Ryugu’dan getirilen taş parçaları. (Büyütülmüş görüntü !) (Kaynak: JAXA ?)
Indyturk.com’da dün yayımlanan bir haberde, asteroid Ryugu’dan getirilen kaya örneklerinde ‘Yaşam izlerine raslandığı’ duyuruldu…
Bu haberin başlığında ve devamında:
‘Ryugu asteroidinde yaşam izleri: NASA organik maddeler buldu. Ryugu’daki materyaller, Güneş Sistemi’nden bile eski’…dendi…!
Önce, bu habere bir göz atalım…:
‘Örnekler, 2014’te fırlatılan Hayabuse 2 aracı tarafından toplandı (Japonya Uzay Ajansı) NASA ve Japonya’dan araştırmacılar, Ryugu asteroidinden gelen örnekleri ilk kez ayrıntılı inceledi. (Daha öncekilerde, herhalde, ‘ayrıntısız incelenmekteydi…!) Japonya Uzay Ajansı’nın Hayabusa 2 uzay aracı tarafından toplanan örneklerde organik moleküller tespit edildi. Moleküller, canlılarda kimyasal reaksiyonları düzenlemek, saç ve kas gibi yapıları oluşturmak için gerekli proteinlerin üretiminde kullanılan çeşitli amino asit türlerini içeriyor.
Göktaşında tespit edilen moleküllerden alifatik aminler, karboksilik asitler, polisiklik aromatik hidrokarbonlar ve nitrojen içeren heterosiklik bileşikler gibi sıvı su sayesinde oluşan bileşiklere “prebiyotik organik” adı veriliyor. (…)
Bu maddeler ilk bakışta göktaşında canlılığa işaret ediyor gibi görünse de canlıların olmadığı doğal süreçlerle de meydana gelebilir. (Böylece, bu haberin başlığı 4.5 büyüklüğünde sarsılmış oluyor…!)
Öte yandan bulgular, Dünya’nın erken dönemlerinde bu organik moleküllerin gezegene düşen göktaşlarıyla geldiği teorisine ağırlık veriyor (Burada, Türkçe’nin ‘kontrolu’-biraz-kaybedilmiş…!)
Bu teoriyi savunan bilim insanları, Dünya’daki ilk canlıların uzaydan gezegene taşınan bu moleküller sayesinde oluştuğunu savunuyor. Japonya’daki Kyushu Üniversitesi’nden Araştırmacı Hiroshi Naraoka, “Bulgular, Ryugu‘nun yüzeyindeki taneciklerin organik molekülleri koruma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor” dedi:
“Bu moleküller, çarpışmalarla asteroidin en üst katmanından uzaya savrulabilir ve sonra gezegenler arasında toz parçacıkları olarak dağılabilir.“
“Organik moleküller” terimi, hidrojen, oksijen, nitrojen, kükürt ve karbon elementini içeren ve Dünya üzerindeki tüm yaşam formlarının yapı taşları olan çeşitli bileşikleri tanımlamak için kullanılıyor.
Hayabusa 2, Şubat 2019’da Dünya’dan yaklaşık 347 milyon kilometre uzaklıktaki Ryugu’dan örnekler toplamıştı. Numuneler Aralık 2020’de Dünya’ya getirilmiş, 2021’de ise Japonya’da incelenebilir hale getirilmişti.
Hakemli bilimsel dergi Science’ta yayımlanan bu yeni analiz, uzun yıllar boyunca incelenecek olan Ryugu örneklerinin ilk organik analizi oldu. Aynı dergide yayımlanan ikinci bir analiz de Ryugu’daki organik materyallerin Güneş Sistemi’nden bile eski olduğuna işaret ediyor. Bu da yaşamı oluşturan bileşenlerinin birçoğu daha en başından Güneş Sistemi’nde var olabileceği anlamına geliyor. Bilim insanları Güneş Sistemi’nin yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluştuğunu belirtiyor. Gelecekteki araştırmalar, Ryugu örneğinin 2020’de Bennu göktaşından alınan örneklerle karşılaştırılacak.’
*
Kısaca, bilimsel değeri olan bu haberin başlığında, ne yazık ki, ve de çoğu zaman olduğu gibi, abartıya kaçılmış…!
Bu gibi haberlerde, öncelikle, ‘Neyin/Nelerin yaşam İzi Sayılabileceği’ tanımlanmalı…; sonra da, bu bağlamdaki haberlere ‘Altı Doldurulabilecek’ başlıklar atılmalı…!
Bir kısmı, en az son 30+ yıldır bilinenlerin bir tekrarı niteliğindeki bu ‘yeni’ bulguları ‘Yaşam İzi Bulundu’ olarak sunmak, Gazeteciliğimizde/ Haberciliğimizde ‘Fay Kırılmalarının’ devam ettiğinin bir göstergesi…!
Ne yazık ki…, ‘Habercilikteki’ bu ‘Fay Kırıklarının’-bize göre-Yerkabuğundaki Fay Kırıklarıyla doğrudan olmasa da, dolaylı bir ilişkisi var…!
Haliyle, Depremzedeler önünde atılan ‘Nutukların’ da…!
İnanmayacaklar…, Sayın Prof. C. Şengör’e sorsun…!
(Kaynak: NASA/JAXA/Dan Gallagher; nasa.gov)
Yararlanılan Kaynak:
HAVACILIK VE UZAY 