Ay  Güneşten  daha  fazla parlayabilir  mi ? (Moon may  be brighter   than the Sun…!)

  

Ay’ın  gama  ışıması.

(Kaynak: universetoday.com)

Evan  Gough  böyle  yazmış, universetoday.com’da, 17 Ağustos 2019’da  yayımlanan  yazısında !

Daha  ileri  gitmeden belirtelim; burada  kıyaslanan  parlaklık   ‘gama ışımaları’ üzerinden !  Bu  da,  astronotların ‘Houston… we  have  a  problem…’ (!) demelerini  gerektirecek  bir  durum.

Gama  ışınları, frekansı  en  yüksek  olan, dolayısıyla, enerji  seviyeleri  de  en  yüksek ışımalar; radyasyon.

Ay’ın  böyle  bir  marifetinin  mevcut  olduğu  NASA’nın  Fermi  Teleskobuyla  (ve  diğer  başka  teleskoplarla) gerçekleştirilen  gözlemlerde  belirlendi. Güneşin  bu  yarışta  geride  kalması, ışımasının  büyük  kısmını diğer, daha  düşük  frekanslı / enerjili  ışık  spektrumlarında  yapıyor  olmasından. Güneş, özellikle  püskürme (patlamalar) yaptığında gama  ışını  da  ışımakta. Ancak,  bu  ışıma  miktarı,  Ay’la  kıyaslandığında, çok  küçük  miktarda  gerçekleşmekte.

Samanyolundaki gama  ışımalarının  büyük  bölümü  Kuasarlardan  veya Aktif  Galaktik  Çekirdeklerden  (active galactic nuclei-AGN)  gelir.

Bir  AGN (Temsili)

(Kaynak: NASA/Goddard Space Flight Center Conceptual Image Lab.; universetoday.com)

Kuasarlar, merkezlerinde  çok  büyük  kara  delikler  bulanan  ve  bu  sebeple, çok  güçlü  ışımaya  sebep  olan  gökadalar.

Gerçekte,  Ay  gama  ışımasını  kendisi  üretmez. Bir  çeşit  ‘yansıtıcı / dönüştürücü’  görevi  görerek, yüzeyine  çarpan  kozmik  ışınlar  gama  ışımasını  tetikler. Neticede, Ay’ın  bir  kabahati  yok !

Kozmik  ışınlar, Güneş  sisteminin  dışında  meydana  gelen    süpernova  patlamaları veya  aktif  galaktik  çekirdekler  tarafından üretilen  ve uzaya proton  veya  atom  çekirdeği  formunda  saçılan  yüksek  enerjili  parçacıklardır. Bunlar, yolları  üzerindeki  atomlara  çarptığında  gama  ışımasına  yol  açarlar.

Araştırmacı  Mario Nicola Mazziotta   ve   Francesco Loparco (National Institute of Nuclear Physics, İtalya)   kozmik   ışınların kara  deliklere  doğru  hareketlenen  maddenin  oluşturduğu  jetlerin  içinde  ve  patlayan yıldızlar  tarafından üretildiğini söylüyor. Elektrik  yüklü  olan  bu  ışınlar Dünya  atmosferindeki  gibi  bir  manyetik  alanla  karşılaştığında  saptırılır. Ancak,  Ay’ın  belirgin  bir  manyetik  alanı  mevcut  olmadığından, Ayın yüzeyine  ulaşabilen  bu  ışınlar gama  ışımasına  yol  açar. Ay, ortaya  çıkan  bu  gama  ışımasının  büyük  bir  kısmını  absorblasa  da, bir  kısmı  uzaya  kaçar.  Fermi  Teleskobu  (The Fermi Gamma-Ray Space Telescope-FGRST) bunları belirleyebilmekte.

Araştırmacılar, Ay’ın  yayımladığı gama  ışınının zaman  içinde  değiştiğini  söylüyor. Bu  araştırmacılar  tarafından  belirlenen gama  ışınları, Ay’ın  görünür  ışığının  on  milyon  katı  daha  (31  milyon  elektron  volt+) güçlüydü.  Ay,  gama  ışını spektrumunda  daima ‘tam  Ay’  olarak  görünür; safhaları  yoktur. (Ay’ın  safhalı-hilal,…) şeklinde  görünmesi tamamen, yansıyan  ışığın  Dünyaya /gözlemciye   ulaşabilmesiyle  ilgili.)

Ay’ın  Fermi  Teleskobuyla  alınan  ve  gözlem  süresine  bağlı  olarak, sürekli  gelişen (parlaklığı  artan) görüntüsü.

(Kaynak: NASA/DOE/Fermi LAT Collaboration; universetoday.com)

Bu  durumda, Ay  yüzeyine  indirilecek  astronotların, kozmik  ışınların  yanında, gama  ışınlarından  da  korunmaları  gerekecek !

Araştırmacılar, FGRST  ile  gözlenen  gama  ışınlarının 31 milyon  elektron  voltu (eV) biraz  aşan  seviyede olduğunu, çok  geniş  bir  enerji  seviyesi  aralığında  ışıyabilen  gama  ışınlarının enerji  seviyelerinin  milyar-trilyon MeV (Milyon  Elektron  Volt) katında  enerji  seviyelerinde  olabileceğini  söylüyor.

The Fermi Gamma-Ray Space Observatory is not the only observatory to see the Moon's gamma radiation. The Compton Gamma Ray Observatory captured this image of the Moon's gamma rays. Image Credit: By D. J. Thompson, D. L. Bertsch (NASA/GSFC), D. J. Morris (UNH), R. Mukherjee (NASA/GSFC/USRA) - ur=http://heasarc.gsfc.nasa.gov/docs/cgro/epo/news/gammoon.html., Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=19838942

Ay’ın  Compton  Gama  Işını Gözlemeviyle (Compton Gamma Ray Observatory)  alınan  görüntüsü.

(Kaynak: D. J. Thompson, D. L. Bertsch (NASA/GSFC), D. J. Morris (UNH), R. Mukherjee (NASA/GSFC/USRA) – ur=http://heasarc.gsfc.nasa.gov/docs/cgro/epo/news/gammoon.html., Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=19838942)

Çok  yüksek  enerjili  kozmik  ışınlar, Güneşin  manyetik  alanı  etkisinden  kurtularak, Güneşin  atmosferinin  çok  yoğun bölgesine  çarparak, çok  güçlü   gama  ışını  ışımasına  yol  açabilir.  Bu  durumda  Güneş, Ay’da  gerçekleşen  gama  ışımasından bir  milyar  elektron  volt  daha  güçlü gama  ışıması  gerçekleştirebilir.  Gerçekleştirilen  araştırmalarda, Güneşin 11  yıllık  periyoda  gerçekleşen  manyetik  döngüsünün  Ay’a  çarpan  kozmik  ışın  miktarını  ve  dolayısiyle, Ay’da  üretilen  gama  ışını  miktarını  %20  oranında değiştirdiği  belirlendi.

Gerek  kozmik  ışınlar  ve  gerekse  gama  ışınları  dokuyu  etkileme  gücü  yüksek  olan  iyonlaştırıcı ışımalar (ionizing  radiation).  Düşük  enerji  seviyeli  gama  ışınları  da, yeterli  süreyle  maruz  kalındığında, uzay  insanları  için  tehlikeli  olacaktır. Bu, uzay  insanlarının  günlük  mesailerinin  çok  kısa  olması  gerekecek  demek !

If we saw the sky in gamma rays, the same way the Fermi Space Telescope does, it would be unrecognizable. This image was constructed from six years of Fermi observations. It shows the entire sky at energies between 50 billion (GeV) and 2 trillion electron volts (TeV). The bright band in the middle is the central plane of the Milky Way. Some of the brightest sources are pulsar wind nebulae and supernova remnants within our galaxy, as well as distant galaxies called blazars powered by supermassive black holes. Labels show the highest-energy sources, all located within our galaxy and emitting gamma rays exceeding 1 TeV. Image Credit: NASA/DOE/Fermi LAT Collaboration

Fermi  Teleskobuyla,   50 milyar eV (GeV)-2 trilyon elektron  volt (TeV)   spektrumunda, 6 yıl  süreyle  gerçekleştirilen  gözlemlerden  oluşturulan uzay  görüntüsü.

(Kaynak: NASA/DOE/Fermi LAT Collaboration; universetoday.com)

Ortadaki  parlak  bant  Samanyolunun  merkez  düzlemi.  Diğer  (1TeV’yi  aşan) parlak  ışık  kaynakları Samanyolu  içindeki  süpernova  kalıntıları  ile ‘Atarca  Rüzgarı  Bulutsusu’ (Pulsar   Wind  Nebula) ve  Samanyolunun  ötesindeki  Blazar’lar (çok  büyük  kara  delikli  gökadalar).

Uzun-süreli  uzay  yolculuklarında, radyasyona  maruz  kalma, uzay  yolculuklarında ana  engellerden   birini  oluşturmakta.  Dünyanın  manyetosferi  ve  atmosferi  radyasyon  kalkanı  olarak  görev  yapar. Ancak, Dünyanın  alçak yörüngelerinde  dolanacak  uzay  insanları  için  bile, yüksek  radyasyona  maruz  kalma  riski  söz  konusudur.

Ay’ın  yüzeyine indirilen  veya  yörüngesinde  dolandırılan  araçlarla  Ay’daki  radyasyon  seviyeleri  sürekli  ölçülmekte; radyasyona  karşı  koruyucu  malzeme araştırmaları  gerçekleştirilmekte.

Ay  yüzeyinde  ve  yörüngesinde  uzun  süreli  görevlerin  başlatılmasından  önce, ortamdaki  radyasyonun  insan  vücuduna  etkilerinin yeterince  anlaşılması  gerekmekte; Stephen  Patrenak  ne  derse  desin !

 

Yararlanılan  Kaynak:

https://www.universetoday.com/143183/when-it-comes-to-gamma-radiation-the-moon-is-actually-brighter-than-the-sun/

%d blogcu bunu beğendi: