boynuna…!
Bu konu, oldukça geniş bir konu… Biz bu konuyu, yazımızı okuyucunun rahatsız olmayacağı bir boyutta tutabilmek için, belirli başlıklar altında özetlemeye çalışalım… Daha ileri gitmeden şu hususu da belirtelim: bu yazıda vereceğimiz bilgilerin tamamı (ve çok daha fazlası) İnternet (ve You Tube) ortamında mevcut…
Başvurduğumuz kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla “pırlanta” ham-doğal elmasın (diamond, rough diamond) işlenmiş-kesilmiş haline verilen isim… Bunun içimize sinecek bir İngilizce karşılığını (belki mevcuttur…) biz bulamadık… Bazı kaynaklarda “prenses” (dörtköşe; princess) kesim için kullanılan bir adlandırma olduğu söylenmekte ise de, kısaca, bu adlandırmanın işlenmiş elmasın tamamı için kullanıldığı görünmekte… Tabi… işlenmiş “şey”in gerçek-doğal elmas olması kaydıyla…!
Ham elmasın işlenmesinde (ışıldayacak şekilde kesiminde) adını Dünyaya duyurmuş bir matematikçi ve elmas kesim ustası Marcel Tolkowsky… Bu kişinin 1919 yılında “ziynet eşyası dünyasına” duyurduğu kesim şekli (dairesel, konik, 57 yüzlü kesim) bu sahaya bir standart getirmiş… Pırlanta sözcüğü, öncelikle, bu kesim şekli için kullanılmış olsa da, çok yüzlü kesim şekli aşağıda örneklenen başka ana-görünümler (fantazi: oval, damla, prenses, markiz, oktagon, kalp ve baget) için de kullanılmış…
Değerli taş kesim şekilleri.
Pırlanta adlandırması, özellikle Ülkemizde, işlenmiş her türlü “değerli-görünümlü” taş için kullanılır olmuş…!
Tolkowsky Kesimi
Bu noktada, bu sahada kullanılan ağırlık birimini de açıklamak gerek: “Değerli/değerli-görünümlü” taşlar için kullanılan ölçü birimi olan “Karat”(Carat) nedir…? Karat’ın kökünün “Keçiboynuzu Çekirdeği”ne dayandığı söylenmekte… ! Bir Karat = 0.2 gram (veya 200 miligram)…
Kısaca, size satılmak istenen “Pırlanta” (!) taşın “1 Karat” olduğu iddia ediliyorsa, tartıldığında, en az beş gram gelmesi gerekir… (Tabi…Kuyumcunun yapacağı tartıyı izleyebilirseniz…!)
*
Bu noktada, biraz, “doğal-elmas” (diamond) konusuna girelim…:
Doğal-gerçek elmas saf karbondan oluşmakta… Saf karbon, çok yüksek sıcaklık ve basınca maruz bırakıldığında, kristal yapısı (atomlarının dizilme şekli) değişerek elmasa dönüşür… Çok pahalı ve zahmetli bir süreç olsa da, bu şartlar- belirli ölçüde- sağlanarak, laboratuvarlarda “sentetik elmas” da üretilebilmekte…! Tabi, üretilen bu “sentetik” elmas, müşterinin farkını gözüyle ayırdedebileceği bir elmas değil… “Elmas-görünümlü” diğer taşları ayırdedemedikten sonra…!
Bilim insanları Dünya’da bulunan elmasın bir ile 4.4 milyar yıl yaşında olduğunu ölçmekte-hesaplamakta…
Elmas, insanoğlunun tanıdığı en sert doğal maddedir. Bir elmas ancak başka bir elmas kullanılarak kesilebilir. Bu sebeple, elmas kesen-işleyen aletlerde, kesici olarak, elmas tozu kullanılır…
Burada, doğal elmasın tabiatta çok nadir bulunan bir taş olduğunu belirtelim… Çok değerli olması da buradan gelmekte… İnternetteki bilgilere göre, tanesi bir milyar lirayı aşan değerde “Pırlanta”lar mevcut…!
Peki, bu gerçeğe rağmen, kuyumcu vitrinlerini dolduran ve Dünya genelinde sayısı milyonları rahatça aşabilen bu yüzüklerin-kolyelerin taşları nereden geliyor…; “Dokuzuncu Gezegen”den mi…? Cevaplanması gereken ana sorulardan biri de bu…!
*
Bizim gibi “yeterince meraklı ve araştırıcı olmayan”lara “Pırlanta” adıyla sunulan taşların tedarik kaynağı olarak iki olası senaryo ortaya çıkıyor… Bunlardan öncelikli olanı: “Elmas-görünümlü” yarı-değerli taşlar… Bunlara İngilizcede “gemstone” veya “semi-precious stone” denmekte… Şüphesiz, bu sınıf taşların büyük bir kısmı bir “Pırlanta” ile karıştırılamayacak kadar farklı görünümdeki taşlar…
Türkçe’ye “değerli taş” veya “mücevher taşı” olarak çevrilen bu sözcük yanılgımızın başlama noktası…! Değerli ama, bir “doğal elmas” (Pırlanta) kadar değerli mi…?
Bir tarihte yolumuz Dünyanın sayılı elmas kesim merkezlerinden birine düşmüş ve orayı bir müzeyi gezer gibi gezmiştik… Ekipten, hali-vakti yerinde olduğu (sonradan) anlaşılan bir üye, eşi için bir “Pırlanta” taş aldı… Sanırım çeyrek karat kadardı… Gözümüzün önünde 15 000 USD ödeyince, bu ticaretin hiç de bize göre olmadığını anlamıştık…!
İşlendikten sonraki görünümü itibariyle Pırlantayı andıran pek çok mineral mevcut… Bunların en başında geleni “Zirkon”…
Aquamarine (2 Karat, İnternetteki açık arttırma başlangıç fiyatı 46 ABD Doları)
Zirkon’un kimyadaki adı “zirkonyum silikat” ( ZrSiO4 ). Dünya genelinde birçok ülkede, ( igneous, metamorphic, sedimentary) kayalardan çıkarılan bir mineral… İkibin yıldan beri bilinen ve ziynet eşyalarında kullanılan bu taş elmas gibi değişik renklerde olabilmekte…İşlendiğinde de pırlantayı andırmakta…! Bu mineral, şüphesiz, doğal elmastan çok daha fazla miktarda bulunabildiğinden, fiyatı da doğal elmasa kıyasla, o kadar yüksek değil… Kuyumcuların yüzde 40-70 indirim yaparak (yaptıklarını iddia ederek !) satabilmeleri bu yüzden… Yine de, yüzüklerde kullanılabilecek irilikteki zirkon taşları doğal ortamda bulmak çok kolay değil… Haliyle, bunları bulmanın belirli bir maliyeti var…
“Zirkon” konusu, göründüğü kadarıyla, biraz daha derin… Zirkon’un bir de sentetik olanı mevcut… Kısaca, “laboratuvarda imal edileni”…! Buna “kübik zirkon” (cubic zirconia) adı verilmekte… Sentetik olarak üretilen “Kübik Zirkon” doğal elmasın oldukça benzeri görünümlü bir taş… Haliyle de, müşteriye “pırlanta” olarak sunulanın da çok büyük bir bölümü…!
Nehir yataklarındaki brikintilerin içinde bulunabilen zirkonun kahverengi renklisi pek değerli değil… Ancak, 1000 santigrad dereceye kadar ısıtıldığında rengi maviye dönüşen bu taşa değer kazandırmak mümkün… “Sahi…, sizin tektaşınız “ısıl işlemle (beyaz, şampanya, mavi, yeşil, sarı, gül, bal, şeftali,…) renklendirilmiş”… olandan olabilir mi…?
Doğal Zirkon
Sonuç olarak, “renksiz zirkon” taş “doğal-elmas” (Pırlanta) kandırmacasının “esas” oyuncusu (fraudulent substitute) ….! Tabi…, bu oyunu seyretmek isterseniz…!
“Pırlanta” (doğal elmas) görünümlü taşları gerçeğinden ayırmanın birçok yolu mevcut… Bunların bir kısmı, herhangi bir müşterinin dahi uygulayabileceği yöntemler…Bir örnek olarak, yüzüğe takılı olmayan yarı-değerli taşı (zirkonu) belirlemenin çok basit ve kolay bir yolu, altına yerleştirilecek yazılı bir kağıdı (bir büyüteç olarak) ne şekilde gösterdiğinin incelenmesi… Burada, kullanılan yöntem, hakiki elmasın ve diğer taşların ışığı kırma indisinin farklı görüntülere yol açması… Merak edenler, You Tube’de bu konudaki kısa videoları izleyerek bilgi sahibi olabilir… Taşın ışığı yansıtma becerisinin (reklenme, parlaklık,…) incelenmesi, biraz daha göz tecrübesi gerektiren, ancak, ilgi duyanların kabiliyetini geliştirebileceği bir saha…
Tüm bu olumsuz-görünümlü tanıtımımıza rağmen, zirkon taşlı yüzük satınalınmaması gereken bir ziynet eşyası değil… Ne alındığının bilindiği ve değerini aşmayan bir ücret ödendiği sürece…! Kaynak dokümanlara göre, doğal zirkonlar genelde sarı, kırmızı ve kahverengi renklerde olurken, ısıtma veya ışık radyasyonuna maruz bırakma yöntemiyle üretilenler, genelde, renksiz, mavi, yeşil ve diğer renklerde olanlar… Yine de, mavi renkteki taşların çok satıldığı söylenmekte…!
Zirkon’un bazı mekanik özellikleri doğal elmasa yakın olsa da, kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı zayıflıkları da mevcut…Bunların başında, birkaç dakikalık süreyle morötesi ışığa maruz kaldığında güzel görünümünün bozularak, kahverengine dönüşebilmesi… KIsaca, Güzellik Salonları zirkonun düşmanı…!
*
Eğer, yazıyı buraya kadar okuduysanız, size %40-70 indirimle sunulan “Pırlanta”nın ne olduğunu artık biliyorsunuz…
Yılbaşı öncesinde, kendinizi (en azından aile bütçenizi) “Yılbaşı…Şeyisi” gibi yoldurup-yoldurmamak, artık, size kalıyor…
InSight’in 24 Nisan 2022’de gönderdiği fotoğrafı. (Kaynak: NASA/JPL-Caltech; space.com)
NASA’nın ‘Marsı Dinleyen’ aracı InSight ‘gözlerini kapattı’… sonsuza kadar…!
Meghan Bartels’in space.com’da dün yayımlanan haberinde, Güneş Panellerinin Mars Tozuyla kaplanması sebebiyle yeterli güç üretemeyen bu aracın çalışmalarını durdurduğu duyuruldu… Mars, yüzeyinde mevsime-bağlı toz fırtınalarının estiği bir gezegen…Bu sebeple, Mars yüzeyinde bulunan sabit veya hareketli araçların Güneş Panelleri, zaman zaman, bu fırtınaların taşıdığı tozla kaplandı…
Bu habere göre, NASA, 21 Aralık 2022’de yaptığı açıklamada, InSight Aracının görevinin ‘tamamlandığını’ (gerçekte: sona erdiğini) duyurdu…!
InSight Aracı, Mars yüzeyinde, dört yıldan beri görev yapmaktaydı… Son aylarda, bu aracın ürettiği elektrikteki azalma sebebiyle, çalışmalarını sonlandırması, bir süredir, beklenmekteydi… Araç, son veriyi Dünyaya 15 Aralık 2022’de göndermişti… NASA Ekibi, InSight’ı dinlemeye bir süre daha devam edecek, ancak, artık bu Araçtan veri/sinyal alınması beklenmemekte…!
InSight Aracı, Mars Yerkabuğunun altına Isı Akışı Ölçecek Sonda’ yerleştirmede/Yerkabuğunu delmede beklenen başarıyı gösteremese de, Marsta oluşan depremleri ve Mars yüzeyinde esen rüzgarları (ve sesini) detaylı olarak kaydetti…
‘Heat Flow and Physical Properties Package’ adlı ekipman, Mars Yerkabuğunda, yerkabuğunun beklenenden sert çıkması sebebiyle, daha önce planlanan-beş metre kadar derinliğe daldırılamadı… Bu ‘Delgi’ yüzeye çok yakın bir yerde sıkışıp kaldı…!
InSight Aracının sağladığı veriden, Mars’ın ‘Çekirdeğinin’ (Core) tahmin edilenden daha büyük olduğu anlaşıldı… Bu Çekirdek, daha düşük yoğunluktaydı ve %15-20 oranında sülfür içermekteydi…!
Mars Tozu, yüzeye daha önce indirilen araçlardan olan Opportunity’nin de, 2018’de, görevini sonlandırmasının sebebiydi…
Mars, Toz Fırtınalarıyla, pek ‘Konuksever’ bir gezegen olarak görünmemekte…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.