Deprem Özel: ‘İdrarını içerek hayatta kaldı’…! (Is it safe to drink urine in case of emergency (hybernation)…?)

(Bu fotoğraf…’rahatsız edici’ olsa da… amaca hizmet etmekte…!)

Kaynak: EVRİM AĞACI

https://evrimagaci.org/su-bulamazsak-idrar-icmeli-miyiz-11061

Su Bulamazsak İdrar İçmeli miyiz?

Gerçek Ne?

İdrar içmenin zarardan çok fayda sağlayacağı durumlar yok denecek kadar azdır ve dolayısıyla “çok susamış olmak”, idrar içmek için yeterli bir gerekçe değildir. Hatta bazı uzmanlar, ölüm-kalım çizgisinde olma hâlinde bile bu yönteme başvurulmaması gerektiğini vurgulamaktadır: Örneğin, Amerikan Ordusu tarafından yayınlanan Saha Yönergeleri’ne göre, ölüm-kalım durumunda bile idrar tüketimine başvurulmamalıdır.[1] Benzer şekilde, hayatta kalma (İng: “survival”) uzmanlarının neredeyse hiçbiri, zor durumlarda idrar tüketimini önermemektedir.[2], [3], [4], [5], [6]

Kimi zaman idrar, çok zorda kalındığında bir müddet daha uzun hayatta kalmak için bir yöntem olarak önerilmektedir. Buradaki mantık, aşırı susamış birinin idrar içmesinin kısa dönemdeki faydasının, zararından çok olacağı yönündedir. Ne var ki idrar, %95 oranında su olmasına rağmen deniz suyuna nazaran bile daha az su içeriğine sahiptir (denizin yaklaşık %96.5’i sudur). Dolayısıyla idrar içmek, sizi rehidre ettiğinden (vücudunuzdaki sıvı miktarını arttırma oranından) daha hızlı bir şekilde dehidre edecektir (vücudunuzdaki tuz miktarını artıracaktır). Bu da susama hissinizin daha da fazla artmasıyla sonuçlanacaktır. Özellikle de uzun süre susuz kalmış kişilerin idrarı, sağlıklı ve su içmiş kişilerin idrarından çok daha yoğun miktarda iyon içermektedir (su oranı %91 seviyesine kadar inebilmektedir).[7], [8]

İngiliz Diyebetik Derneği’nden Helen Andrews, şöyle diyor:

Kendi idrarınızı içmenin hiçbir sağlık faydası yoktur; hatta bana kalırsa kişiye ciddi zararlar bile verebilir. İdrarınızı vücudunuza her koyduğunuzda, gerisingeri dışarı çıkacaktır ve hatta her seferinde daha da yoğun olacaktır. Bu, sağlığınız için iyi değildir ve sindirim kanalınıza zarar verebilir. Bir yerde mahsur kaldığınızda, vücudunuz bünyesindeki suyu olabildiğince tutmaya çalışacaktır. İdrar içmek, deniz suyu içmek gibidir. Tabii ondan daha bile tatsız olacaktır.

İddianın Kökeni

Suya erişimin mümkün olmadığı durumlarda bile vücuda sıvı girişi sağlamanın yollarını arayan insanlar, insanın kendi vücudu tarafından üretilen en yüksek hacimli sıvı olan idrarı içebileceklerini düşünmektedirler. Buna bağlı olarak idrar tüketimi, acil durumlarda başvurulabilecek bir yöntem olarak ileri sürülmektedir.

Kısa Vadede İdrar İçmek Hayatta Kalma Şansını Artırır mı?

2008 yılında Çin’in Siçuan ilinde meydana gelen ve 69.000’den fazla insanı öldürüp yüz binlerce kişiyi yaralayan 8.0 büyüklüğündeki bir depremde Shen Peiyun isimli bir adam, suya hiçbir erişimi olmadığı halde idrarını içerek 146 saat (6 günden uzun bir süre) boyunca göçük altında sağ kalmayı başarmıştır.[9] Benzer şekilde, 127 Saat filmine de konu olan Aron Ralston da bu 5 günden uzun süre boyunca hayatta kalabilmek için idrar içmiştir.[10]

Tarihte en uzun susuz kalma rekorunun insanlar için 18 gün olduğu iddia edilmektedir (bu iddia, çok güvenilir değildir).[11] Ancak sağlıklı bir insan, en fazla 7 gün susuz yaşayabilir; özellikle de göçük altında kalmak gibi yüksek stresli ortamlarda ve/veya hastalık halinde bu süre sadece birkaç güne düşmektedir. Dolayısıyla 5-6 günlük bir süre, özellikle de zorlu şartlar için sıra dışı bir süredir.[12]

Bu olaylardan yola çıkarak insanlar, suya erişmenin kesinlikle imkânsız olduğu durumlarda idrar içmenin, hayatta kalma süresini 1-2 gün bile olsa artırabileceğini – ki bunun da kurtarılma şansını dikkate değer miktarda artıracağını ileri sürmektedir. Winchester Hastanesi şöyle yazıyor:[13]

Hayatı tehdit edecek düzeyde dehidrasyonla yüzleştiğinizde, idrar içmek bir miktar makul olabilir, çünkü geçici faydaları, risklerinden fazla olabilir. Ancak bu son çare olarak görülmelidir, çünkü dehidrasyon ağırlaştıkça böbrekler de idrar üretmeyi bırakacaktır.

Öte yandan, bu kişilerin hayatta kalma nedeninin idrar içmeleri olduğu net değildir. Zira bu, bir çeşit hayatta kalma yanılgısı olabilir: Göçük altında can verenlerin büyük bir kısmı idrarlarını içmiş ama buna rağmen kurtulamamış olabilir; dolayısıyla sadece geride kalanların hikayelerinden yola çıkarak, genel geçer yorum yapmak yanıltıcı olacaktır. Eğer idrar içmeyecek olsalar, bu kişilerin bu kadar uzun süre hayatta kalıp kalmayacağını bilmenin bir yolu olmadığı hatırlanmalıdır. Dolayısıyla kontrollü bir deney yapmaksızın, idrar içmenin hayatta kalma süresini artırdığı net olarak söylenemez. İdrar ile ilgili olarak genel bilgilerimiz, çok özel durumlar haricinde acil durumlarda bile idrar içmenin faydalı olmadığını göstermektedir.

İdrarın İçinde Ne Var?

İdrarın %95’inden fazlası sudur. Geri kalanı ise üre (9.3 g/L), klorür (1.87 g/L), sodyum (1.17 g/L), potasyum (0.75 g/L), kreatinin (0.67 g/L) ve eser miktarda diğer çözünmüş iyon ile inorganik/organik bileşikten oluşmaktadır.[14], [15]

İdrarın Sterilitesi

İdrarla ilgili genel algı, bir “atık” olmasından ötürü “pis” olduğu yönündedir. Bu, büyük oranda hatalıdır. Dışkıda olanın aksine, idrar büyük oranda steril bir sıvıdır, yani bakterilerden büyük oranda arınmıştır. Ne var ki daha önceden de anlattığımız gibi, idrar tamamen steril değildir. Yapılan çalışmalar, sağlıklı insanların idrarında 33 cins, hasta veya ilaç kullanan insanların vücudunda 77 cins bakteri tespit etmiştir. Bunların ezici çoğunluğu zararsız bakterilerdir; dolayısıyla aşırı nadir (ve mutlak zorunluluktan doğan) idrar tüketiminde faydadan çok zarar sağlamaları pek olası değildir. Ancak kimi durumda idrar içinde, idrar yolu enfeksiyonlarına neden olan Actinobaculum schaalii gibi bakterileri veya Aerococcus urinae gibi idrar ve kalp hastalıklarına neden olan tehlikeli patojenler de bulunabilmektedir.[16] Ayrıca idrar kanalının kendisi büyük oranda steril olsa da, idrar vücudu terk ederken hızlı bir şekilde kontamine olabilmektedir.[17]

İdrar Tüketiminin Tehlikesi

Ancak bu, sorunsuz bir yöntem değildir: İdrar, kan dolaşımı sırasında böbrekler tarafından süzülen ve vücutta gereğinden fazla bulunan maddelerin (örneğin klorür veya sodyum gibi iyonların ama özellikle de ürenin) vücuttan atılmasını sağlayan bir atıktır. İdrarınızı geri içtiğinizde, böbreklerin vücuttan atmaya çalıştığı maddeleri olduğu gibi vücuda geri almış olursunuz. Bu döngüyü birden fazla kez sürdürdükçe, böbrekleriniz hâlihazırda süzmüş oldukları malzemeyi (ve yeni üretilen atıkları) süzmeye çalışacağı için, ekstradan çalışmak zorunda kalacaktır. Belli bir sınır aşıldığında, böbrekler süzme işlemini daha fazla sürdüremeyecek ve kandaki iyon miktarı tehlikeli düzeyde artacak veya böbrek iflası başlayacaktır. Bu nedenle idrar tüketimi uzun soluklu bir yöntem olarak görülemez.

Özellikle de hasta olanların ve ilaç alanların idrarlarını içmesi tehlikelidir; çünkü bu kişilerin idrarı, sağlıklı bir kişininkinden çok daha farklı nitelikte olacaktır (örneğin ilaçların bazı tehlikeli parçalarını yüksek konsantrasyonda içerebilir) ve bu içeriğin sindirim kanalına verilmesi ciddi sağlık risklerini doğurabilecektir. Benzer şekilde, göçük altında kalma gibi riskli durumlarda bile idrar içmek tehlikeli olabilir; çünkü eğer kol veya bacak gibi bir uzvunuz ezildiyse, kaslarınızdaki fiberlerden kanınıza potasyum ve fosfor gibi elementler sızabilir ve bunların idrarınızda yüksek yoğunlukta bulunması ve bunu tüketmeniz halinde akut sağlık problemleri baş gösterebilir.

Bir Sahtebilim Olarak İdrar Terapisi

İdrar, antik çağlardan beri “şifalı” olarak görülen ve bu nedenle çok farklı coğrafyalarda, çok farklı inançlar çerçevesinde insanlara tüketilmesi önerilmiş bir insan atığıdır.[18], [19], [20], [21], [22] Ancak modern bilim çerçevesinde idrarın iyileştirici bir tarafı olmadığı bilinmektedir. İdrar tüketimine dayalı olan “idrar terapisi” (İng: “urine therapy”), bir sahtebilim türüdür ve bilimsel hiçbir dayanağı bulunmamaktadır; tam tersine, idrar terapisi gören çocukların vücudunda E. coli, Shigella ve Salmonella gibi çok tehlikeli patojenlere rastlanmıştır.[23], [24], [25], [26], [27], [17]

(Kaynaklar: Yazıda geçtiği sırayla):

  • ^ U.S. Army. Water Procurement. (10 Ekim 2021). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Army Field Manual | Arşiv Bağlantısı
  • ^ J. Wiseman. (2004). Sas Survival Handbook: How To Survive In The Wild, In Any Climate, On Land Or At Sea. ISBN: 9780060578794. Yayınevi: HarperResource.
  • ^ MSR Blog. Is It Safe To Drink Your Urine If You’re Lost In The Backcountry?. (6 Temmuz 2018). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: The Summit Register | Arşiv Bağlantısı
  • ^ Backpacker. Can You Really Survive By Drinking Your Own Pee?. (18 Ağustos 2021). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Backpacker | Arşiv Bağlantısı
  • ^ The Prepared. Drinking Your Own Pee For Survival: Does The Science Bear It Out?. (9 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: The Prepared | Arşiv Bağlantısı
  • ^ D. Vuković. Drinking Urine For Survival – Is It Safe?. (26 Nisan 2017). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Primal Survivor | Arşiv Bağlantısı
  • ^ WebMD. Are There Health Benefits To Drinking Urine?. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: WebMD | Arşiv Bağlantısı
  • ^ C. Rose, et al. (2015). The Characterization Of Feces And Urine: A Review Of The Literature To Inform Advanced Treatment Technology. Critical Reviews in Environmental Science and Technology, sf: 1827-1879. doi: 10.1080/10643389.2014.1000761. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ G. A. Fowler. A Week After Quake, ‘Miracles’ In The Rubble. (21 Mayıs 2008). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: The Wall Street Journal | Arşiv Bağlantısı
  • ^ B. Davis. Did Aron Ralston Drink His Own Urine?. (25 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: MV Organizing | Arşiv

*

Zhurong…iyi misin…? (Zhurong… are you OK…?)

Zhurung’un (mavi nokta) bulunduğu Mars-bölgesinin 2022’de ve 2023’te alınan üç görüntüsü. Bu görüntülerden (ortadaki ve sağdaki) bu Mars Gezgininin (Rover) 8 Eylül 2022-7 Şubat 2023 döneminde, bulunduğu konumu değiştirmediği görülüyor. (Kaynak: NASA/JPL-Caltech/UArizona; space.com)

Stefanie Waldek’in space.com’da bugün yayımlanan haberinde, Çin’in Mars yüzeyinde dolaşan aracı Zhurong’un yattığı ‘kış uykusu’ndan henüz uyanamadığı duyuruldu…!

Çin’in Mars yörüngesine gönderdiği Yörünge Aracı Tianwen 1, görevinin iki yılını başarı ile tamamlarken, Mars yüzeyine indirilen Gezgin Zhurong’un girdiği ‘Kış Uykusundan’ henüz uyanamadığı anlaşılıyor…! NASA’nın Mars yörüngesinde dolanan aracı Mars Reconnaissance Orbiter’in aldığı yüzey görüntülerinden bu durum ortaya çıkarıldı…

Zhurong (solda), ‘sıcak günlerinde’…! (Kaynak: Çin Uzay Ajansı)

Marsın kış mevsiminde hava sıcaklığı uzun süre, çok düşük sıcaklıklarda kalabildiğinden ve elektriğini Güneş Panelleri ile üreten Mars Gezginlerinde yeterli elektrik üretilemediğinden, bu araçlar, enerji tasarrufu zorunluluğu sebebiyle, ‘Kış Uykusuna sokulmakta…

Zhurong’un Aralık 2022’de bu kış uykusundan uyanması beklenmekteydi…; ancak, bu durum gerçekleşmemiş görünüyor…

Bu araçların Kış Uykularından çıkamamaları her zaman bir olasılık… Nitekim, NASA’nın Mars yüzeyine indirdiği Phoenix (sabit) aracı da, Kış Uykusundayken, elektronik kartlarının, aşırı soğuya dayanamayarak hasarlanması sebebiyle, kötü bir sonla karşılaşmıştı…!

Phoenix Lander (Temsili)

South China Morning Post’ta, Ocak 2023’te yayımlanan bir haberde, Zhurong’un, Çin’deki Yönetim Merkeziyle, henüz iletişim kurmadığı duyurulmuştu… Bu durumun bugüne kadar devam ettiği anlaşılıyor…!

NASA’nın Mars yüzeyinde dolanan ‘Nükleer-enerjili’ araçları Cruosity ve Perseverance ise, bu soğuk ortamdan etkilenmeden çalışmalarını sürdürmekte…

Zhurong’un çalışmalarına başlayabilmesi için, çevre/ortam sıcaklığının en az 15 santigrad dereceye yükselmesi gerekmekte… Aracın harekete geçememesinin, bir arızadan ziyade, ortam sıcaklığının beklenenden düşük olmasından kaynaklanmış olabileceği de söylenmekte… Bu, aracın, bir süre sonra, çalışmalarına başlayabileceği anlamına da gelmekte… Haliyle, aracın Güneş panelleri üzerinde aşırı miktarda toz birikmemişse ve biriken toz da Mars rüzgarlarıyla süpürülebilirse…!

Zhurong aracı, çalışmalarına devam edemeyecek olsa bile, halen, başlangıçta üç ay olarak planlanan çalışma/araştırma süresini üç kat kadar aşmış, kısaca, başarısını fazlasıyla kanıtlamış durumda…

Çin’lilerin üzülmelerine gerek yok…!

Yararlanılan Kaynak:

https://www.space.com/mars-reconaissance-orbiter-zhurong-rover-images

‘İnsansız’-Soyuz… yola çıkarıldı…! (Uncrewed Soyuz MS-23 Launch to International Space Station…!)

ISS’ye kenetli Soyuz aracında soğutma sıvısı kaçağı belirlenmesi üzerine, ISS’deki Kozmonotları ve bir Astronotu geri getirmek üzere hazırlanan yeni Soyuz aracı bu sabaha karşı yola çıkarıldı…

‘Expedition 68’ olarak adlandırılan ve Soyuz 2.1a roketiyle, Baikonur Cosmodrome’dan (Kazakistan’daki Uzay İstasyonu) yola çıkarılan bu ‘İnsansız’ Soyuz Aracı (MS-23), iki gün sürecek yolculuktan sonra, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) Poisk adlı modülüne kenetlenecek…

Halen, ISS’ye kenetli durumda olan ve kozmonotlar Sergey Prokopyev ve Dmitri Petelin ile NASA astronotu Frank Rubio’yu, 2022 Eylül’ünde, ISS’ye götüren Soyuz MS-22’de, Aralık 2022’de, soğutma sıvısı kaçağı belirlenmişti…

Belirlenen bu arıza, bu araçla tekrar yolculuk yapılmasını engelledi… Bu sebeple, bu Uzay İnsanlarının geri dönüşü için yeni bir araç gönderilmesi gerekti…!

Bir ‘Yakın Geçen’ daha…! (A 500-Meter-Long Asteroid Flew Past Earth…!)

2011 AG5’in radarla alınan yansıma-görüntüleri. (NASA/JPL-Caltech; universetoday.com)

Nancy Atkinson’, universetoday.com’da, 21 Şubat 2023’te yayımlanan haberinde, 500 metre kadar bir boyda (eni: 150 m) olan asteroid-yavrusu 2011 AG5’in, 3 Şubat 2023’te, Dünyanın yakınından geçtiği duyuruldu…

Yine de, bu ‘yakın-geçiş’ Dünyadan 1.8 milyon kilometre (Dünya-Ay mesafesinin beş katı kadar) uzaktan gerçekleşti…!

Bu asteroid-yavrusunun şekli, seyrek olarak karşılaşılsa da, başka asteroidlerde de karşılaşılan bir (patates-yumrusu) şekil…

Asteroid İda.

NASA-JPL’de astronom olan Lance Benner, bugüne kadar, Dünyaya-yakın dolanan 1040 asteroidin radarla görüntülendiğini söylemiş…

2011 AG5’in yörüngesi.

2011 AG5, diğer birçok asteroid gibi Güneşin yörüngesinde dolanan bir gök cismi… Bu cisim, yörüngesinde dolanırken, belirli zamanlarda Dünya ile yakınlaşmakta… (Yörüngeler kesişiyor görünse de, gerek, bu iki cismin yörüngelerinin farklı konumlarında olmaları ve gerekse aynı düzlemde dolanmamaları, olası bir çarpışmayı önlemekte…)

Bu gök cisminin, 2045’te, Dünyaya biraz daha yaklaşarak, Dünya-Ay mesafesinin üç katı kadar olacak bir mesafeden geçeceği hesaplandı…

Arecibo Radyo Teleskobunun (Puerto Rico) 2022’deki yıkımından sonra, astronomlar Kaliforniya’daki Goldstone Radarını, Dünyaya nispeten yakın geçen gök cisimlerini izleme ve görüntülemede, boylarını ve eksenel dönme hızlarını ölçmede kullanmakta…

Kömür-karası kadar koyu bir renkte olan bu gök cismi, kütle merkezi etrafındaki bir dönüşünü 9 saatte tamamlamakta…

Goldstone Deep Space Communications Complex’in Kaliforniya’da, Mojave Çölündeki 70 metre çaplı Radar Teleskobu anteni. (Kaynak: NASA/JPL; universetoday.com)

2011 AG5, Güneşin etrafındaki yörüngesini 621 günde tamamlamakta… Dünya yakınından bir sonraki geçişi 2040’ta gerçekleşecek…!

O gün geldiğinde, gelişecek teknolojiyle birlikte, bu gök cisminin çok daha ayrıntılı olarak görüntülenmesi mümkün olabilecek…

Yararlanılan Kaynak:

Merkür…gözlendi…! (Solar Orbiter catches Mercury crossing the sun…!)

Merkürün geçişi. (Kaynak: ESA & NASA/Solar Orbiter/EUI Team; space.com)

Güneş, Güneş Gözlemi Araçlarıyla yakından izlenmekte…

Bunlardan biri de ESA’nın (Avrupa Uzay Ajansı) ‘Solar Orbiter’ (Güneş Yörüngesinde Dolanan) adlı gözlem aracı…

Robert Lea, space.com’da dün yayımlanan haberinde, bu aracın Merkür Gezegeninin Güneşin önünden geçişini (transit) ‘yakaladığını’ duyurdu…!

Bu haberden anlaşıldığı kadarıyla, bu ‘yakalama olayı’, bu aracı yöneten ekibin gerçekleştirdiği bir ‘Kalibrasyon/Sensör-ayarlama’ çalışması esnasında, 3 Ocak 2023’te, gerçekleşmiş…!

Solar Orbiter’i yöneten ESA uzmanları, Nisan 2023’te tekrarlanacak bu gözlem esnasında Merkür’ün daha net görüntüsünün alınabileceğini söylemiş… 

Yararlanılan Kaynak:

https://www.space.com/solar-orbiter-spots-mercury-transit-sun

Uçuş Limitleri…zorlanırsa…! (Accelerated stall…!)

Bu kaza, Thunder Bay Airport’ta (Ontario, Kanada) 16 Ağustos 2021’de meydana geldi…

Orman yangınlarına müdahalede, Havadan-Yönetim görevlerinde de kullanılan, Rockwell 690B tipi bir uçak, kalkışını tamamlayamadan düştü…!

Gerçekleştirilen Kaza İncelemesinde, bu uçakta, bu kazaya yol açacak bir Sistem Arızasının mevcut olmadığı anlaşıldı… Bu uçağın Elevator Trim Sisteminde (Trim Tab) belirlenen bir mekanik-arızanın bu kazanın meydana gelişine katkıda bulunmadığı sonucuna varıldı…!

Bu kazanın açık sebebi, Pilot Hatasıydı…; Pilot, gereksiz bir şekilde riske girerek ve Kuledeki Görevliye gösteri yapmak amacıyla, uçuş limitlerini zorlamıştı…!

Bu kazanın sebebi ‘İvmeli Stol’du (Accelerated Stall)…!

İvmeli Stol, uçağın hızı (düz uçuştaki) Stol Hızının üzerinde olsa dahi, uçağın fazla yatırılması sebebiyle, yükselen Stol Hızının altında kalarak manevra/dönüş yapılmak istendiğinde, uçağın (kanatların) stol olması sonunda, uçağın kontrolunun/uçuşunu sürdürebilme özelliğinin kaybedilmesi…

*

Pilot, önceden anlaşarak, Kule Görevlisinin fotoğraf çekebilmesi için , Kule Önünden bu ‘gereksiz’ (ve çok riskli) geçişi/gösteriyi yaptı…

Uçak, Ana Piste, ters pozisyonda çarptı…!

Yararlanılan Kaynak:

https://www.tsb.gc.ca/eng/rapports-reports/aviation/2021/a21c0078/a21c0078.html

Arayan…buluyor…! (Fragment of meteorite that exploded over the English Channel recovered in France…!)

Göktaşının bulunan parçası. (Kaynak: FRIPON/Vigie-Ciel; spacedaily.com)

Charles Brigg’in spacedaily.com’da 20 Şubat 2023’te yayımlanan haberinde, atmosfere İngiliz Kanalı üzerinde girip parçalanan göktaşının parçalarından birinin Fransa’da bulunduğu duyuruldu…!

Boyunun bir metre kadar olduğu hesaplanan ve 2023 CXI (Sar2667) olarak kaydedilen bu göktaşı (asteroid-parçası) 13 Şubat 2023, sabaha karşı, atmosfere girerek parçalanmıştı…

Bu göktaşı-olayı/ışıması güney İngiltere ve kuzeybatı Fransa’dan da gözlenmişti…

Bu göktaşından kopan bir parça, Fransız Göktaşı Araştırma Grubu Fripon/Vigie-Ciel tarafından, Saint Pierre-le-Viger şehri (Fransa) yakınındaki arazide bulundu…

Vigie Ciel, göktaşlarını, Paris Gözlemevi ve Paris Üniversitesi işbirliğiyle izleyen, bir bilimsel araştırma grubu…

Bu grubun 18 yaşındaki bir üyesi olan Lois Leblanc, toprağa kısmen batmış durumda olan bu göktaşı-parçasını bulan kişi…! (Göktaşı araştırmaları için ‘yaş sınırı’ yoktur…!)

Gerçekleştirilen madde analizinden sonra, bu göktaşı-parçasının 2023 CXI’ye ait olduğu teyid edildi…

Atmosferde parçalanan bu göktaşı, atomosfere girişinden yedi saat kadar önce, K88 GINOP-KHK araştırma grubundan (Piszkesteto, Macaristan) Krisztian Sarneczky tarafından belirlenmiş ve bu keşif, göktaşı izleme gruplarına/organizasyonlarına da iletilmişti…

Sarneczky, bu göktaşının düşük hızından, onun doğrudan Dünyaya yönelmiş olduğunu…, sönük oluşundan da küçük olduğunu anlamış…!

Bu haberde, atmosfere-girmeden belirlenen bu göktaşının, benzer yedinci belirleme olduğu söylenmiş… Daha önce, 19 Kasım 2022’de, 2022 WJ1 olarak kaydedilen bir göktaşı, Kananda’nın Toronto şehri gökyüzünde, atmosfere girişinden dört saat önce belirlenmişti…

Yararlanılan Kaynak:

https://www.spacedaily.com/reports/Fragment_of_meteorite_that_exploded_over_the_English_Channel_recovered_in_France_999.html

Bilgi… bilinçlenmeyi arttırır… Bugünlerde, Deprem hakkında bilgilenmeyi arttırmakta fayda var…

Bilim İnsanlarımızda sıkça gözlediğimiz bir sorun, Ana Dilin kullanımındaki ‘Kalite Sorunu’… ; bazı ‘Gerekli Sözcüklerin’ bilerek/bilmeyerek kullanılmaması veya bazı ‘Gereksiz/Anlatımı Zorlaştıran’ ifadelerin kullanımındaki ısrar…!

Bu video’da da, tekrarlı kullanılan ‘Ayarlamalar’ sözcüğü bu kapsamda…

Yine de, bu Video-Sunum için, hazırlayana teşekkür ederiz…

Bilgiyi ‘Halkın Hizmetine Sunmak/Paylaşmak’ da… bir ‘İnsanlık Görevidir’…