Yukarıdaki videoda anlatılan ilk kaza Taywan’da, 16 Mart 2023’te meydana geldi… Shark tipi bir uçak, kalkışından hemen sonra düştü (düşürüldü…!) ‘Shungfeng’ Uçuş Okuluna ait olan, Shark tipi bir uçakta yaşanan bu kazada Öğretmen ve Öğrenci Pilot hayatını kaybetti… ‘Kitap-tipi’ (stol-kaynaklı) bir kaza… Öğretmen Pilotun büyük hatası…!
Bu videoda gösterilen ikinci kazada ise, yalnız uçuştaki genç bir pilotun kullandığı, Beechcraft Baron tipi bir uçak, 17 Mart 2023’te, Lubbock Executive Airpark (Teksas) yakınında düştü…; pilot hayatını kaybetti… Bu kazanın meydana gelişi hakkında yeterli (video görüntüsü) bilgi yok… Yine de, aşağıdaki ‘uçuş-grafiğinden’ bu kazanında da, benzer bir sebeple meydana geldiği sanılıyor…
Bilim İnsanları, ‘Dünya-dışı yaşamın’ bir gün bir zorunluluk olacağını düşündüklerinden, uzay ortamında barınmayı mümkün kılacak ‘İnşaat Malzemesi’ tasarımı için de araştırmalarını sürdürmekte…
Ay ve Mars gibi ortamlarda (yüzeyde) barınabilmek için, öncelikle, kozmik ışınlardan, Güneş rüzgarlarından ve meteorit çarpmalarından korunmayı mümkün kılacak barınaklar gerekecek… Aşırı Soğuktan ve toz fırtınalarından korunma ihtiyacı ise çok daha sonraki bir öncelikte…
Bu amaçlı kalıcı-inşaatlar için, haliyle, ortamdaki malzemenin kullanılması bir zorunluluk olacak… Marsa, büyük kütleli ve hacimli inşaat malzemesi taşınması…, çok yüksek maliyeti dikkate alındığında, pratik olamayacağı biliniyor… Belki, başlangıçta, Dünyadan götürülecek geçici-barınakların kullanılması gerekecek…; şişirilebilir kabinler…gibi…
Ay ve Mars yüzeyindeki çöküntüler (mağaralar), uzay ortamının belirli tehditlerine karşı koruma sağlayabilecek olsa da, ‘hava sızdırmaz ortam’ ihtiyacı bu amaçlı barınakların ayrıca inşaasını gerektirecektir…
Bu kaynak-haberde, Bilim İnsanlarının, inşaat malzemesi (briket) imali için birçok farklı yöntemi denedikleri söylenmiş… İdrar ve kan… bunlardan ikisi…! Fazla ‘uçuk’ görünen ‘kan-kullanımı’ bir tarafa bırakılırsa, idrar kullanımının da uygulanabilir olamayacağı hususu açık…; kimse ‘Tuvalet-kokan’ bir mekanda yaşamak istemez…! (Gerçi, Ay Tozunun kokusunun ‘idrar kokusunu’ aratacak keskinlikte olduğu biliniyor… Marsta da durum farklı olmayabilir…!)
Neticede, ihtiyaç sadece, ateş yakarken, üzerine tencerenin konacağı birkaç biriket imali değil…! Kaldı ki, ‘idrar için’, öncelikle, su gerekecektir… Eğer su, bir şekilde, bulunabilecekse…, zaten, idrara gerek kalmaz… Mars yüzeyinde tuzun her çeşidi mevcut…! Herhalde, idrarın da düşünülmesi, elde mevcut ve atık durumunda bir madde olacak olmasından… (Belki, bitki yetiştirmede-işlenerek- gübre olarak kullanılması mümkün olabilir…)
Araştırmacılar, nişasta ve tuz da kullanarak, ‘StarCrete’ adı verilen, bir biriket malzemesi geliştirmiş… Bunun için de, yeterli miktarda patates üretebilmek için, Marsta ‘Matt Damon Patates Çiftliği’ oluşturulması gerekecek… ; haliyle, yeterince su bulunabilirse/sağlanabilirse…!
Bu ‘Haberde’, ‘Bam Telini’ koparan…, tuz içermesi sebebiyle, biriket imalinde ‘Gözyaşının’ da, bağlayıcı-madde olarak kullanılabileceğinin düşünülmesi…! Yeterli miktarda ‘Gözyaşı’ toplanabilmesi için, herhalde, yola çıkıştan itibaren, uzay-yolcularının ağlamaları gerekecek… Ya da, Mars yolculuğunun-kaçınılmaz olarak-böyle gerçekleşeceği sanılıyor…!
Eğer başarabilirlerse, Marsa vardıklarında, ağlamalarının sandıklarından çok daha kolay olduğunu göreceklerdir… (‘Hamiş: Mevcut astronotlarımızın Göz Pınarları kuruduğundan, inşaatın tamamlanabilmesi için, yeni astronotların ivedilikle gönderilmesini…. hassaten rica ederim…; Elon Musk…, Mars Ekibi Şefi…’ !)
*
Bu gibi araştırmalar yapanlar, ‘idrarlı-atık sulardan kokusuz inşaat malzemesi’ sentezleyebilir mi…? Belki bir gün mümkün olur…; haliyle, şu, ‘sürekli terketmek istediğimiz’ Dünyada kullanmak için…!
*
Bu araştırma ‘Open Engineering’ adlı bilimsel dergide yayımlanmış…
Bugün…, 18 Mart 1915, ‘Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü… başta Büyük Komutan, Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) olmak üzere, Çanakkale Şehitlerimizi, Gazi’lerimizi…, Çanakkale Zaferi’nde emeği geçen herkesi saygı ve minnetle anıyoruz…
*
Ancak, tarihimizde, hatırlamamız gereken başka olaylar da var…!
İstanbul, Çanakkale Zaferinden sadece üç buçuk yıl kadar bir süre sonra, İşgal edilmişti…; 13 Kasım 1918’de… 16 Mart 1920’de de ikinci defa…!
*
Önceki Depremleri ve yol açtığı kayıpları hatırlama zahmetine girmezsek, benzer acıları yaşamaya devam ederiz…!
Son iki Depremdeki can kayıpları, neredeyse, Çanakkale’deki can kayıpları kadardı… Farkında mıyız…?
Rusya’nın uçağı SU-27, MQ-9’un motorunu -yakıt emerek-durmaya zorlamak için, yakıt boşaltarak yaklaşmakta…!
Bu hafta, Karadeniz üzerinde, uluslararası hava sahasında uçmakta olan bir ABD-İHA’sının (MQ-9) bir Rus uçağı tarafından düşürüldüğü ileri sürülmüştü…!
Fahri bir Kaza Araştırmacısı da olan, Pilot Juan Browne, yukarıdaki videosunda bu olayı analiz etti…
MQ-9 üzerindeki kamera tarafından kaydedilen ve ‘online’ olarak yayımlanan bu videoda, Rus uçağı SU-27’nin bu İHA’ya iki defa yaklaştığı, ikinci geçişinde, MQ-9’un pervanesine temas ederek, ona hasar verdiği ve onu itki-sağlayamaz-hale getirdiği görülüyor…
Sağlam Pervanenin görünümü.
Rus uçağının ikinci geçişinde çarparak hasarladığı pervane.
Ayrıca…, Soldaki (bakşa bir Pervane-Pali ‘İtki Sağlayamaz’ (Feathered) pozisyona gelmiş…!
Haliyle…, MQ-9, aldığı bu hasarla uçuşunu sürdürememiş…!
Bu kaza, 13 Ocak 2018’de Trabzon Havalimanında meydana gelmişti…
Yağmurlu bir havada iniş yapan Pilotlar uçağı pistte durduramadı ve bu kaza meydana geldi…
Meydana gelen bu kazadan sonra, basında yer alan haberlerde, pistin arazideki konumunun, zaten, potansiyel bir risk oluşturduğu yazıldı…; herhangi bir sebeple, pistten araziye çıkacak uçakların, pistin deniz tarafındaki ‘yar’dan (düşük banketten) aşağı düşmesi çok olasıydı… Bu kaza da, nispeten, bu durumun da katkısıyla meydana gelmişti…!
Yine Basında yer alan haberlerde yapılan bazı tahminlere (belki de kaynağa-dayalı bilgilere) göre, uçağın pistteki frenlemesini sağlamada rolü olan, Sol Motor ‘İtki-Tersleyici’si (Thrust Reverser) devredeyken (fren yaptırmaktayken), Sağ Motorun Gaz Kolu açılarak (Motora gaz verilerek), oluşan asimetrik itki sonunda uçak pist dışına savrulmuş…
*
Biz, çoktan yayımlanmış olduğu sanılan, Kaza İnceleme Raporunu göremesek de, Basındaki haberlerden, bu kazanın ‘Adli Yargılaması’nın devam ettiği anlaşılıyor…
Bu Mahkeme sürecinde, bu uçuştaki Yardımcı/İkinci Pilot, bu iniş esnasında, uçağın ‘Pas Geçme’ Sistemini yanlışlıkla çalıştırdığını beyan (itiraf) etmiş…
Basında yer alan (ve İkinci Pilotun birebir ifadesi olduğunu varsaydığımız) beyana göre, bu pilot-anlaşılması epey zor-bir iddiada bulunmuş…:
‘ Trabzon Havalimanı’na yaklaştıklarında kule operatörünün kendilerine yanıltıcı bilgi verdiğini iddia ederek, “Kuleyle bizdeki bilgiler uyuşmadı. Kullandığımız uçak düşük uçuş şartlarını taşıyan donanıma sahipti ancak Trabzon Havalimanı’nın bu şartlara ait bir altyapısı yoktu….’
Eğer, savunmasını yapan Pilota aitse, sadece bu ifadeye bakarak, ‘… bu Pilota başka sorum yok’ demek gerekir…! ‘Ana Dilini kullanması’… böyle ise, ‘Pilotluğunu’ sorgulamaya gerek olmamalı…!
Her ne kadar, bu Pilot-beyanının eksik olarak aktarılmış olma olasılığı mevcutsa da, bu beyanın sonunda, ‘Uçak-Havaalanı/Pist’ Sistem uyuşmazlığı iddiası oldukça kafa karıştırıcı…! Böyle bir iddia sahibine şunun sorulması gerekir…: ‘Pilot olarak Sizler, bu ‘Sistem/Teknik-Yeterlilik’ Uyuşmazlığını bile bile mi… Trabzon Havaalanına uçuş planladınız…?
Basında yer alan Pilotun bu ifadesi yeterince açık ve kapsamlı olmasa da, mealen, şunu anlamak mümkün…: Pilot inişten önce, (hatalı olarak) ‘Pas Geçme/İnişten Vazgeçme’ kumandası vermiş, sonra da, bu kumandayı iptal edip, inişten sonra, Motor Freni (İtki Saptırıcı) Sistemini kullanarak fren yapmak istemiş…görünüyor… Uçak enkazında motorlardan biri bu konumda bulunmuş…! (Pilotun ‘İnişten Vazgeçme’ kumandasını aktif yapması/çalıştırması, hatalı değil, muhtemelen, doğru bir karardı…!)
Diğer taraftan, Pilot ifadesi yeterince açık olmasa da, ‘Hatalı Kumanda’ durumunu farkeden Kaptan/Birinci Pilotun onu bu hususta ikaz etmeye çalıştığı anlaşılıyor…! (Bu noktada, Kaptan/Birinci Pilotun ne söylediğinin/söylemeye çalıştığının detayını bilemiyoruz…Yine de, bir başka kaynakta: ‘… Öte yandan soruşturmada uçağın birinci pilotu, ifadesinde, “Yardımcı pilot, uyarmama rağmen iki kez motorların pisti pas geçmesini sağlayan tuşa bastı. Durumu fark edip uçağı teslim almamla büyük bir kazanın önüne geçildi’ dediği söylendi.)
Ancak, pilotun, bu ‘Hatalı Kumanda’dan sonra yaptıklarını anlatan sözleri pek inandırıcı görünmedi…; fazla ‘naif’…!
(…kontrolü ele aldığımda otomatik pas geçme sistemini aktif ettiğimi fark ettim. Fark ettikten hemen sonra usulünce gerekli kuralları uygulayarak bu sistemi devre dışı bıraktım ve uçağın karaya kontrollü şekilde temasını sağladım….!) (Pilot’un ‘Usulünce yaptığı…neydi…? Böyle bir şey yapması doğru bir karar mıydı…? Kaptan /Birinci Pilot bu konuda (bu iddia hakkında) ne söylemişti…?)
Pilot, uçağı ‘kontrollü şekilde indirdiğini’ söylese de, ‘kontrollü bir şekilde’ durduramayacağını anlayınca, kumandayı Kaptan/Birinci Pilot almış…!
Bu noktada, Pilot ifadesinde ilginç bir şey söylemiş…: ‘Sağ Motorun İleri İtiş Sistemi…arızalıydı…!’ (Burada: Motor-Freni Sistemi kastedilmiş olmalı…!) (Muhtemelen, bu durum, bu uçak tipi için, mevcut Uçuş-Planlama Kurallarına göre, ‘uçuşa engel bir durum’ sayılmamakta…)
Uçaktaki iki motordan birinin ‘Fren (İtki Tersleme) Sistemi’ önceden arızalıysa, bu sistem kullanıldığında, uçağı pistten çıkmaya zorlayacak bir momentin oluşması normal bir durum…
İkinci Pilot, bu kaza esnasında Kaptan/Birinci Pilotla iletişim problemi yaşadığını da-bir şekilde-vurgulamış…!
‘Bir yolcunun Acil Çıkış Kapısını açması sebebiyle, içeri sızan Hidrolik Sıvısının yolcu tahliyesini güçleştirdiği’ iddiası da, pek çok sebepten, pek inandırıcı görünmedi…
*
Başta da belirttiğimiz gibi, bu Kazanın İnceleme Raporunu görme/okuma şansımız olmadı…; olsaydı, muhtemelen, daha ileri bir yorum yapabilirdik…
Bu Raporlara ‘sıradan-vatandaşın’ erişiminin erişimin engellenmesi, muhtemelen, bu ‘yorumları’ da engellemek için olsa gerek…!
Yıllardır söylemekteyiz…; bu Kaza İnceleme Raporları ‘Kamu’nun Erişimine’ açık olmalı… Ticari Taşımacılık Yapan Pilotların gerçekleri-aleyhlerine bir delil olarak kullanılmayacak bir şekilde-beyan edebilmeleri için, hem gerekli yasal düzenlemenin yapılması, hem de, ‘gerçeklerin açıkça söylenebilmesi için, bu personelin daha fazla cesaretlendirilmesi gerekir…
Bunu söylerken, elbette, yetersizliği belgelenmiş Pilotların uçak kullanmalarına-aynen-izin verilmesini kastetmiyoruz…!
Ve…, (Sayın M. İnce’nin deyimiyle)…: ‘Adam İndi’…!
*
Bu ilginç olay, 25 Ekim 2017’de, San Francisco Havaalanında meydana geldi…
Uçuş Kulesi Görevlisinin gördüğü tehlikeli yakınlaşma üzerine, inişini iptal etmesini (altı defa !) istediği, ancak, sonuç alamadığı Pilot, uçağının inişinden sonra, Kule ile (Telsiz) iletişim problemi yaşaması sebebiyle, bu olayın yaşandığını söylemiş…!
Kule Görevlisi, iniş yapmakta olan Pilotu ikaz için, ilave olarak, Kuleden bu uçağa doğru Kırmızı Işık da yöneltmiş… O da ‘para’ etmemiş…!
San Francisco International Airport. (Jeff Chiu/Associated Press)
İşin ilginç tarafı, yaşanan bu olay, San Francisco Havalananında, Air Canada yolcu uçaklarıyla, (2017’de) son üç ayda yaşanan ikinci ‘çok-ciddi olay’ imiş… Önceki bir olayda, Air Canada Pilotu, gece şartlarında gerçekleştirdiği iniş teşebbüsünde, Piste paralel uzanan ve üzerinde birçok uçağın bulunduğu, ‘Taksi-Yoluna’ (taxiway) inmeye kalkmış…!
Yaşanan bu son olayda, Kule Görevlisi, Air Canada Pilotuna verdiği iniş iznini, Piste henüz inen başka bir uçağın bu pisti tahmininden daha geç terkedeceğini anlaması üzerine iptal etmiş…
ABD Havacılık Yetkililerinin gerçekleştirdiği soruşturmada, Pilotun Kule ile iletişim frekansını Yerde-iletişim frekansına-inişten önce-çevirmesi sebebiyle bu olayın yaşandığı anlaşılmış… Yine de, Pilotların gerek Uçuş Kulesinden yansıtılan ‘Kırmızı Işığı’ (anlamını) algılamamış olmaları, otuz saniye süresince, Telsiz iletişiminin kesilmiş/sessiz olmasını doğru şekilde anlayamamış olmaları, büyük bir eğitim eksikliği olarak değerlendirilmiş…!
Bu kaza, 31 Aralık 2022 günü Montgomery Bölgesel Havalimanında (Alabama, ABD), uçağın inişten sonra, park yerine gelişini takiben meydana gelmişti… Bir Yer Hizmetleri Görevlisi uçağın çalışmakta olan bir motoru tarafından emilmişti…!
Meydana gelen bu kazanın NTSB tarafından gerçekleştirilen incelemesinde, Ön İnceleme Raporu yayımlandı… Yukarıdaki videoda bu kazanın nasıl meydana geldiği detaylı olarak anlatıldı…
NTSB’nin gerçekleştirdiği incelemede, yaşanan bu kazaya, Kaptan Pilot’un Yer Personeline, uçağa Harici Elektrik Aracının irtibatlanabileceği/Yer Personelinin Uçağa Yaklaşabileceği işaretini/iznini, sol motorun durmasını beklemeden vermesinin sebep olduğu belirlendi…!
Haliyle, Yer Personelinin, aldığı eğitime rağmen, halen çalışmakta Olan bir Motora yaklaşma teşebbüsü de, bu kişinin ölümcül bir hatasıydı…
Uçağın Park/Yolcu İndirme Sahasına gelişinden sonraki iki dakika süresince, gerek elektrik ihtiyacını karşılamak ve gerekse motorların soğuması için, iki dakika süreyle motorların çalışır durumda tutulması gerekmekteydi…Bu süre boyunca, uçağın ‘İkaz (Dış) Işıkları’ (beacon lights) da yanıp sönmekteydi….
Bu tehlikeli durumu farkeden Yardımcı Pilot (FO) kokpit camını açarak, Yer Personelini ikaz etmek istese de, bu ikazı bir işe yaramadı…!
Kaptan Pilot ise, hala, olayın farkında değildi…!
Haliyle…, olan oldu…!
*
Kısaca, bu kazanın meydana gelişinde, bir ‘Hatalar Zinciri’ söz konusuydu…; birçok kazada olduğu gibi…!
Bir kaza meydana gelmemiş olsa da, yaşanan bu olay büyüktü…!
ABD’nin Austin Havaalanında, 6 Şubat 2023 günü meydana gelen bu ‘Olay’da, olası bir kaza ‘kıl payı’ atlatıldı…
Adela Uchida’nın ‘da, cbsaustin.com’da, 6 Şubat 2023’te yayımlanan haberinde, iniş için son yaklaşmadaki bir uçağa rağmen, kalkış izni verilen ikinci bir uçağın pist üzerinde çarpışmasının son anda önlendiği duyuruldu…
Bu olayın yaşandığı anda, Austin Havaalanında, geleneksel olarak, sis mevcuttu… Yine de, mevcut sis iniş ve kalkışı engelleyecek seviyede değildi… Kısaca, bu sis, yaşanan bu olayın ana sebebi değildi…Çünkü…, Piste yaklaşmakta olan uçaklar radarla da takip edilmekte…!
Yukarıdaki (ilk) video’da kaza/olay yorumcusu pilot Kelsey, yaşanan bu olayın, kalkış yapacak Southwest havayolu pilotunun, kendisinden her zaman görülen ‘seri-kalkışı’ yapamayarak, uçaklara Kalkış İzni veren Kule Görevlisini yanılttığını, bu sebeple, Kule Görevlisinin ‘sorun yaşanmaz’ olarak değerlendirdiği, Kalkış-İniş İzinlerinin (zamanlama açısından) riskli hale geldiğini söylüyor…
Neyse ki, durumu zamanında fark eden (İniş Yapan Uçaktaki) Pilot inişten vazgeçerek bu (olası) çarpışmayı önlemiş…!
*
Hava Trafik Kontrolu/Pilot Eğitimlerinde ‘Ders Olarak Anlatılacak’ bir olay…!
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.